Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/231 E. 2015/542 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/231
KARAR NO : 2015/542
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 4. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Ağır Ceza

Sanık … dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 157/1 (üç kez) ve 158/2. maddeleri, sanık …ın ise aynı kanunun 150/1. maddesi delaletiyle 106/2-a-c maddesi gereğince cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanık B.. Ö..’ün TCK’nun 157/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca (dört kez) 2 yıl hapis ve 12.000 Lira adli para, sanık …’ın ise aynı kanunun 150/1. maddesi delaletiyle 106/2-c ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Hükmün sanık Bekir müdafii ve sanık … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 23.09.2014 gün ve 3711-15310 sayı ile;
“6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, ‘Ceza dairelerinde, daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde; mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir,
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
08.03.2010 tarihli kararda sanık … hakkında 106/2-c, 62, 53/1 maddeleri uyarınca birden fazla kişi ile tehdit, sanık … hakkında ise 5237 sayılı TCK’nun 157/1, 52/2, 53/1 maddeleri gereğince dolandırıcılık suçlarından mahkumiyetine karar verilmiş olmakla,
İncelenen dosya içeriğine göre; temyiz incelemesine konu suçlardan birden fazla kişi ile tehdit suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 106/2-c maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanun’un 157/1 maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
Mahkumiyet kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 4. Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu, …”
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince 29.05.2015 gün ve 40835-30159 sayı ile;
“Yargıtay Yüksek 15. Ceza Dairesinin 23.09.2014 tarih ve 2014/15310 sayılı kararı ile dosya görev yönünden Dairemize gönderilmiş ise de, iddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine, iddianamede tanımlanan sanık B.. Ö..’ün katılan L.. Ü..’e yönelik eyleminin TCK’nın 158/2. maddesi kapsamında olması, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu, …”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 4. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde iken, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 18.06.2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” şeklinde değiştirilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı iş bölümü kararının “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde; “Daireler arasında iş bölümünün belirlenmesinde, 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgeledeki nitelendirme esas alınır” hükmü getirilmiştir.
Diğer yandan Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Somut olayda tebliğname tarihinin 06.02.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen; dolandırıcılık suçunun yaptırımı 5237 sayılı TCK’nun 157/1 maddesi uyarınca bir yıldan beş yedi yıla kadar hapis ve adli para cezası, nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı 158/2. maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve adli para cezası, silahla birden fazla kişi tarafından birlikte tehdit suçunun yaptırımı ise aynı Kanunun 106/2-a-c maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası olup, TCK’nun 158/2. maddesinde düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun yaptırımı daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 23.09.2014 gün ve 3711-15310 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.