Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/123 E. 2015/434 K. 21.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/123
KARAR NO : 2015/434
KARAR TARİHİ : 21.05.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 8. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Asliye Ceza

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda …Asliye Ceza Mahkemesince 08.05.2013 tarih ve 393-353 sayı ile sanık …n 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 245/1, 43, 157/1 (iki defa), 62 (üç defa), 50/1-a, 52. ve 58/6. maddeleri gereğince 3 sene 1 ay 15 gün hapis ve 100 Lira adli para, 6.000 ve 80 Lira adlî para, 1 sene 15 gün hapis ve 500,00 Lira adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiş, hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 8. Ceza Dairsince 03.09.2014 gün ve 19324-18752 sayı ile; “Tebligat Kanununun 11. maddesi karşısında 28.06.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ olunan hükmü, CMUK.nun 310. maddesinde belirtilen bir haftalık yasal süreden sonra 12.07.2013 günü temyiz eden sanığın vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi gereğince reddine” karar verilmiştir.
Hükmün infazı sırasında, infaz savcılığının dolandırıcılık suçundan tayin olunan 6.000 ve 80 Lira adlî para cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet olmadığı yönündeki talebini değerlendiren … Bakanlığınca bu karara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunması üzerine dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 02.03.2015 gün ve 127-21640 sayı ile; “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve dolandırıcılık suçlarından sanık …, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245/1, 43, 157/1 (iki defa), 62 (üç defa), 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince 3 sene 1 ay 15 gün hapis ve 100,00 Türk lirası adli para, 6.000,00 ve 80,00 Türk lirası adlî para, 1 sene 15 gün hapis ve 500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/21-146 sayılı kararının tekerrüre esas olması sebebiyle sanığın cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına dair İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08/05/2013 tarihli ve 2011/393 esas, 2013/353 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 05.12.2014 gün ve 2014/22040/73278 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.12.2014 gün ve 2014/411806 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/6. maddesine göre, tekerrür hâlinde hükmolunan cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasının, kanunda gösterilen şekilde yapılması gerektiği biçimindeki düzenlemeler doğrultusunda. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108/1-e maddesinde, tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan süreli hapis cezasının dörtte üçünün infaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabileceği ve ancak aynı maddenin 2. fıkrasına göre, tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alman cezanın en ağırından fazla olamayacağına dair hükümler içerdiği nazara alındığında, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanabilmesi için hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği cihetle, hakkında dolandırıcılık suçundan 6.000,00 ve 80,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilen sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
Gereği düşünüldü:
Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 02/02/2015 tarihinde yürürlüğe giren 19/01/2015 günlü iş bölümüne ilişkin kararının ceza daireleri ortak hükümler başlıklı maddesinin ‘bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdiği işlerden geri gelenlere bakarlar’ düzenlemesine ve aynı dosyanın Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 03/09/2014 tarih ve 2014/19324 esas, 2014/18752 sayılı kararıyla temyizin reddine karar verildiğinin anlaşılmasına göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince kanun yararına bozma incelemesinin Yüksek (8.) Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğundan Dairemizin Görevsizliğine, dosyanın ilgili Daireye gönderilmesine…” karar verilmiştir.
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 8. Ceza Dairesince de 30.03.2015 gün ve 5186-15343 sayı ile; “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması ve dolandırıcılık suçlarından sanık E… 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 245/1, 43, 157/1 (iki defa), 62 (üç defa), 50/1-a ve 52. maddeleri gereğince 3 sene 1 ay 15 gün hapis ve 100,00 Türk lirası adli para, 6.000,00 ve 80,00 Türk lirası adlî para, 1 sene 15 gün hapis ve 500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına, Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/21-146 sayılı kararının tekerrüre esas olması sebebiyle sanığın cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/6. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbi- rinin uygulanmasına dair (İZMİR) 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 08.05.2013 tarihli ve 2011/393 esas, 2013/353 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 58/6. maddesine göre, tekerrür hâlinde hükmolunan cezanın, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesi ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasının, kanunda gösterilen şekilde yapılması gerektiği biçimindeki düzenlemeler doğrultusunda. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 108/1-e maddesinde, tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan süreli hapis cezasının dörtte üçünün infaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabileceği ve ancak aynı maddenin 2. fıkrasına göre, tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktarın, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamayacağına dair hükümler içerdiği nazara alındığında, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanabilmesi için hapis cezasına hükmedilmesi gerektiği cihetle, hakkında dolandırıcılık suçundan 6.000,00 ve 80,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilen sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 05.12.2014 gün ve 73278 sayılı Kanun Yararına Bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.12.2014 gün ve KYB/2015-411806 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi….
Kanun Yararına Bozma isteminin dolandırıcılık suçundan kurulan hükme ilişkin olması karşısında, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun 22.01.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı kararına göre, Kanun Yararına Bozma istemini inceleme görevi Yargıtay Yüksek (15.) Ceza Dairesine ait olduğu”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçe ile karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 8. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin (a) bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiştir.
Öte yandan 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca hazırlanan ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 24.01.2014 gün ve 2014/1 sayılı iş bölümünün; “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” bölümünün dördüncü maddesinde;
“Ceza Daireleri yürürlük tarihinden önce kendisine gelip bozma veya başka nedenlerle Daire dışına gönderdiği işlerden kendisine geri gelenlere bakar.” hükmü yer almaktadır.
Buna göre; ceza dairelerinin görevlerinin tespitinde esas alınması gereken kanun yararına bozma isteminin 28.06.2014 tarihinden sonra ve münhasıran dolandırıcılık suçundan kurulan hükme ilişkin olması ve bu talebin Yargıtay’ca ilk defa incelenecek olup daha önce kesinleşen kararla ilgili olarak temyiz isteminin reddine karar veren Özel Dairece bozma veya başka nedenlerle Daire dışına gönderilip de kendisine geri gelen işlerden olmadığı anlaşılmakla; kanun yararına bozma incelemesinin, 2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesi uyarınca dolandırıcılık suçlarına ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, temyiz incelemesinin Yargıtay 15. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 02.03.2015 gün ve 127-21640 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.