Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/216 E. 2015/527 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/216
KARAR NO : 2015/527
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Asliye Ceza

Temyiz Edenler : Katılan vekili ve sanıklar müdafi
Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan beraatlarına, dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının ise, eylemin TCK’nun 156. maddesindeki bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturup şikâyetin süresinde yapılmadığından bahisle düşürülmesine ilişkin,…. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 12.09.2013 gün ve 185-28 sayılı hükmün katılan vekili ile sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 04.06.2015 gün ve 8895–26335 sayı ile;
“6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, ‘Ceza dairelerinde, daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde; mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
12.09.2013 tarihli kararda, sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesi gereğince resmi belgede sahtecilik suçundan beraatlerine, aynı kanunun basit dolandırıcılık suçundan değişen suç vasfı gereğince TCK’nın 156/1 maddesi gereğince bedelsiz senedi kullanma suçundan haklarındaki kamu davasının düşmesine karar verilmiş olmakla,
İncelenen dosya içeriğine göre; temyiz incelemesine konu suçlardan resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; basit dolandırıcılık suçunun cezası aynı Kanun’un 157/1. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar, bedelsiz senedi kullanma suçunun cezasının ise TCK’nın 156/1 maddesi gereğince altı aydan, iki yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
Beraat ve düşme kararındaki nitelendirme, iddianamedeki sevk maddeleri ve Yargıtay Kanunu’nun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin görevi dâhilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 25.06.2015 gün ve 5882–27492 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesindeki ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmü yer almaktadır. Kanun, mahkûmiyet dışındaki kararlarda sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır.
08.03.2012 günlü iddianamede; sanıkların tahrif edilmiş suça konu senedi icra yoluyla tahsil etmeye çalışmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinin iddia olunması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d ve 204/1. maddelerinde öngörülen ‘nitelikli dolandırıcılık’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ suçları tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla, iddianamedeki tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu”,
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; hükmün temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından kamu davası açıldığı, yargılama sonucunda, resmi belgede sahtecilik suçundan beraat, dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasının ise eylemin TCK’nun 156. maddesindeki bedelsiz senedi kullanma suçunu oluşturup şikâyetin süresinde yapılmadığından bahisle düşmesine karar verildiği, hükmün katılan vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edildiği, tebliğname tarihinin 05.04.2015 olduğu anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 28.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla değişik, Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen, 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır”, (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınmalı ve tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilip üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır.
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede yargılama konusu dolandırıcılık eyleminin; “Müştekinin Üzeyir Sümer’e 10.10.2007 tarihinde 1 milyon 200 bin Lira tutarında inşaat malzemesi verdiği, karşılığında ona yakın sıra ödemeli senet aldığı, Üzeyir’in, ilk iki senedi ödemeyince protokol yaparak senetleri yeniledikleri, bu sebeple de Üzeyir’e senetlerin tamamını iade ederek bir tek senet aldığı, bu senedin değerinin 1 milyon 200 bin Lira tutarında olduğu, şüpheli Üzeyir’in iade edilen senetlerden 175 bin ve 75 bin Lira tutarındaki, üzerinde iptal şerhi bulunan iki adet senedi şüpheli Ahmet Korkmaz’a ciro ettiği, sanki bankadan kendisine geçmiş gibi Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2007/12642 esas sayılı dosyasında takibe koyduğu…” şeklinde anlatılarak, sevk maddesinin TCK’nun 157. maddesi olarak gösterildiği görülmektedir. Ancak iddianamedeki anlatımın içeriği gözönüne alındığında, sanıklar hakkında kamu kurumu olan icra dairesini aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesi uyarınca kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nun 158/1-d maddesi uyarınca iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve adli para; resmi belgede sahtecilik suçunun cezası ise, aynı kanunun 204/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olup, nitelikli dolandırıcılık suçunun müeyyidesi daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin, tebliğname tarihinin 05.04.2015 olup söz konusu tarihte yürürlükte bulunan 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümüyle bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 04.06.2015 gün ve 8895–26335 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.