Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/163 E. 2016/163 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/163
KARAR NO : 2016/163
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-163 2016/163 2012/226124

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 11 ve 23. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetine, nitelikli dolandırıcılık suçundan CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.11.2013 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince 04.12.2013 gün ve 25497-18306 sayı ile;
“İddianamedeki sevk ve tavsife, tavsifin ağırlığına, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”
Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.02.2015 gün ve 33182 – 9074 sayı ile; Daire Başkanının imzası ile dava dosyasının Yargıtay 23. Ceza Dairesi’ne devredilmesine karar verilmiştir.
Yargıtay 23. Ceza Dairesince 12.04.2016 gün ve 6986 – 4462 sayı ile;
“Mahkemece yapılan uygulama ve temyizin kapsamına göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararı gereğince temyiz incelemesinin 11. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 ve 23. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Daire tarafından yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açan belgedeki nitelendirme esas alınır, açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bakımdan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 28.06.2014 tarihinden önce tanzim edilen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Tebliğnamenin 14.11.2013 tarihinde düzenlendiği ve sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik istemle ilgili mahallinde bir karar verilmediği nazara alındığında; iddianamelerde anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen incelemeye konu suçların ceza miktarları karşılaştırıldığında;
1- 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e maddesinde 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezası,
2- 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Şu halde temyiz incelemesine konu suçlardan TCK’nun 158/1-e maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası hapis cezasının üst sınırı itibarıyla diğer suça göre daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 23. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 23. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 12.04.2016 gün ve 6986 – 4462 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 23. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.