Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2015/110 E. 2015/421 K. 21.05.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2015/110
KARAR NO : 2015/421
KARAR TARİHİ : 21.05.2015

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 8 ve 4. Ceza Daireleri
Mahkemesi : Asliye Ceza

Sanıkların 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan anılan Kanunun 13/1. maddesi, ayrıca sanık … silahla tehdit suçundan 5237 sayılı TCK’nun 106/2-a maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanık … hapisten çevrilen 6000 Lira ve doğrudan 375 Lira adli para cezası, sanık …6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 1 yıl hapis ve 450 Lira adli para cezası ayrıca diğer eyleminin silahla tehdit suçunu değil genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak suçunu oluşturduğu kabul edilerek 5237 sayılı TCK’nun 170/1-c maddesi uyarınca 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık ..müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay’a gönderildikten sonra sanık … müdafii tarafından da temyiz isteminde bulunulması ve yerel mahkemece süresinde olmadığından bahisle temyiz isteminin reddine dair verilen kararın da anılan sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesince 07.05.2013 gün ve 1721-13790 sayı ile;
“Sanık hakkında düzenlenen iddianame ve temyizin kapsamına, Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca muhtelif suçlara ait temyiz incelemesinin suçlardan en ağırını incelemeye yetkili Daireye ait bulunmasına ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 18.02.2012 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararına göre temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek (4.) Ceza Dairesine ait olduğu…”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince de 07.07.2014 gün ve 20915-23975 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına, temyizin kapsamına ve 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanunun 14. maddesindeki yeni düzenlemeye göre işin incelenmesi Yüksek 8. Ceza Dairesinin görevine girdiği,…”
Gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu yerine sehven Özel Daireye gönderilen dosya, Yargıtay 8. Ceza Dairesince 17.03.2015 gün ve 24318-13874 sayı ile; oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 8 ve 4. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık; temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 14/3. maddesinin a bendi; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle a bendi “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş, b bendinde de “çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen Geçici 13. maddenin 5. fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
02.12.2014 gün ve 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen Geçici 14. madde uyarınca da;
“Yeni oluşan Birinci Başkanlık Kurulu iş durumunu dikkate alarak daireler arasındaki iş bölümünü yeniden belirler ve buna ilişkin karar derhâl Resmî Gazete’de yayımlanır. Bu karar, yayım tarihinden itibaren on gün sonra uygulanmaya başlanır. …
Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun iş bölümü kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.”
Bu maddeye dayanılarak Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp 22.01.2015 gün ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 gün ve 8 sayılı işbölümü kararının “Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünde;
“Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirmeye göre görevli daire belirlenir. Bu tarihten sonra düzenlenen tebliğnameler bakımından ise mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda da iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
Öte yandan, ilkeleri Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 13.11.2014 gün ve 2455-281 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıklandığı üzere; Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “Hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere idari nitelikte bir işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler, işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki düzenlemelerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek Yargıtay’ın ilgili kurullarına aittir.
Bu bakımdan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 28.06.2014 tarihinden önce düzenlenen tebliğnameler bakımından uygulanması mümkün olmayıp uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
03.01.2013 olan tebliğname tarihi itibarıyla ceza dairelerinin görevinin belirlenmesinde esas alınması gereken iddianamede eylemin; “…şüpheli…. ikamet etmiş olduğu ilimiz karadeniz mah. sayar sok. no.12 sayılı yerde yapılan aramada 5 adet 9 mm. çaplı mermi, 2 adet tabanca şarjörü ele geçirilmiş olup,
Bu mermilerin üzerinde yaptırılan bilirkişi raporunda da görüleceği üzere bu mermilerin ateşli silahlara ait fişeklerden olup kullanıma hazır oldukları, bulundurması ve taşınması ruhsata tabi olup 6136 sayılı yasa kapsamında izinsiz taşınması ve bulundurulmalarının yasak oldukları,
Şüpheli .. savunmasında ele geçen mermilerin kendisine ait olduğunu, açık kimliğini bilmediği bir şahıstan satın aldığını,…
Müşteki … 15.09.2005 günü şüpheli … ilimiz merkez hüseyin pehlivan caddesi 37/1 sayılı yerde bulunan aktüel bilgisayar hizmetleri işyerine bilgisayarını tamir ettirmek için gittiğinde şüpheli M.. A..’ın müştekiyi odasına çağırdığı, müştekinin de odaya girdiğinde şüphelinin masa üzerinde bulunan ele geçirilemeyen tabancayı alarak 3-4 metre mesafeden müştekiye doğru 3-4 el ateş ettiği, müştekinin ne yapıyorsun diye sorduğunda şüphelinin hava olsun diye yaptığını söylediği ve bu sırada müştekice tanınmayan ve kim olduğu bilinmeyen bir kişinin gelerek bu olayı bir yerde anlatırsan kafana sıkarım dediğinde müşteki olay yerinden bilgisayarını bırakarak kaçtığı, bu mermilerin müştekiye isabet etmeyip 23.09.2005 tarihli tespit tutanağında da görüleceği üzere giriş kapısında 1 adet kurşun giriş çıkış deliği ve buradan çıkan merminin de duvarı deldiği, ayrıca yerde 1 adet mermi deliğinin olduğu, şüpheli 3-4 metreden istese çok rahat bir şekilde müştekiyi silah ile yaralayabileceği, şüpheli yaralamadan ziyade korku salmak amacıyla silah ile tehdit suçunu ve tespit tutanağında görüleceği üzere kurşun giriş çıkış deliği tespit edilmekle tabancanın silah olduğu anlaşılmış olup bu sebeple ruhsatsız tabanca bulundurmak (6136 sayılı yasaya muhalefet) suçunu işlediği…” şeklinde anlatılması karşısında her iki sanık yönünden 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesine muhalefet ayrıca sanık M.. A.. yönünden 5237 sayılı TCK’nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçundan kamu davası açıldığı ve temyiz dilekçelerinin kapsamına göre anılan her iki sanık yönünden temyiz isteminin bulunduğu kabul edilmelidir.
Diğer taraftan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra tebliğname tarihine kadar yapılan değişiklikler dikkate alınıp tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları göz önünde bulundurularak görevli ceza dairesi belirlenmeli, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken de, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde nazara alınmalıdır.
Somut olayda tebliğname tarihinin 03.01.2013 olduğu göz önüne alındığında, temyiz incelemesine konu olan suçlardan iddianamede anlatılan silahla tehdit suçunun cezası tebliğname tarihi itibarıyla iki yıldan beş yıla kadar hapis, ruhsatsız silah ve bunlara ait mermi bulundurma suçunun cezası bir yıldan üç yıla kadar hapis ve otuz günden yüz güne kadar adli para cezasından ibaret olup, silahla tehdit suçunun cezası daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca anılan suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.

Buna göre, temyize konu edilen eylemlere ilişkin kanun maddelerindeki cezaların karşılaştırılması sonucunda, iddianamedeki anlatıma göre atılı suçlardan en ağırı 5237 sayılı TCK’nun 106/2-a maddesinde düzenlenen silahla tehdit suçu olup, bu suçlara ilişkin temyiz incelemesini yapma görevi Yargıtay 4. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, temyiz incelemesinin Yargıtay 4. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden, dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 07.07.2014 gün ve 20915-23975 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 21.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.