Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/288 E. 2015/599 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/288
KARAR NO : 2015/599
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 21. Ceza Daireleri
Mahkemesi : BURSA 5. Ağır Ceza

…. Cumhuriyet Başsavcılığının 29.05.2008 gün ve 12207-528 sayılı iddianamesi ile dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle 158/1-e, 204/1, 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda …. Ağır Ceza Mahkemesince 26.12.2008 gün ve 213-402 sayı ile; sanık… her iki suçtan beraatine, sanık…. resmi belgede sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK’nun 342/1, 59/2 maddeleri gereğince cezalandırılmasına ve CMK’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, dolandırıcılık suçundan ise 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e, 43, 62, 52/2-4 maddeleri uyarınca 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 10.100,00 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık …… ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı tarafından imzalanan 22.07.2011 gün ve 8624-18959 sayılı tevdi kararıyla;
“2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Kanun’la değişik 14. maddesinin son fıkrası ve 6110 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 2. fıkrası ile 02.06.2011 tarih, 27952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.07.2011 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümüne ilişkin 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı kararı gereğince, bu dava dosyasının Yargıtay 15. Ceza Dairesi’ne gönderilmesine”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 20.05.2013 gün ve 25978-9249 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 29.12.2011 gün ve 2011/Bşk-42-42 Esas-Karar sayılı kararında belirlendiği gibi 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan resmi belgede sahtecilik suçunun, suç tarihinin 24.10.2002 ve 20.03.2004 olması karşısında eylemin cezasının, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 342/1. maddesinde iki yıldan sekiz yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezası ise 5237 sayılı TCK’nın 158/1-e. maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”
Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanının 16.02.2015 gün 13464-14940 sayılı gönderme yazısı üzerine; dosyanın gönderildiği Yargıtay 21. Ceza Dairesince de 13.10.2015 gün ve 2805-3838 sayı ile;
“Sanıklar hakkında düzenlenen 29.05.2008 tarihli iddianame ile; her iki sanığın da kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddia edilmesi; mahkemece sanık İhsan hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat, sanık Serhat hakkında ise nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet kararı verilmesi, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılması karşısında; Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 27.03.2014 gün ve 2014/1E. 2014/37K. sayılı kararında da açıklandığı üzere; resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının itiraza tabi olması nedeniyle, Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca dolandırıcılık suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan dairece temyiz incelenmesinin yapılması gerektiğinden Yargıtay Yüksek 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararına iştirak edilmemiştir.
İddianamedeki sevk ve tavsife, temyizin kapsamına, Başkanlar Kurulu kararları ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 21. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açan belgedeki nitelendirme esas alınır, açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen Geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde de; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen Geçici 14. madde uyarınca yeniden oluşturulan Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu tarafından kabul edilerek 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde de; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgelerdeki nitelendirme esas alınır” hükmü kabul edilmiştir.
Öte yandan, ilkeleri Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.11.2014 gün ve 245-281 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı üzere; Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere idari nitelikte işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler, işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki hükümlerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek Yargıtay’ın ilgili kurullarına aittir.
Bu bakımdan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 28.06.2014 tarihinden önce tanzim edilen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Buna göre;
Tebliğname tarihinin 09.05.2011 olduğu göz önüne alındığında, sanıklar hakkında düzenlenen iddanamede suç tarihinin 25.06.2007, sevk maddelerinin ise 5237 sayılı TCK’nun 37/1. maddesi delaletiyle 158/1-e, 204/1, 53 maddeleri olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, iddianamede anlatılan ve bu anlatıma uygun olarak gösterilen sevk maddelerindeki ceza miktarları karşılaştırıldığında;
1- 5237 sayılı TCK’nun 158/1-e. maddesinde 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası ve beşbin güne kadar adli para,
2- 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası, öngörülmüştür.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Şu halde temyiz incelemesine konu suçlardan dolandırıcılık suçunun cezası hapis cezasının üst sınırı itibariyle diğer suça göre daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 21. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 20.05.2013 gün ve 25978-9249 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.1015 günü oybirliğiyle karar verildi.