Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/221 E. 2016/221 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/221
KARAR NO : 2016/221
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-221 2016/221 2012/239660

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 23 ve 11. Ceza
Mahkemesi :Ağır Ceza

Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucu Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesince 06.04.2012 gün ve 55-176 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün katılan … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 gün ve 8 sayılı iş bölümü kararı nedeniyle, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen ve Daire Başkanı tarafından imzalanan 06.02.2015 gün ve 32954-9003 sayılı kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 23. Ceza Dairesince 12.04.2016 gün ve 6915-4460 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı kararının Yargıtay Ceza Daireleri iş bölümünü düzenleyen iki numaralı bölümün ortak hükümler başlığının 3. bendinde, ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkumiyet kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.’ hükmüne yer verilmiştir.
Sanıklar hakkında açılan kamu davasında, iddianame içeriğinde, özel tıp merkezinde doktor olan sanığın, gerçeğe aykırı reçete düzenleme şeklindeki eylemiyle haksız menfaat sağladığının iddia olunması karşısında; iddianamede tavsif edilen eylemlerin, 5237 sayılı TCK’nun 210/2. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 204/2. maddesinde yer alan resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu,
Temyiz incelemesine konu bu suçlardan TCK’nun 204/2. maddesinde düzenlenen resmi belgede sahtecilik suçunun cezasının üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası, TCK’nun 158/1-e maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun cezasının ise üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki anlatım ve temyizin kapsamına göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi 11. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 12.05.2016 gün ve 8708-4424 sayı ile;
” Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmüne göre Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır.
25.01.2012 tarihli iddianame ile özetle; Özel Kurtulmuşoğlu Tıp Merkezinde doktor olarak çalışan sanığın, sağlık memuru olarak çalışan diğer sanık … ile birlikte katılan … Pekmez’in vatandaşlık numarasını kullanarak bu kişi adına sahte reçeteler yazarak ilaç almak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinden bahisle TCK’nun 204/1 ve 158/1-e, maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı; iddianamedeki anlatım ve tavsife göre, Özel Tıp Merkezinde çalışan ve kamu görevlisi olmayan doktor sanığın sahtecilik eylemlerinin TCK’nun 210. maddesinin 2. fıkrasında yer alan ‘Gerçeğe aykırı belge düzenleyen tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire veya diğer sağlık mesleği mensubu, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Düzenlenen belgenin kişiye haksız bir menfaat sağlaması ya da kamunun veya kişilerin zararına bir sonuç doğurucu nitelik taşıması halinde, resmi belgede sahtecilik hükümlerine göre cezaya hükmolunur’ şeklindeki düzenleme uyarınca, maddede belirtilen özel sağlık mesleği mensuplarının sahtecilik eylemlerinin, fıkranın ikinci cümlesindeki koşulun gerçekleşmesi halinde devamlılık gösteren daire kararlarında da açıklandığı üzere kamu görevlisi olmamaları nedeniyle (bu yönde Dairemiz dışında Yüksek 21. Ceza Dairesinin 28.12.2015 gün ve 13365-6682, 18. Ceza Dairesinin 01.07.2015 gün ve 3449-3800 sayılı ve 15. Ceza Dairesinin özel hastane doktoru tarafından düzenlenen belgenin özel belgede sahtecilik olduğuna ilişkin 01.12.2014 gün ve 4106-20090 sayılı kararı) ancak TCK’nun 204. maddesinin 1. fıkrasındaki resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve iddianamede TCK’nun 204. maddesinin 2. fıkrası kapsamında bir kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik eyleminden dolayı açılmış bir dava bulunmaması karşısında; TCK’nun 158/1-e maddesindeki nitelikli dolandırıcılık suçunun ceza miktarına, tebliğname tarihine, iddianamedeki tavsife, hükümlerin konusuna, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 23. Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 23 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında, yapılan yargılama sonucu verilen hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık hakkında nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davasının açıldığı, sevk maddelerinin 5237 sayılı TCK’nun 204/1, 43/1 ve 158/1-e; suç tarihinin de 2010 yılı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinin tebliğname tarihi itibarıyla yürürlükte olan hali; “daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır, açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiştir.
Buna göre; 03.12.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevlerinin tespitinde esas alınması gereken iddianamede yargılamaya konu eylem anlatılarak nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı belirlendikten sonra, aynı tarihte yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki;
“Ceza dairelerinde;
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” (b) bendinde de; “çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklindeki kanuni düzenlemeler birlikte değerlendirilmelidir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı uygulamalarına göre, çeşitli suçlardan açılan davalardan en ağırı belirlenirken, hapis cezasının üst sınırı fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır.
Buna göre, temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para; resmi belgede sahtecilik suçunun ise aynı kanunun 204/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, nitelikli dolandırıcılık suçu daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 23. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 12.04.2016 gün ve 6915-4460 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 23. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.