Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/222 E. 2016/222 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/222
KARAR NO : 2016/222
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-222 2016/222 2011/246400

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 6 ve 11. Ceza
Mahkemesi :Asliye Ceza

Sanıklar hakkında nitelikli yağma ve hakaret suçlarından açılan kamu davasında Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince 23.11.2009 gün ve 402-360 sayı ile, sanıkların eylemlerinin hakaret, kasten yaralama, tehdit ve resmi belgeyi bozma suçlarını oluşturabileceği gerekçesiyle TCK’nun 125/1, 86/2, 106/2-a, 205 ve 53. maddeleri uyarınca yargılanmaları için görevsizlik kararı verildiği, dosyanın gönderildiği Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesince 09.03.2011 gün ve 1671-236 sayı ile, sanık …’in resmi belgeyi bozma, sanık …’in hakaret ve tehdit suçlarından beraatlerine, sanık …’in kasten yaralama, sanık …’in özel belgeyi bozma suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükmün sanık … müdafii ile katılanlar … ve … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.03.2013 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince 06.04.2016 gün ve 11641-2730 sayı ile;
“Sevk ve uygulama maddelerine, temyizin kapsamına, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Genel Kurul kararına göre işin incelenmesi Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 12.05.2016 gün ve 8711-4423 sayı ile;
” Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmüne göre Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır.
16.11.2009 tarihli iddianame ile özetle; müşteki …’ın olay tarihinde kızı olan mağdur ile kayınvalidesi olan müşteki …’a ait senedin karşılığını almak üzere şüphelilerin evine gittiğinde,şüphelinin senedi kendisine vermesini istediği, müştekinin senedi kendisine verdiği ve parasını vermesini beklerken şüpheli …’in belinden çıkardığı tabancayı gösterdiği, sonra cep telefonu ile bir yerlerle görüşme yaptığı, tekrar müştekinin yanına geldiğinde müştekinin parayı vermeyecek misin diye sorduğu, bu sırada evin diğer bölümünde bulunan amcasının oğlu diğer şüpheli …’in geldiği, bu şahsın da belinde bulunan tabancayı gösterdiği, müştekinin parayı vermesi konusunda ısrarı üzerine şüpheli …’in belinden çıkarmış olduğu tabancanın namlusuna mermi sürdüğü, sonra silahı müştekinin kafasına dayadığı ve ‘çek git lan, ben senin gibilerden iki tanesini daha iki gün önce ayaklarından vurdum ve Yakupabdal Köyü’ne attım’ diyerek tehdit ettiği, bunun üzerine mağdurenin kapıyı açarak dışarı koştuğu ve ‘imdat’ diyerek bağırmaya başladığı, bu sırada şüpheli …’in dışarı çıkarak mağdureyi içeri getirdiği ve bağırmaması için de eliyle ağzını kapayarak bağırmasını engellediği, müştekinin şüpheli …’e ‘Ya beni vur ya da senedi ver’ dediği, fakat bunun üzerine şüpheli …’in ‘Hem amcamın evini basıyorsun, hem de para mı istiyorsun, asıl sen suçlusun’ diyerek yumrukla kafasına ve alnına birkaç tane vurduğu, bunun üzerine müşteki ve mağdurun evden ayrıldıkları, şüpheli …’in evinde yapılan aramada, yırtılmış senet parçalarının ele geçirildiği, bu şekilde şüphelilerin atılı suçu işledikleri iddiası ile sanık … hakkında TCK’nun 149/1-a-c-h, 125/1, sanık … hakkında 149/1-a-c-h maddeleri uyarınca yağma ve hakaret suçlarından açılan kamu davasında, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.11.2009 gün ve 402-360 sayılı görevsizlik kararı ile iddianamede sanıklar hakkında resmi belgeyi bozmak suçundan açılmış bir kamu davası bulunmamasına rağmen sanık …’in eyleminin TCK’nun 205, 125, 106/2-a, sanık …’in eyleminin 205, 86/2. maddeleri kapsamında kaldığından bahisle görevsizlik kararı verdiği, temyiz kapsamında olan TCK’nun 205/1. maddesindeki resmi belgeyi bozmak suçu ile aynı Kanunun 106/2-a maddesindeki silahla tehdit suçlarının ceza miktarının alt ve üst hadlerinin aynı olduğu bu halde görevli dairenin tebliğnamenin düzenlendiği daire olacağı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.03.2013 tarihli tebliğnamesinin Yüksek 6. Ceza Dairesine hitaben düzenlenmesi karşısında; tebliğname tarihine, iddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 6. Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 6 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanıklar hakkında nitelikli yağma ve hakaret suçlarından açılan kamu davasında Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesince 23.11.2009 gün ve 402-360 sayı ile, sanıkların eylemlerinin hakaret, kasten yaralama, tehdit ve resmi belgeyi bozma suçlarını oluşturabileceği gerekçesiyle TCK’nun 125/1, 86/2, 106/2-a, 205 ve 53. maddeleri uyarınca yargılanmaları için görevsizlik kararı verildiği, dosyanın gönderildiği Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesince 09.03.2011 gün ve 1671-236 sayı ile, sanık …’in resmi belgeyi bozma, sanık …’in hakaret ve tehdit suçlarından beraatlerine, sanık …’in kasten yaralama, sanık …’in özel belgeyi bozma suçlarından mahkûmiyetlerine karar karar verildiği anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde değiştirilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İş Bölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgeledeki nitelendirme esas alınır” hükmü getirilmiştir.
Diğer yandan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Somut olayda tebliğname tarihinin 20.03.2013 olduğu göz önüne alındığında, dava açan belge niteliğindeki görevsizlik kararında belirtilen resmi belgeyi bozmak suçu ile aynı Kanunun 106/2-a maddesindeki silahla tehdit suçlarının ceza miktarının alt ve üst hadlerinin aynı olduğu bu halde görevli dairenin tebliğnamenin düzenlendiği daire olacağı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.03.2013 tarihli tebliğnamesinin Yüksek 6. Ceza Dairesine hitaben düzenlenmesi karşısında; temyiz incelemesinin Yargıtay 6. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1-Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 06.04.2016 gün ve 11641-2730 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 6. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.