Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/171 E. 2016/171 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/171
KARAR NO : 2016/171
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-171 2016/171 2012/46048

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 21 ve 23. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Basit dolandırıcılık ve resmi belgeyi bozma suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda; sanık …’ın resmi belgeyi bozma, sanık …’ün basit dolandırıcılık suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2013 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.01.2015 gün ve 8 sayılı kararıyla kabul edilerek 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni işbölümü nedeniyle Daire Başkanı tarafından imzalanan 16.02.2015 gün ve 20388-16733 sayılı kararıyla dosyanın tevdii edildiği Yargıtay 21. Ceza Dairesince 25.11.2015 gün ve 4545-5498 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede, ‘sanık …’ün çekin bedelini ödeyeceğini söyleyip katılanı iş yerine yönlendirdiği, katılanın da sanığın iş yerine gittiğinde orada çalışan diğer sanık …’ın suça konu çeki katılandan alıp imza kısmını yırtıp çeke iptal yazmasına rağmen çekin bedelini ödemediği bu şekilde sanık …’ın müştekiyi dolandırdığından’ bahisle dava açılmış olup, 5237 sayılı TCK.nun 158/1-f. maddesinde düzenlenen banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu tavsif edilmiştir.
Bu itibarla iddianamedeki anlatıma, tavsifin ağırlığına, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 23. Ceza Dairesine ait olduğu”
Yargıtay 23. Ceza Dairesince 01.02.2016 gün ve 20600-531 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ , (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
19.01.2015 tarih ve 2015/8 tarihli Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararına göre, tebliğname tarihi 28.06.2014 tarihinden önce olan dosyalarda, görev hususunda iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme dikkate alınacağı belirtildiğinden incelenen dosya içeriğine göre, iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen ‘resmi belgeyi bozmak yok etmek, değiştirmek’ suçunun cezası TCK’nın 205/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; ‘dolandırıcılık’ suçunun cezası ise aynı Kanunun 157/1. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi 21. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 21 ve 23. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Daire tarafından yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bağlamda, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır.
Buna göre;
19.07.2013 olan tebliğname tarihinde ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede yargılama konusu eylemin; “…Müştekinin kat karşılığı inşaat yapması için arsasını verdiği müteahhit İsmail Özdemir’den Türkiye İş Bankası Sarıgazi Şubesine ait 30.12.2010 keşide tarihli, 20.000 TL meblağlı, 3128392 numaralı, keşidecisi Ertu Plastik Doğrama Mobilya İnşaat Gıda ve Nakliye Sanayi Ticaret Limited Şirketine olan çeki verdiği, bu çekin günü geldiğinde ödenmemesi üzerine keşideci firma yetkilisi sanık … ile görüşerek bu çeki iptal ettikleri, yerine Türkiye İş Bankası Sarıgazi Şubesine ait 07.02.2011 keşide tarihli, 20.000 TL meblağlı, 3130986 numaralı çeki verdiği, bu çekinde vadesi geldiğinde ödenmemesi üzerine vade tarihini firma yetkilisinin 07.03.2011 olarak yazıp paraf ettiği, çekin vadesi geldiğinde firma yetkilisi ile görüştüklerinde 12.03.2011 günü Sancaktepe’de bulunan iş yerine geldiklerinde çeki ödeyeceklerini bildirdikleri,
Müştekinin damadı … ile iş yerine gittiği, tahsil edecekleri çeki iş yerinde muhasebeci olarak çalışan … isimli bayana verdikleri, muhasebeci bayanın çeki ödeyeceğini söyleyerek müştekinin elinden alıp kandırmak suretiyle çekin üzerine iptal yazdığı ve imza kısmını yırttığı, daha sonra ‘kasanın anahtarı yok, patron gelince ödeyecek’ diye müştekiyi gönderdiği, çek karşılığını ödemediği…” şeklinde belirtilip basit dolandırıcılık ve resmi belgeyi bozma suçlarının tavsif edilmesi ve resmi belgeyi bozma suçunun basit dolandırıcılık suçuna nazaran daha ağır yaptırım öngörmesi sebebiyle temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 21. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay 23. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 25.11.2015 gün ve 4545-5498 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 21. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.