Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/303 E. 2015/614 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/303
KARAR NO : 2015/614
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 13 ve 21. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Asliye Ceza

Elektrik enerjisi hakkında hırsızlık ve resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesi, Denizli 6. Asliye Ceza Mahkemesince 30.12.2011 gün ve 63-449 sayı ile sanığın her iki suçtan da beraatine karar verilmiştir.
Hükümlerin katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 6352 sayılı Kanun gereğince hırsızlık suçu yönünden yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosyanın gönderildiği Denizli 6. Asliye Ceza Mahkemesince 14.11.2012 gün ve 799-974 sayı ile sanığın her iki suçtan beraatine karar verilmiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 03.06.2013 gün ve 10576-17583 sayı ile;
“İddianamedeki nitelendirmeye, sevke, temyizin kapsamına, Yargıtay Kanununun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 21.01.2013 gün ve 2013/1 sayılı kararına göre, işin incelenmesinin Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin görevine girdiği, …”
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 14. madde uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek, 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararı nedeniyle, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen ve Daire Başkanı tarafından imzalanan 16.02.2015 gün ve 16138-15669 sayılı tevdii kararıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 21. Ceza Dairesince 22.10.2015 gün ve 3541-4258 sayı ile;
“6110 sayılı Yasanın 8. maddesiyle değişik 2797 Sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yer alan ‘ceza daireleri arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.’ hükmü ile Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere görevli dairelerin tayininde iddianamedeki açıklama esas alınmalıdır.
Buna göre; 04.02.2011 tarihli iddianamede yer alan ‘..olay günü yapılan kontrolde pano mührünün koparılarak sayaç giriş kablosunun doğrudan sayaç çıkış terminaline bağlantı yapılarak sayacın devre dışı bırakılmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı’ şeklindeki anlatım karşısında; elektrik hırsızlığı ve mühür bozma suçları anlatılarak dava açılması üzerine, her iki suç nedeniyle beraat kararları verildiği, katılan idare vekilinin her iki suç nedeniyle kurulan hüküm yönünden temyiz istemi üzerine dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.07.2012 tarihli yazısı ile elektrik hırsızlığı suçu ile ilgili kurulan hüküm yönünden 6352 sayılı Yasa uyarınca değerlendirme yapılmak üzere iadesi üzerine mahkemece hem elektrik hırsızlığı hemde iade kapsamında bulunmayan mühür bozma suçları yönünden yeniden hüküm kurulup her iki hükme yönelik katılan vekilinin temyiz istemi bulunduğu anlaşılmakla,
Bu itibarla, iddianamedeki anlatıma, her iki suç ile ilgili kurulan hükümler ile temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 13. Ceza Dairesine ait olduğu, …”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 13. ve 21. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yukarıda belirtilen aşamalar da gözetilerek dosya incelendiğinde;
Sanık hakkında elektrik enerjisi hakkında hırsızlık ve resmi belgeyi bozma, yok etme veya gizleme suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 142/1-f maddesi ve 205. maddesinin 1. cümlesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davasının açıldığı belirtilmiş ise de, iddianamede yargılama konusu eylemin, “…aboneye ait pano mührünün koparılarak, sayaç giriş kablosunun doğrudan sayaç çıkış terminaline bağlantı yapılarak, sayacın devre dışı bırakılmak suretiyle kaçak elektrik kullanıldığı…” şeklinde anlatılarak, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık ve mühür bozma suçlarından kamu davası açıldığı, ancak sevkin 5237 sayılı TCK’nun 142/1-f ve 205. maddesinin 1. cümlesi olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin tebliğname tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 3. fıkrasındaki;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü gözetildiğinde, iddianamedeki anlatımın içeriğinden sanık hakkında TCK’nun 205. maddesi değil, 5237 sayılı TCK’nun 203. maddesinde tanımlanan “mühür bozma” suçu tanımlanarak kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Diğer yandan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Somut olayda tebliğname tarihinin 12.03.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçununun cezası, 5237 sayılı TCK’nun 163/3. maddesi uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis; mühür bozma suçunun cezası ise aynı Kanunun 203. maddesi uyarınca altı aydan üç yıla kadar hapis veya adli para cezasından ibaret olup, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçu daha ağır yaptırım içerdiğinden, hükmü temyizen inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan iş bölümü kararı gereği, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçunu incelemekle görevli Yargıtay 13. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 13. Ceza Dairesinin görevsizlik kararlarının kaldırılmasına, dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 03.06.2013 gün ve 10576-17583 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 13. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.