Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/335 E. 2015/646 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/335
KARAR NO : 2015/646
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 4. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Ağır Ceza

Salihli Cumhuriyet Başsavcılığının 29.12.2010 gün ve 2704-207 sayılı iddianamesi ile; rüşvet vermeye teşebbüs ve tehdit suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 252/1,35, 106/1.c.2 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Salihli Ağır Ceza Mahkemesince 17.02.2011 gün ve 5-37 sayı ile;
Sanığın rüşvet vermeye teşebbüs suçundan 5237 sayılı TCK’nun 252/2, 35/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve CMK’nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, tehdit suçundan ise 5237 sayılı TCK’nun 106/1.c.2, 43/2 maddesi delaletiyle 43/1, 62 ve 52/2 maddeleri gereğince 2660 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 01.10.2015 gün ve 10869-14721 sayı ile;
“Sanık ….. hakkında rüşvet vermeye teşebbüs suçundan CMK’nın 231. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 5271 sayılı CMK’nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından aynı Kanunun 264. maddesi de gözetilerek sanığın temyiz isteğinin itiraz mahiyetinde kabulü ile merciince değerlendirilip gerekli karar verilebileceği ve temyiz istemin tehdit suçundan kurulan hükme yönelik olduğunun anlaşılması karşısında;
İddianame içeriğine, sevke, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz incelemesi yapma görevi Yüksek 4. Ceza Dairesine ait bulunduğu “,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince de 16.11.2015 gün ve 25275-37787 sayı ile;
“İddianamede anlatıp hükümde kabul edilen eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 06.06.2014 tarih ve 2014/155 Esas 2014/191 kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 5. Ceza Dairesinin görevine girdiği” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 5. ve 4. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık hakkında kurulan hükmün temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açan belgedeki nitelendirme esas alınır, açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen Geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde de; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen Geçici 14. madde uyarınca yeniden oluşturulan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde de; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgelerdeki nitelendirme esas alınır” hükmü kabul edilmiştir.
Öte yandan, ilkeleri Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.11.2014 gün ve 245-281 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı üzere; Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere idari nitelikte işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler, işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki hükümlerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek Yargıtay’ın ilgili kurullarına aittir.
Bu bakımdan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 28.06.2014 tarihinden önce tanzim edilen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Dosya incelendiğinde, tebliğname tarihinin 30.06.2013 olduğu göz önüne alındığında, sanığın temyize konu eyleminin iddianamede rüşvet vermeye teşebbüs ve tehdit olarak nitelendirildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, iddianamede anlatılan ve bu anlatıma uygun olarak gösterilen sevk maddelerindeki ceza miktarları karşılaştırıldığında;
1- 5237 sayılı TCK’nun 252/1 maddesinde 4 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası,
2- 5237 sayılı TCK’nun 106/1.c.2 maddesinde ise altı aya kadar hapis cezası ve adli para cezası öngörülmüştür.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Şu halde temyiz incelemesine konu suçlardan rüvet suçunun cezası hapis cezasının alt ve üst sınırı itibariyle diğer suça göre daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 01.10.2015 gün ve 10869-14721 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 5. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.