Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/204 E. 2015/515 K. 22.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/204
KARAR NO : 2015/515
KARAR TARİHİ : 22.12.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 3 ve 19. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Asliye Ceza

Kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda sanığın aynı suçtan mahkûmiyetine karar verilmiş, söz konusu hüküm Yargıtayca onanmak suretiyle kesinleşmiştir.
Kırıkhan Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Sulh Ceza Mahkemesince sanığın bihakkın tahliye tarihi dolmadan yeni bir suç işlediği gerekçesiyle şartlı tahliye kararının kaldırılmasına karar verilmiş, hükümlünün itirazı üzerine Kırıkhan Asliye Ceza Mahkemesince,Sulh Ceza Mahkemesinin şartlı tahliye kararının kaldırılmasına ilişkin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Asliye Ceza Mahkemesin kararına karşı Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesince 12.11.2014 gün ve 33088-36907 sayı ile;
“5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkında Kanunun 108/5 maddesinde ‘Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır’ hükmünün yer aldığı, aynı Kanun’un 107/12 maddesine göre de, ‘koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hakimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi halinde koşullu salıverilme kararı geri alınır’ hükmünün düzenlendiği, bu nedenle hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 13.12.2011 tarihinden itibaren başlamış bulunan bir yıllık denetim süresi içerisinde işlemiş olduğu hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından 5275 sayılı sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 108/5 maddesi ve 107/12 maddeleri uyarınca hakkında verilen şartla tahliye kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK’nun 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma isteminin kapsamına, talebin niteliğine göre, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 2014/1 sayılı kararının ‘Ceza Dairesi Başkanlar Kurulu’nun 2013/Bşk-213 Esas, 2013/219 sayılı kararı, Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümüne İlişkin Ortak Hükümler’ kısmının 1. maddesi ile Yargıtay Yasasının 14. maddesi uyarınca işin incelenmesi Yüksek Yargıtay 7. Ceza Dairesine ait olduğu”
Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 18.02.2015 gün ve 33200-9733 sayılı yazısıyla dosyanın gönderildiği Yargıtay 19. Ceza Dairesince de 09.04.2015 gün ve 95-167 sayı ile;
“5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkında Kanunun 108/5 maddesinde “Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır” hükmünün yer aldığı, aynı Kanun’un 107/12 maddesine göre de “koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde koşullu salıverilme kararı geri alınır ” hükmünün düzenlendiği, bu nedenle hükümlünün bihakkın tahliye tarihi olan 13.12.2011 tarihinden itibaren başlamış bulunan bir yıllık denetim süresi içerisinde işlemiş olduğu hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından 5275 sayılı sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 108/5 maddesi ve 107/12 maddeleri uyarınca hakkında verilen şartla tahliye kararının geri alınmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile bunun dışında kalan ve ceza hükmü içeren özel ceza yasalarıyla verilen ceza ve güvenlik tedbirlerinin uygulanmasındaki temel ilke ve amaçlar ile infaz şekilleri, infazın ertelenmesi, infazla ilgili kararlar, denetimli serbestlik, kamuya yararlı bir işte çalıştırma, koşullu salıverme, seçenekli yaptırımların uygulanması, tutuklama kararının yerine getirilmesi, özel infaz hükümleri, mükerrirlere özgü infaz rejimi gibi cezaların infazına ilişkin usul ve esasları düzenleyen, temel bir yasa olup, ceza hükmü içeren yasalar uyarınca verilen ceza ve güvenlik tedbirlerinin uygulama usul ve esaslarını düzenleyen ve içerisinde ceza hükmü içeren bir düzenlemenin de yer almadığı temel yasa niteliğindeki bu yasa özel ceza yasası olarak değerlendirilemez.
Yargıtay Dairelerinin süregelen uygulamalarında; infaz edilmekte olan cezaya ilişkin ortaya çıkan infaz sorunlarına ilişkin ihtilafların kanun yolu incelemeleri, infazı yapılan hükümde uygulanan ceza normunun temyiz incelemesini yapan Daireler tarafından yapılmıştır. 5275 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden sonra da; Yargıtay 11. C.D.’nin 20/11/2013 gün ve 2013/20450 esas, 2013/17234 karar sayılı, Yargıtay 1. C.D.’nin 27/01/2014 gün ve 2014/693-234 E.K. sayılı, Yargıtay 8.C.D.’nin 17/03/2014 gün ve 2014/915-6613 E.K. sayılı ve 10/02/2014 gün ve 2014/913-2593 E.K. sayılı, Yargıtay l0.C.D.’nin 17/02/2014 gün ve 2014/904-1059 E.K. sayılı ve 04/03/2013 gün 2012/28685 esas, 2013/2014 karar sayılı, Yargıtay 4.C.D.’nin 16/01/2014 gün ve 2012/36844 esas 2014/992 karar sayılı, Yargıtay 15.C.D.’nin 24/02/2014 gün ve 2014/2207-3249 E.K. sayılı kararlarda olduğu üzere, 5275 sayılı Yasanın infaz sırasında uygulaması ile ilgili ortaya çıkan hususlar yönünden verilen kararlara ilişkin kanun yolu incelemeleri Yargıtay’ın ilgili suça bakmakla görevli Dairesince yapılmakta, aynı şekilde anılan yasanın 111 ve devamı maddelerinde yer alan tutuklama kararının yerine getirilmesi, tutukluların hakları ve kısıtlayıcı önlemlerle ilişkin yerel mahkemelerce verilen ve temyize konu olmayan kararlar yönünden olağanüstü kanun yoluna başvuruları da yargılama konusunu oluşturan suça bakmakta olan ceza Dairelerince karara bağlanmaktadır.
Bu uygulamanın aksi düşünülecek olursa, Yargıtay’ın ceza dairelerinin tamamının bakmakta olduğu her türlü suç ve kabahatin infazı ile ilgili tüm hukuka aykırılıkların çözümünün Dairemizce yapılması sonucu doğacaktır ki bu da Yargıtay Kanunundaki iş bölümüne ilişkin hükümlere aykırılık teşkil edecektir.
Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayanarak Yargıtay Büyük Genel Kurulunca hazırlanan işbölümüne göre, Dairemizin görevi özel ceza yasalarından veya Kabahatler Kanunu’ndan doğan ve başka bir dairenin görev alanına girmeyen suç ve kabahatlere ilişkin temyiz incelemesi görevinden ibaret olup, Kanun Yararına Bozma talebinin konusu olan dosyanın yapılan incelemesinde;
Kanun yararına bozma talebinin basit yaralama suçundan hükümlü H.. G..’nin, Kırıkhan Sulh Ceza Mahkemesinin 27.02.2008 tarihli ve 2007/33 E. 2008/93 K. sayılı kararı ile hükmedilen 3 ay 10 gün hapis cezasının infazı sırasında, koşullu salıverilen hükümlünün denetim süresi içerisinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan mahkum olması nedeniyle hakında verilen şartlı tahliye kararının geri alınmasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda; hükümlü hakkında hükmolunan ceza, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen yaralama suçuna ilişkin olup, bu cezanın infaz sırasında uygulanan ve temel yasa özellikleri taşıyan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun, özel ceza yasası kapsamında değerlendirilemeyeceği cihetle, Kanun Yararına Bozma istemine konu hükmün konusuna ve Yargıtay Kanununun değişik 14. fıkrası ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 19.01.2015 ve 2015/8 sayılı kararına göre, işin incelenmesi Yargıtay Yüksek 3. Ceza Dairesinin görevine dahil olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 3 ve 19. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; kanun yararına bozma isteminin hangi Özel Dairece değerlendirilmesi gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayanılarak Yargıtay Büyük Genel Kurulunca hazırlanan 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümüne göre, özel ceza kanunları ve Kabahatler Kanunundan doğan ve başka dairelerin görev alanına girmeyen suçlar ve kararlara ilişkin temyiz incelemesi görevi Yargıtay 19. Ceza Dairesine aittir.
5275 sayılı Kanun hükümleri uyarınca şartla tahliye ve denetim süresi belirlenmesine ilişkin kararların, başka bir dairenin görev alanına girmediği ve bu kararlara yönelik işlere bakma görevinin de Yargıtay 19. Ceza Dairesine ait olduğu düşünülebilir ise de anılan kanun hükümleri uyarınca şartla tahliye ve denetim süresinin belirlenmesine ilişkin kararların, asıl karara bağlı bir değerlendirmeyi gerektirmesi karşısında, bu kararlara yönelik kanun yararına bozma talebi üzerine yapılacak incelemenin asıl mahkûmiyet hükmünün konusunu oluşturan suça ilişkin temyizi incelemekle görevli dairece yapılması gerektiği kabul edilmelidir.
İnceleme konusu olayda hükümlünün şartla tahliye kararı kaldırılması talep edilen mahkûmiyet hükmüne konu olan ve TCK’nun 86/2. maddesinde öngörülen kasten yaralama suçunun temyiz inceleme görevi, Yargıtay Kanununun 14. maddesine dayanılarak Yargıtay Büyük Genel Kurulunca hazırlanan 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı işbölümü kararı uyarınca Yargıtay 3. Ceza Dairesine ait olduğundan, kanun yararına bozma talebi üzerine incelemenin de anılan dairece yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli bulunduğundan, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmelidir.

SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 12.11.2014 gün ve 33088-36907 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 3. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 22.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi.