Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/268 E. 2016/268 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/268
KARAR NO : 2016/268
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-268 2016/268 2011/208658

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza

Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın aynı suçlardan mahkumiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 05.03.2015 gün ve 8961-21981 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır,
İncelenen dosya içeriğine göre;
Sanığın sahte olarak düzenlediği imza sirkülerini kullanarak kredi çekmesi eyleminin TCK’nın 204/1-3 ve 158/1-j maddelerinde öngörülen resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu anlaşılmakla,
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/1-3 maddesinde üç yıldan yedi yıl altı aya kadar hapis; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanunun 158/1-j maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (11.) Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 06.06.2016 gün ve 1499-5221 sayı ile;
“Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir’ hükmüne göre Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır.
Ayrıntısı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 22.12.2015 gün ve 2015/280 Esas, 2015/591 sayılı kararında da açıklandığı üzere ‘TCK’nun 204/3. maddesinin temel ceza değil arttırım içerdiği ve ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde artırım maddelerinin dikkate alınamayacağı’ cihetle; iddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçeleriyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucu kurulan mahkmiyet hükümlerinin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” biçiminde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde değiştirilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede eylemin; “Şüphelilerin müşteki bankanın sirkeci Şubesine tüketici kredisi talep ederek banka tarafından istenen belgeleri tamamlayarak müracaat ettikleri müşteki banka tarafından da talepleri uygun bulunup, şüpheli Gökçen’e 2.500 Lira, şüpheli Esat’a 5.500 Lira, şüpheli Rıdvan’a da 4.500 Lira tüketici kredisi verildiği,
Daha sonra vadesi gelince kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle müşteki banka tarafından yapılan araştırma sonucunda şüpheli Gökçen’in ibraz ettiği Klenmak Temizlik Büro Makinaları Ev ve Mutfak Cihazları Tic. ve San. Ltd. Şti. adında bir şirketin bulunmadığının, bu şirket adına ibraz edilen imza sirküleri ve verilmiş gözüken maaş bordrosunun sahte olduğunun anlaşıldığı,
Yine diğer şüpheliler Rıdvan ve Esat’ın ibraz ettikleri, Makina Tasarım San. ve Tic. Ltd. Şti. adına ibraz ettikleri imza sirküleri ve maaş bordrolarının da sahte olduklarının tespit edildiği…” şeklinde anlatılarak nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı anlaşılmaktadır.
Tebliğname tarihinin 24.03.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 158/1-j maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adli para cezası; resmi evrakta sahtecilik suçunun yaptırımı ise aynı kanunun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, TCK’nun 204/3. maddesinin temel ceza değil artırım içerdiği, ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde artırım maddelerinin dikkate alınamayacağı hususları göz önüne alındığında, nitelikli dolandırıcılık suçunun müeyyidesi, resmi evrakta sahtecilik suçundan fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 05.03.2015 gün ve 8961-21981 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.