Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/25 E. 2016/25 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/25
KARAR NO : 2016/25
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 15 ve 6. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanıklar hakkında tehdit, mala zarar verme ve hırsızlık suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sırasında Ayvalık 2. Asliye Ceza Mahkemesince 07.08.2009 gün ve 349-424 sayı ile, sanıkların eylemlerinin yağma, mala zarar verme ve hırsızlık suçuna teşebbüsü oluşturabileceği gerekçesiyle TCK’nun 148/1, 35, 151/1, 141/1 ve 143. maddeleri uyarınca yargılanmaları için görevsizlik kararı verildiği, dosyanın gönderildiği Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesince 08.07.2010 gün ve 353-233 sayı ile, sanıkların mala zarar verme suçundan mahkûmiyetlerine, hırsızlık suçuna teşebbüsten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, Bergama Ağır Ceza Mahkemesi’nce 28.03.2011 tarih ve 78 sayı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına karşı yapılan itiraz reddedilmiştir..
Sanıklar hakkındaki mahkûmiyet hükümlerinin katılan vekili ve sanıkların müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 10.02.2014 gün ve 13783-2319 sayı ile;
“Mahkemece, sanıkların eylemlerinin yağma suçunu oluşturmayacağı; tehdit suçunun ise mala zarar verme suçunun içerisinde eriyeceğinden bahisle sanıklar hakkında yalnızca mala zarar verme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulduğu anlaşılmış ise de, katılan vekilince suçun yağma ve tehdit suçlarını oluşturduğundan bahisle, suçun vasfına yönelik temyizde bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6110 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun ceza dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava, daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın, daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde göz önünde bulundurulacaktır.
İncelenen dosya içeriğine göre, Ayvalık Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanıklar hakkında tehdit, silahla tehdit ve hırsızlık suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda Ayvalık Asliye Ceza Mahkemesi’nin 07.08.2009 tarih ve 2009/349-424 sayılı görevsizlik ilamında; ‘…sanıkların olay tarihinde gece saat 02.30 sıralarında katılanların işyerine giderek ‘Biz Altınova’lıyız, seni burada barındırmayız, buraya olay çıkartmaya geldik, burayı birbirine katacağız’ diyerek katılanlardan sigara ve alkol istedikleri, bu taleplerinin kabul edilmemesi üzerine işyerinde katılanlara saldırıp kaçtıkları, bir müddet sonra da işyerine gidip tüfekle ateş ederek işyerine zarar verdikleri, sanıkların amacının halk arasında bilindiği üzere işyerini haraca bağlama, korkutarak ve yıldırarak kendilerine mal ya da para verilmesini sağlamak olduğu, olay günü de gece saat 02.30 da üç kişi birlikte hareket ederek bedava alkol ve sigara verilmesi, aksi halde işyerine zarar vereceklerini bildirerek malı teslime mecbur kılmaya çalıştıkları, bu etkinin oluşmaması ve ret yönündeki cevap üzerine bir fiil şikayetçileri adli rapor formlarında belirlendiği üzere cebir uygulayarak bu malı teslime zorlamaya çalıştıkları, çevreden vatandaşların gelmesi üzerine kaçtıkları, sanıkların yağma suçunun hareketlerini gerçekleştirmekle beraber neticesini elde edemedikleri ve suçun teşebbüs aşamasında kaldığı, bu şekilde sanıkların eylemlerinin TCK’nun 148. ve 151. maddelerinde yer alan suçları oluşturduğu” belirtilerek görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan görevsizlik kararında anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen birden fazla kişi tarafından ve silahla yağma suçunun cezasının, TCK’nun 149. maddesinde on yıldan onbeş yıla; tehdit suçunun TCK’nun 106/2-a maddesi gereğince iki yıldan beş yıla; mala zarar verme suçunun ise aynı kanunun 151/1. maddesi uyarınca dört aydan üç yıla kadar hapis cezasından ibaret oldukları gözetildiğinde;
Temyizin kapsamı, görevsizlik kararındaki anlatım, nitelendirme ve sevk maddelerine göre, Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (6.) Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğu”
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek, 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararı nedeniyle, Yargıtay 6. Ceza Dairesince verilen ve Daire Başkanı tarafından imzalanan 18.02.2015 gün ve 6128-34811 sayılı tevdii kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 22. Ceza Dairesince 06.11.2015 gün ve 16247-6679 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylem ve sevk maddeleri ile temyizin kapsamına, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 gün, 2012/1 sayılı kararına, TCK’nun 148/1. maddesi uyarınca yağma suçundan kamu davası açılmış bulunmasına göre, 09.05.2013 tarihli tebliğname tarihi itibariyle işin incelenmesinin Yüksek 6. Ceza Dairesinin görevine girdiği,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince 10.12.2015 gün ve 9063-45868 sayı ile;
“Sanıklar hakkında; yağma ve mala zarar verme suçlarından dava açıldığı, yağma suçundan açılan davada, suçun vasfının hırsızlık olduğu kabul edilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, mala zarar verme suçundan ise sanıkların mahkûmiyetine hükmedildiği, anılan hükmün sanıklar savunmanları ve katılan vekili tarafından temyiz edildiği, 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesi kapsamında verilen kararların temyizi olanaklı bulunmayıp aynı maddenin 12. fıkrası uyarınca itirazı olanaklı kararlardan olduğu, bu durumda, yalnızca mala zarar verme suçundan verilen mahkumiyet kararlarının temyiz davasına konu edilebileceğinin anlaşılması karşısında;
Hükümdeki nitelendirmeye ve uygulama maddelerine, temyizin kapsamına, tebliğname tarihine ve Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı iş bölümüne ilişkin kararına göre; işin incelenmesinin Yüksek 15. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 6. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanıklar hakkında tehdit, mala zarar verme ve hırsızlık suçundan cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sırasında Ayvalık 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce; sanıkların eylemlerinin yağma suçuna teşebbüs, mala zarar verme ve hırsızlık suçlarını oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, dosyanın gönderildiği Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi’nce sanıklar hakkında hırsızlık suçuna teşebbüsten hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanıkların diğer eylemleri ile ilgili olarak ise “katılan … ile sanık … arasında önceye dayanan bir tartışmanın etkisiyle sanıkların olay gecesi katılanlara ait büfeye olay çıkarmaya ve dağıtmaya geldikleri, bu esnada taraflar arasında arbede yaşandığı, ancak çevreden gelenler tarafından sanıkların uzaklaştırıldığı, katılanların karakola gittikleri sırada sanıkların tekrar gelerek büfeyi kurşunlayıp zarar verdikleri ve büfenin önünde duran katılanlara ait aracı hırsızladıkları, ancak hırsızlamanın teşebbüs aşamasında kaldığı, sanıkların eylemi bir eylem bütünlüğü içinde düşünüldüğünde olayın başından sonuna kadar tüm safhalarında fiili iştirak halinde olduklarından bu yönüyle TCK’nun 151/1, 53, 141/1, 143/1, 35 ve 53 maddeleri gereği cezalandırılmalarına karar vermek gerekmiştir. Zira her ne kadar sanıklar hakkında Ayvalık 2. Asliye Ceza Mahkemesince gasp suçundan görevsizlik kararı verilmiş ise de sanıkların gasp kastı ile hareket etmedikleri, önceye dayalı bir husumet nedeniyle hareket ettikleri, zira gasp kasıtlarının olması durumunda ilk baştan tüfekle gelip bunu rahatlıkla gerçekleştirebilecekleri aşikardır. Öte yandan sanıklar hakkında her ne kadar tehdit suçundan kamu davası açılmış ise de mala zarar vermek suçunun başlangıcı için söylemler olduğu ve sonrasında da mala gerçekten zarar verme suçunu gerçekleştirdikleri anlışılmakla bu yönüyle tehdit suçunun mala zarar verme suçunun içerisinde eridiği anlaşılmıştır” gerekçesiyle mala zarar verme suçundan mahkûmiyetlerine karar verildiği, katılan vekilinin, sanıkların eylemlerinin yağma ve tehdit suçlarını da oluşturduğu gerekçesiyle temyiz isteğinde bulunduğu anlaşılmıştır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde değiştirilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgeledeki nitelendirme esas alınır” hükmü getirilmiştir.
Diğer yandan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Somut olayda tebliğname tarihinin 09.05.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz isteğinin kapsamına göre dava açan belge niteliğindeki görevsizlik kararında belirtilen suçlardan en ağır yaptırım gerektiren yağma suçuna teşebbüs olduğundan, temyiz incelemesinin yağma suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 6. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 10.12.2015 gün ve 9063-45868 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 6. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.