Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/173 E. 2016/173 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/173
KARAR NO : 2016/173
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-173 2016/173 2013/302593

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 6. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza

Yağma ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın yağma suçundan beraatine, değişen suç vasfına göre banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.09.2013 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 02.03.2016 gün ve 26307-2319 sayı ile;
“Sanığın kredi kartının kötüye kullanılması suçundan mahkumiyetine, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraatine ilişkin hükümler, sanık ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen Yağma suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 148/1. maddesinde altı yıldan on yıla kadar hapis; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanunun 158/2. maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 6. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu” ,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 6. Ceza Dairesince de 07.04.2016 gün ve 3489-2811 sayı ile;
“Hükümdeki nitelendirmeye ve uygulama maddelerine, temyizin kapsamına, tebliğname tarihine ve Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı iş bölümüne ilişkin kararına göre; işin incelenmesi Yüksek 15. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 6. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Daire tarafından yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bağlamda, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan sanık ve Cumhuriyet savcısının temyiz taleplerini kredi veya banka kartını kötüye kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne hasrettikleri görülmektedir.
Buna göre;
Sanık hakkında yağma suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik bir temyiz talebinin bulunmadığı da gözetilerek, 24.09.2013 olan tebliğname tarihinde ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede yargılama konusu eylemin; “…şüphelinin Bayburt Devlet Hastanesine atandığı ilk günden itibaren beraber çalıştığı meslektaşlarına ve etrafında bulunan bir şekilde kendisi ile yakın irtibatı bulunan kişilere kendisini istihbaratçı olarak tanıttığı, müştekilere ait özel ve gizli bilgilere nasıl olduğu anlaşılamasa da ulaştığı, ulaştığı bu bilgileri müştekiler ile paylaştığı, elinde bulunan bilgileri istihbaratçı olduğuna ve kendinden korkulması gerektiğine inandırmak için fonsiyonel anlamda kullandığı, müştekilerin hayatlarının derinin de olan özel ve gizli bilgilerin hiç tanımadıkları bir insanın kendilerine anlatması nedeniyle şüphelinin askeri istihbaratçı olduğuna inandıkları ve günlük hayatları içerisinde yaşamış oldukları sıkıntıların şüphelinin gerekçelendirdiği gizli ve örtülü işlerden kaynaklandığı yönündeki açıklamalarına kandıkları, şüpheliden çekindikleri ve şüphelinin saygı duyulması gereken bir kişi olduğuna itimat ettikleri, bu çerçevede şüphelinin kurmuş olduğu mizansene inanarak şüpheliye değişik menfaatler sağladıkları, sağlamak zorunda kaldıkları hatta maaş kartlarını verdikleri, ödünç para adı altında para teslim ettikleri…” şeklinde belirtilip nitelikli dolandırıcılık suçunun tavsif edilmesi sebebiyle temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay 6. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 02.03.2016 gün ve 26307-2319 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.