Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/235 E. 2015/546 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/235
KARAR NO : 2015/546
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Yargıtay Daireleri : 22 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi : … Ağır Ceza
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 21.08.2002 günlü iddianamesiyle sanıkların resmi belgede sahtecilik ve sigorta bedelini almak maksadıyla dolandırıcılık suçlarından cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesince … gün ve … sayı ile aynı suçlardan mahkûmiyetlerine karar verilmiştir.
Hükmün sanık …müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesinin … gün ve … sayı ile;
“1- Sahtecilik suçlarının öncelikle ve asıl bilirkişisinin mahkeme olduğu belgelerdeki sahteciliğin kandırıcılık yeteneği taşıyıp taşımadığını, maddi öğeye göre belirlemek ve takdir etmek yetkisinin de Hâkime ait bulunduğu gözetilmeden, suça konu belgelerin asılları duruşmaya getirtilip incelenmeden ve kandırıcılık yetenekleri tartışılmadan yazılı biçimde hüküm kurulması,
2- Sanık …, suça konu belgeleri, kendisini Zeki olarak tanıtan … ile … olarak tanıtan …’den aldığını ve tahsil ettiği paraları anılan kişilere verdiğini hesaplarına yatırdığını ileri sürerek aşamalarda suçunu kabullenmesi, sanık …’nın aşamalarda suçlamayı kabul etmeyerek diğer sanıkları tanımadığını savunması, sanık Cevdet’in ise aşamalarda, … Sigorta A.Ş.ye ait belgeleri kendisinin vermediğini savunmuş olması karşısında; suça konu belgeler üzerinde sanıklara aidiyeti yönünden uzman bilirkişi aracılığı ile yazı imza incelemesi yaptırılmadan ve sanıkların banka hesap hareketleri incelenmeden eksik soruşturma ile hüküm kurulması,
3- Belge asıllarının denetim olanağı sağlayacak biçimde dosya içerisinde bulundurulmaması,
4- Kabule göre de;
a) Sübutu halinde sanıkların eylemlerine uyan 765 sayılı TCY.nın 342/2, 80, 59/2 (iki kez), 504/2, 80, 522, 59/2. maddelerine göre, hükümden sonra 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY.nın aynı suça uyan 204/1-3, 43/1, 62/1 (iki kez),
158/1-k, 43/1, 62/1, 53. maddelerinin, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında ayrı ayrı ve bir bütün halinde uygulanması sonucunda, 5237 sayılı Yasada öngörülen özgürlüğü bağlayıcı cezanın türü, alt ve üst sınırı gözetildiğinde, 5237 sayılı Yasanın sanıklar yararına olduğunun gözetilmesi,
b) Hükümden sonra yürürlüğe giren 5083 sayılı Yasaya 5335 sayılı Yasa ile eklenen 2/3. maddesi uyarınca, para cezalarının hesaplanmasında bir Yeni Türk Lirasının altında kalan tutarların, hesaba katılamayacağının gözetilmesinde zorunluluk bulunması” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Sanık … hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2003 günlü iddianamesiyle resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda ise … Ağır Ceza Mahkemesince … gün ve … sayı ile CMK’nun 223/7. maddesi uyarınca mükerrer olan davanın reddine verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesinin … gün ve … sayı ile;
“Davanın dayanağı olan 07.04.2003 tarihli iddianamede, sanık …’un, sahte resmi evraklar düzenleyip bu evrakları kullanarak katılan … Sigorta A.Ş.’nden iki kez 1.200 YTL, … Ağır Ceza Mahkemesinin 2002/259 Esas sayılı dava dosyasındaki 21.08.2002 tarihli iddianamede de, adı geçen sanığın, aynı evraklarla söz konusu sigorta şirketinden iki kez 750 YTL haksız yarar sağladığının iddia olunması karşısında, 07.04.2003 tarihli iddianame ile sanık … hakkında açılan kamu davalarının mükerrer olup olmadığının ve sanıkların, katılan … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış bazı araçların trafik poliçeleri ve ruhsatnameleri ile bir kısım sürücü belgelerini ele geçirip, sahte olarak düzenledikleri, trafik kazası tespit tutanağı, alkol raporu, mahkeme bilirkişi tayin müzekkeresi ve bilirkişi raporları, noter vekâletnameleri ile hazırladıkları hasar dosyaları ile söz konusu katılan sigorta şirketinden haksız yere sigorta bedeli aldıklarının iddia olunması, sanık …’un, kendisini … ve … isimli şahısların yönlendirdiğini, … isimli kişinin banka hesabına havale gönderdiğini, ancak adı geçen şahısların diğer sanıklar olup olmadıklarını bilmediğini ve bu sanıkları tanımadığını, diğer sanıkların ise, yüklenen suçlarla ilgilerinin bulunmadığını, nüfus cüzdanlarının kaybolması nedeniyle yenisini çıkarttıklarını savunmaları, sanık …’in sigorta parasını aldığına ilişkin “makbuz ve ibranamedeki” imza ile üst arama tutanağındaki imzanın benzerliği ve mahkeme huzurundaki imzasının ise daha farklı olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından; öncelikle … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyasının celbi sağlanıp birleştirilmesi mümkün değilse, bu dava dosyasına ait duruşma tutanakları ile aynı dosyadaki sanık …’a ait delillerin onaylı örneklerinin dosya içersine konulup buna göre adı geçen sanık hakkında aynı suçlardan mükerrer dava açılıp açılmadığının tespiti, açılmadığının ve yüklenen suçların sübutu halinde suç tarihleri arasındaki zaman aralığı dikkate alınarak zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri mahkemeye ait olduğu göz önüne alınarak, sahtecilik suçlarına konu belge asılları yoksa onaylı örneklerinin celbi sağlanıp incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve bu belgelerin denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması, sanıkların savunmaları üzerinde de durularak, … ve …’in duruşmada tanık sıfatıyla dinlenmeleri, mümkünse birbirleriyle yüzleştirilmeleri, adı geçen tanıklar hakkında bu olaylarla ilgili bir dava/davalar açılmışsa dosya/dosyaların getirtilip incelenmesi, dava/davaların birleştirilmesinin mümkün olmaması halinde bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerin dosyaya intikalinin sağlanması, sanık …’in üst arama tutanağı ile mahkeme huzurundaki imzanın aynı olması gerektiği de gözetilerek, sanıklar ile … ve …’in resmi kurumlarda önceden kullandıkları imza ve yazı örneklerinin celbi sağlanıp tüm dosyanın yeniden bilirkişiye teslim edilerek, sahte olduğu iddia olunan tüm belgelerdeki imza ve yazıların sanıklar ile … ve …’in eli ürünü olup olmadıkları ve suçta kullanılan nüfus cüzdanlarındaki fotoğrafların bu kişilerden birine ait olup olmadığının tespiti, katılan sigorta şirketinden, suçlara konu haksız sigorta bedellerinin ödenmesi sırasında görevli personelin kim/kimler olduğunun bildirilmesi halinde, mümkünse bu kişi/kişiler sanıklarla yüzleştirilip sigorta bedellerinin bu sanık/sanıklara ödenip ödenmediğinin sorulması, suç tarihleri itibariyle sanıklar … ve …’in kayıp nedeniyle yeniden nüfus cüzdanı çıkartıp çıkartmadıkları ilgili nüfus müdürlüklerinden araştırılması ile toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sanık … hakkında 07.04.2003 tarihli iddianame ile açılan davanın mükerrer olduğundan bahisle anılı davanın reddine ve diğer sanıkların beraatlerine hükmolunması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Her iki bozma sonrası sanıklar hakkında açılan kamu davalarının birleştirilerek yapılan yargılaması sonucunda … Ağır Ceza Mahkemesince … gün ve … sayı ile; sanıklar hakkında dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davalarının vaki dava zamanlaşımı nedeniyle düşürülmesine, sanık …’in 1 kez, sanık …’ın ise 4 kez resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK’nun 204/1-3, 43/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince … gün ve … sayı ile, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun işbölümüne ilişkin 19.01.2015 tarih ve 8 sayılı kararı gereği dosya Yargıtay 22. Ceza Dairesine gönderilmiş,
Yargıtay 22. Ceza Dairesince … gün ve … sayı ile;
“İncelemeye konu olan dosyanın Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’na 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi gereğince Birinci Başkanlık Kurulunca yapılan ve 22.01.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren iş bölümü kararı uyarınca idari tasarruf niteliğinde olan Başkanlık kararı ile Dairemize devredilmesine karar verilmiş ise de;
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun, Ceza Dairelerin iş bölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı kararının “Ortak Hükümler” başlığını taşıyan 5. bendinde, “Ceza daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelip bozma veya başka nedenlerle daire dışına gönderdiği işlerden kendisine geri gelenlere bakar. Ancak; bu iş bölümüyle konusu bakımından başka daireye verilen ve bozma veya başka nedenlerle Yargıtay incelemesinden geçmiş bulunan dosyaların tekrar Yargıtay’a gelmesi hâlinde yeni iş bölümüne göre görevli daire tarafından inceleneceğinin” düzenlendiği anlaşılmakla;
İddianamede açıklanan eyleme, hükmün konusuna, temyizin kapsamı, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 22.01.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarih ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararına göre, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesi Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevine girdiği”
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de … gün ve … sayı ile;
“Tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 09.02.2012 gün ve l sayılı Kararının Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümleri 2. maddesindeki ‘Daireler…daha önce kendisine gelmiş olmakla birlikte bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdiği işlerden geri gelenlere bakmaya devam edecektir’ şeklindeki düzenlemeye ve bu konuda istikrar kazanmış Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararları uyarınca, davaya daha önce Yüksek 6. Ceza Dairesince bakılarak 13.07.2006 gün ve 2004/10940 esas, 2006/7598 sayılı bozma kararının verilmesine göre; 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun işbölümüne ilişkin kararı uyarınca Yüksek 6. Ceza Dairesinden devir edildiği anlaşılan dosyanın temyiz inceleme görevinin Yüksek 22. Ceza Dairesi’ne ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 22 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen Geçici 13/5. maddesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde de; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına dair kararı Resmî Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
İlkeleri Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.11.2014 tarih ve 245-281 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı üzere; Yargıtay Ceza Daireleri arasındaki görev ilişkisi, adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolup, kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde değil, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere idari nitelikte işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki hükümlerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek Yargıtay’ın ilgili kurullarına aittir.
Bu bakımdan, Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin yürürlük tarihi olan 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp, uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanıp 01.03.2012 günü yürürlüğe giren ve 09.07.2012 olan tebliğname tarihi itibarıyla uygulanması gereken 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı iş bölümünün ortak hükümlerin 2. maddesinde “İstisnalar dışında; bu iş bölümüne dayalı olarak dairelerce dosya devri yapılamayacağı gibi her daire önceki işbölümü gereğince kendisine gelmiş olan işler ile daha önce kendisine gelmiş olmakla birlikte bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdiği işlerden geri gelenlere bakmaya devam edecektir” hükmü getirilmiştir.
İncelemeye konu dosyada, yerel mahkemece kurulan hükmün, en son Yargıtay 11. Ceza Dairesince incelenerek … gün ve … sayı ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, hükmü temyizen inceleme görevi, Yargıtay 11. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 22. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararlarının kaldırılmasına, dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin … gün ve … ayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.