Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/21 E. 2016/21 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/21
KARAR NO : 2016/21
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Ankara 28. Asliye Ceza Mahkemesince 10.07.2007 gün ve 489-651 sayı ile sanığın aynı suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 13.10.2010 gün ve 21798-11089 sayı ile;
“14.12.2005 günlü oturumda, Cumhuriyet Savcısı ile duruşmada hazır bulunan sanıklar ve müdafiileri dinlenmeden, şikayetçiler adına vekilinin vaki katılma isteminin kabulüne karar verilmek suretiyle 5217 sayılı CMK.nun 238/3. maddesine aykırı davranılması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesince 28.12.2011 gün ve 1300-920 sayı ile sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafileri ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 11.11.2015 gün ve 17035-31114 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 29.12.2011 tarih ve 2011/ Bşk-42-42 Esas-Karar sayılı kararında belirlendiği gibi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/1-3. maddesinde üç yıldan yedi yıl altı aya kadar hapis; hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun cezası ise aynı Kanun’un 155/2. maddesi gereğince bir yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu; ayrıca İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/651 Karar sayılı 10/07/2007 tarihli kararı ile sanıklar hakkında verilen hükmün, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin 13/10/2010 tarih, 2009/21798 Esas ve 2010/11089 karar sayılı kararı ile bozularak mahalline gönderildiği gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirme ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24/01/2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının ‘Ceza Daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelip bozma veya başka nedenlerle Daire dışına gönderdiği işlerden kendisine geri gelenlere bakar’ hükmüne göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 03.12.2015 gün ve 9334-31493 sayı ile;
“Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Yasa ile değişiklikten önceki 14. maddesinde yer alan ‘Ceza dairelerinin görevlerinin tayininde, davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davalarda en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmüne göre Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere iddianamedeki tavsif esas alınmalıdır.
18.11.2005 günlü iddianame ile müştekinin sahibi olduğu şirket çalışanları olan sanıkların, yaptıkları harcamalar nedeniyle parasal sıkıntı içine girmeleri üzerine şirkete ait ödemeleri sağlamak üzere şirket hesabından çektikleri paraları kendi borçları için harcadıkları ve bir kısmı ile bahis oynadıkları ancak şüphelilerin açığının büyümesi üzerine bunu kapatmak amacıyla bu kez şirkete ait 4 adet çeki müştekinin imzasını taklit etmek suretiyle sahte olarak düzenlediklerinden bahisle resmi belgede sahtecilik ve hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından cezalandırılmaları talebi ile açılan kamu davasında; resmi belgede sahtecilik suçunun konusu yapılan belgenin TCK’nun 204/1. maddesi kapsamında ‘çek’ olup anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca ‘kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belgede sahtecilik’ suçu kapsamında bir belge düzenlendiğinin iddia edilmemesi karşısında; tebliğname tarihine, iddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçeyle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 11. Ceza Daireleri arasındaki uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 21.01.2013 gün ve 2013/1 sayılı iş bölümünün “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü-Ortak Hükümler”in 1. maddesinde;
“Bu iş bölümü; işbölümünün yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere, tebliğnamesi bu tarihten sonra düzenlenen işlerin temyiz incelemesi, bu iş bölümüne göre görevli bulunan ceza dairesi tarafından yapılır” denildikten sonra 2. maddesinde;
“Daireler, bu iş bölümü kararının yürürlüğe girdiği tarihte esasına kayıtlı bulunan işler ile daha önce kendisine gelip bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdiği işlerden geri gelenlere bakarlar” hükmü getirilmiştir.
İncelemeye konu dosyanın daha önce Yargıtay 11. Ceza Dairesince incelenerek 13.10.2010 gün ve 21798-11089 sayı ile bozulmasına karar verildiği ve tebliğname tarihinin 12.06.2013 olduğu anlaşıldığından, hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 11. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, yargılama konusu suçla ilgili temyiz incelemesinin Yargıtay 11. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 03.12.2015 gün ve 9334-31493 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.