Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2016/104 E. 2016/104 K. 19.04.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2016/104
KARAR NO : 2016/104
KARAR TARİHİ : 19.04.2016

Yargıtay Daireleri : 21 ve 8. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza

Sanık hakkında Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 07.11.2006 gün ve 254-104 sayılı iddianamesi ile resmi belgede sahtecilik, 08.06.2007 gün ve 426-300 sayılı iddianamesi ile mühürde sahtecilik suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda her iki suçtan da mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 21. Ceza Dairesince 30.12.2015 gün ve 3680-6823 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir’ hükmü yer almaktadır.
Sanık hakkında düzenlenen 08.06.2007 ve 07.11.2006 tarihli iddianamelerde mühürde sahtecilik ve resmi belgede sahtecilik suçları tavsif edilerek dava açılmış, Kandıra Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/201 Esas, 2011/34 Karar sayılı ilamı ile de mühürde sahtecilik (TCK m.202/2) ve resmi belgede sahtecilik (TCK m.204/1) suçlarından 6 kez mahkumiyet kararı verilmiştir.
Temyize konu suçlardan mühürde sahtecilik suçuna ilişkin 08.06.2007 ve 07.11.2006 tarihli iddianamelerdeki sevk ve tavsif ile ceza miktarına göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 8. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesince de 22.02.2016 gün ve 808-2003 sayı ile;
“Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığının 07.11.2006 tarihli iddianamesi ile, sanığın sahte araç trafik belgesi düzenlediği iddiası ile TCK.nun 204/1. maddesi uyarınca, 08.06.2007 tarihli iddianamesi ile de, sanığın gerçek araç trafik belgesine, sahte olarak aracın muayenesi yapıldığı şeklinde işlem yaptığı iddiası ile TCK.nun 202/2. maddesi uyarınca davalar açılması ve ele geçen bir sahte mühürden söz edilmediği gibi gerçek bir mühür üzerinde değişiklik yapıldığına dair bir iddianın da bulunmaması karşısında; sanık hakkında resmi belgede sahtecilik anlatımları ile TCK.nun 204/1. maddesinde öngörülen ‘resmi belgede sahtecilik’ suçu tavsif edilerek de dava açılmıştır.
Bu itibarla; tebliğname tarihine, iddianamedeki anlatıma, temyizin kapsamına ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 22.01.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı kararının Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümlerinin 3 no’lu fıkrası uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 21. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 21. ve 8. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir”, (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu uygulamalarına göre çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken, hapis cezasının üst sınırı fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis; mühürde sahtecilik suçunun yaptırımı ise aynı kanunun 202/2 maddesinde 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası olup, mühürde sahtecilik suçunun müeyyidesi, resmi belgede sahtecilik suçunun cezasından fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan işbölümü kararı uyarınca mühürde sahtecilik suçunu temyizen incelemekle görevli Yargıtay 8. Ceza Dairesine aittir.
İddianamede TCK’nun 202/2. maddesi uyarınca mühürde sahtecilik suçuna yönelik yapılan açıklamaların, belgede sahtecilik suçuna ilişkin bir anlatım olduğu ileri sürülebilecek ise de, iddianamedeki sevk maddesi ile iddianame metni arasında bir uyumsuzluğun bulunmaması, sevk maddesinin bir yanılgı sonucu değil, aksine bilinçli olarak hukuki değerlendirmeye dayalı olarak belirlendiğini ortaya koymaktadır. İddianamede anlatılan eylemin gerçekte hangi suçu oluşturacağı ise temyiz incelemesi sonucu belirlenecektir.
Bu itibarla, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 22.02.2016 gün ve 808-2003 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 8. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.