Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/309 E. 2016/309 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/309
KARAR NO : 2016/309
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-309 2016/309 2014/244847

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 21 ve 15. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza

Basit dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın her iki suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 21. Ceza Dairesince 12.05.2016 gün ve 862-4319 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanun ile 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanınmıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
12.07.2013 gün ve 1770 Esas sayılı iddianame ile, yüklenen dolandırıcılık suçunun bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle işlendiğinin iddia olunması karşısında; dolandırıcılık eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesinde öngörülen ‘banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçları tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla iddianamedeki tavsife, tavsifin ağırlığına, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”
Yargıtay 15. Ceza Dairesince de 21.06.2016 gün ve 2142-6559 sayı ile;
“Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri iş bölümünü düzenleyen II nolu bölümün, ortak hükümler başlığının 3. bendinde, ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan dolandırıcılık suçunun TCK’nın 157/1 maddesinde bir yıldan beş yıla kadar; resmi belgede sahtecilik suçunun cezası ise aynı kanunun 204/1 maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret ve tebliğname tarihinin de 22.01.2016 olduğu gözetildiğinde;
Mahkumiyet kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 21. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 21. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgeledeki nitelendirme esas alınır” ve “İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarih itibariyle düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli ceza dairesine gönderilir” hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Tebliğnamenin 28.06.2014 tarihinden sonra düzenlendiği dikkate alındığında temyiz incelemesine konu suçlardan mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre; resmi belgede sahtecilik suçunun yaptırımının TCK’nun 204/1 maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis, basit dolandırıcılık suçunun yaptırımının ise TCK’nun 157/1 maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezasından ibaret olmasından dolayı, cezanın alt sınırı itibariyle resmi belgede sahtecilik suçunun yaptırımının daha ağır olduğu da dikkate alındığında, 22.01.2016 tarihli tebliğnamenin tabi bulunduğu 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca resmi belgede sahtecilik suçlarını temyizen inceleme görevinin Yargıtay 21. Ceza Dairesine ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 12.05.2016 gün ve 862-4319 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 21. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.