Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/157 E. 2016/157 K. 27.12.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/157
KARAR NO : 2016/157
KARAR TARİHİ : 27.12.2016

2016/Bşk-157 2016/157 2011/216525

CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 8. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza

Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda, sanığın nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.03.2013 tarihli tebliğnamesiyle dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 01.10.2014 gün ve 9305-15926 sayı ile;
“6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, ‘Ceza dairelerinde, daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde; mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmesi karşısında;
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
22.04.2010 tarihli kararda, sanığın, 5237 sayılı TCK’nın 204/1., 158/1.f., 245/3. maddeleri gereğince resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçlarından mahkumiyetine karar verilmiş olmakla,
İncelenen dosya içeriğine göre; temyiz incelemesine konu suçlardan resmi belgede sahtecilik suçunun cezası TCK’nun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanun’un 158/1.f-son maddesi uyarınca üç yıldan yedi yıla kadar hapis; TCK 245/3. maddesinde banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçunun cezası ise dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
Mahkumiyet kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 8. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”
Yargıtay 8. Ceza Dairesince 14.03.2016 gün ve 30633-3180 sayı ile;
“Bir olayın açıklanması sırasında başka bir olaydan söz edilmesinin o olay hakkında da dava açılmış olduğu kabul edilemeyeceği cihetle; banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçundan usulüne uygun açılmış bir dava bulunmamasına, sanık hakkında tanzim olunan iddianamenin resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarına ilişkin olmasına, temyizin kapsamına, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 26.01.2013 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 21.01.2013 gün ve 2013/1 sayılı kararına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 8. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Daire tarafından yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu bağlamda, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır.
Buna göre;
24.03.2013 olan tebliğname tarihinde ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede yargılama konusu eylemin; “…şüphelinin müşteki bankalar nezdinde sahte isimle hesap açtırıp kredi kartları alması ve çek hesabı açıp çekler keşide etmesi…” şeklinde belirtilip banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun da tavsif edilmesi ve banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunun resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarına nazaran daha ağır yaptırım öngörmesi sebebiyle temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 8. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.

Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 14.03.2016 gün ve 30633-3180 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 8. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.