Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/293 E. 2016/293 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/293
KARAR NO : 2016/293
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-293 2016/293 2012/137819

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 23 ve 8. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda aynı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek, 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararı nedeniyle, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen ve Daire Başkanı tarafından imzalanan 06.02.2015 gün ve 28042-7710 sayılı tevdii kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 23. Ceza Dairesince 11.01.2016 gün ve 5622-98 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmüne yer verilmiştir.
19/01/2015 tarih ve 2015/8 tarihli Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararına göre, tebliğname tarihi 28/06/2014 tarihinden önce olan dosyalarda, görev hususunda iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme dikkate alınacağı belirtildiğinden incelenen dosya içeriğine göre, iddianame anlatımından bahse konu eylemin TCK’nın 245/1. madesinde belirtilen banka ve kredi kartarının kötüye kullanılması suçunu oluşturduğu anlaşıldığından,
İddianamedeki nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi (8.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”
Yargıtay 8. Ceza Dairesince de 06.06.2016 gün ve 1458-7402 sayı ile;
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.05.2011 tarihli iddianamesi ‘…şüphelilerin mail-order sistemine göre müşterilerden kestikleri paralara müşterilerin kredi kartı aldıkları kendi bankalarına itiraz etmeleri üzerine müşteki banka tarafından yukarıda belirtilen kurallar çerçevesinde müşterilerin uğradığı zararın karşılandığı, bu şekilde müşteki bankanın şüpheliler tarafından dolandırıldığı yukarıda yazılı delillerden anlaşıldığından, şüphelilerin yargılamalarının yapılarak sevk maddeleri gereğince cezalandırılmalarına karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur’ şeklinde anlatım ile 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f maddesi uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 13.11.2014 gün, 2014/380 esas, 2014/416 sayılı kararı ile 06.06.2014 gün, 2014/162 esas, 2014/198 kararında da belirtildiği üzere iddianamede anlatılan eylemin gerçekte hangi suçu oluşturacağı temyiz incelemesi sonucu belirlenecektir.
Bu itibarla, tebliğname tarihine, Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenen iddianamede açıkça nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açılmış olmasına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek (23.) Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 23 ve 8. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin a bendi; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan iş bölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
09.10.2013 tarihli tebliğname itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “Şüphelilerin hakkında ek takipsizlik kararı veriler …’den MSS Turizm Tercüme, Organizasyon, Nakliye, Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’ni devraldıkları, Mehmet Ali’nin 5 yıl süreyle şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu, şirket ile müşteki banka arasında sözleşme yapılarak şüphelilerin şirketinde kullanılmak üzere ’email order’ sistemi ile manuel yetki içeren P.O.S. Cihazı (kredi kartı alış veriş terminali) tahsis edildiği, bu cihaz sayesinde şüpheliler müşterilerine sunacakları hizmet bedellerini tahsil etmek için kartın fiziken kullanımına gerek kalmaksızın, müşterilerden alacağı kredi kartı bilgileri (numarası, vade tarihi, güvenlik numarası) ve işlem tutarını P.O.S cihazına tuşlayarak harcama belgeleri üretmekte ve bu harcamalar da sistemsel olarak harcama belgesi ibrazına gerek kalmaksızın şüphelilerin şirketleri adına açılmış bankadaki hesaplarına alacak olarak geçirebildikleri;
Şüphelilerin şirketi devraldıktan sonra her hangi bir hizmet karşılığı olmaksızın, çok sayıda müşterilerinden elde ettikleri kredi kartı bilgilerini kullanarak müşteki bankadan toplam 595.382.79 TL çektikleri, ancak müşteki banka yetkililerinin olayı fark etmeleri üzerine şüphelilerin şikayetleri adına açılmış hesaptaki 172.323 Lirayı bloke ettikleri, dolayısıyla müşteki bankanın olay nedeniyle gerçek zararının dolar bazında 238.792, 48 USD olduğu,..” şeklinde anlatılması karşısında, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan kamu davası açıldığı kabul edilmelidir. Hükmü temyizen inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 8. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 23. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 06.06.2016 gün ve 1458-7402 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 8. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.