Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/130 E. 2015/441 K. 21.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/130
KARAR NO : 2015/441
KARAR TARİHİ : 21.05.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 13 ve 15. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Asliye Ceza

Sanık hakkında hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 142/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda …Asliye Ceza Mahkemesince 04.05.2011 gün ve 527-285 sayı ile; hırsızlık suçundan sevk maddesi uyarınca 2 yıl hapis ve ek savunma verilmek suretiyle mala zarar verme suçundan aynı kanunun 152/1-a maddesi uyarınca 1 yıl hapis, işyeri dokunulmazlığını ihlal suçundan da 5237 sayılı TCK’nun 116/2. maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Ceza Dairesince 08.04.2014 gün ve 16566-13147 sayı ile; “İddianamedeki nitelendirmeye, uygulamaya ve temyizin kapsamı ile Yargıtay Kanununun 14. maddesine ve Başkanlar Kurulunun kararına göre işin incelenmesi Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu”
Yargıtay 15. Ceza Dairesince 15.04.2015 gün ve 10485-23681 sayı ile; “İddianamedeki sevk ve nitelendirme ve Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek (13.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 13 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından; yargılama konusu eylemin iddianamede, “Müştekinin Diyarbakır Bağkur il müdürü olarak görev yaptığı ve Diyarbakır ili Bağkur İl Müdürlüğü üstünde kuruma ait lojmanların olduğu binanın 4. katının kurum tarafından depo olarak kullanıldığı ve bu depoda eczaneler tarafından düzenlenmiş olan reçete ve küpürlerin muhafaza edildiği, müştekinin 19.09.2005 günü Diyarbakır ili Bağkur İl Müdürlüğü üstünde bulunan kuruma ait binanın 4. Katında bulunan ve kurum tarafından depo olarak kullanılan daireyi gezerken dairenin salon duvarının yarım metre çapında delindiğini, daire kapısının sert bir cisimle zorlanarak açıldığını ayrıca 03.10.2005 günü Saat 16.00 sıralarında ise söz konusu dairede yaptıkları tespitte 273.503.00 YTL’lik reçete ve eklerinin yerinde olmadığını çalınmış olduğunu fark etmesi üzerine şikayetçi olduğu” şeklinde anlatılarak, hırsızlık suçunun sevk maddeleri gösterilerek kamu davası açıldığı,
Yerel mahkemece, hırsızlık suçu yanında ek savunma verilmek suretiyle işyeri dokunulmazlığını ihlal ve kamu malına zarar verme suçlarından da mahkumiyet kararı verildiği,
Anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının, tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan halinde;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda iddianamedeki anlatım gözetildiğinde sanık hakkında hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal ve kamu malına zarar verme suçlarından kamu davası açıldığının kabulü gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, tebliğname tarihindeki ceza miktarlarına göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları nazara alınarak yapılan değerlendirmede bir yıldan altı yıla kadar hapis cezasını gerektiren kamu malına zarar verme suçunun müeyyidesi daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 13. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 15.04.02015 gün ve 10485-23681 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.