Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2014/308 E. 2014/344 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2014/308
KARAR NO : 2014/344
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 13. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 14.12.2011
Sayısı : 1270–921

Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 07.04.2011 gün ve 2939–1484 sayılı iddianamesi ile; sanıklar …, …, …, … ve … hakkında nitelikli hırsızlığa teşebbüs, kamu malına zarar verme ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme; sanıklar … ve … hakkında ise suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından cezalandırılmaları talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Gebze 5. Asliye Ceza Mahkemesince 14.12.2011 gün ve 1270–921 sayı ile; tüm sanıkların atılı suçlardan beraatlerine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 18.07.2014 gün ve 8759–13811 sayı ile;
“6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, ‘Ceza dairelerinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde; mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
07.04.2011 tarihli iddianamede sanıkların, 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a, 152/1-a, 220/1 maddeleri gereğince cezalandırılmalarının talep edildiği ve sanıkların beraat ettikleri anlaşılmış olmakla;
İncelenen dosya içeriğine göre; temyiz incelemesine konu suçlardan hırsızlık suçunun cezası 5237 sayılı TCK’nın 142/1-a. maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis; mala zarar verme suçunun cezası aynı Kanun’un 152/1-a. maddesi uyarınca bir yıldan dört yıla kadar hapis, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçunun cezası da aynı kanunun 220/1.maddesi uyarınca iki yıldan altı yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
Hırsızlık suçunun cezasının üst sınırının daha fazla olması ve iddianamedeki nitelendirme ve Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek (13.) Ceza Dairesi’nin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 13. Ceza Dairesince 16.09.2014 gün ve 28450–25631 sayı ile;
“Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 18.07.2014 tarih 2014/13811 Karar sayılı görevsizlik kararı dairemize gönderilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
6545 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak ve söz konusu Kanun değişikliğine göre, ‘Ceza dairelerinde, daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde; mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Dosya kapsamından, 29.9.2010 tarihinde işlenen hırsızlık, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kamu malına zarar verme suçlarından cezalandırılmaları istemiyle sanıklar hakkında 7.4.2011 tarihli iddianame ile kamu davası ikame edildiği, yapılan yargılama neticesi, atılı suçlardan sanıkların ayrı ayrı beraatlerine dair verilen hükmün, katılan kurum vekilinin temyiz talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.3.2014 tarihli tebliğnamesi ile sanıkların üzerlerine atılı bulunan suçlardan en ağırının kamu malına zarar verme suçu olması nedeniyle dosyanın temyiz incelemesi için görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderildiği, tebliğname tarihinden sonra yürürlüğe giren 18.6.2014 tarih 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı TCK nın 152/1-a maddesinde düzenlenen kamu malına zarar verme suçunun 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası; aynı Yasanın 142/1-a maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunun ise 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası öngördüğü, yasal değişiklikten önce kamu malına zarar verme suçunun 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası, hırsızlık suçunun ise 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörmüş olduğu, bu halde tebliğname tarihinde temyiz incelemesine konu olan suçlardan en ağırının kamu malına zarar verme suçu olduğu ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararına göre dairelerin görevlerinin tebliğname tarihine göre belirleneceğinin anlaşılması karşısında,
İddianamedeki anlatım, olayın oluş biçimi ve temyizin kapsamı, Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararına göre, işin incelenmesinin Yüksek 15. Ceza Dairesinin görevine girdiği” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 13. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, nitelikli hırsızlığa teşebbüs, kamu malına zarar verme ve suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme ve örgüte üye olma suçlarından açılan kamu davasının yargılaması sonucunda kurulan hükmün temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra değişiklik yapılması halinde hangi aşamadaki ceza miktarlarının görevli ceza dairesinin belirlenmesinde esas alınması gerektiği hususu öncelikle ele alınıp değerlendirilmelidir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun ceza dairelerinin görevini düzenleyen 14. maddesinde, 14.02.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6110 sayılı Kanunla yapılan değişikliğe dayanılarak Yargıtay Büyük Genel Kurulunca alınan 09.02.2012 gün ve 1; 21.01.2013 gün ve 1; 24.01.2014 gün ve 1 sayılı kararlarda, işbölümü kararlarının tebliğnamesi bu tarihten sonra düzenlenen işler için geçerli olacağı hükme bağlanmıştır.
6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 13. maddesi uyarınca, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik 14. maddesine göre hazırlanarak 31.07.2014 tarihinde yürürlüğe giren 17.07.2014 gün ve 2014/2 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulu Kararı’nın “Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 1 ve 2. maddelerinde de;
“1- Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerlidir.
2- İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarih itibariyle düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli Ceza Dairesine gönderilir” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “Hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere idari nitelikte bir işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler, işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki düzenlemelerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak Yargıtay Büyük Genel Kuruluna aittir.
Bu düzenlemeler gözönüne alındığında temyiz incelemesine konu olan suçların yaptırım miktarlarında suç tarihinden sonra yapılan değişikliklerin tebliğname tarihinde kadar dikkate alınması ve tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları gözönüne alınarak görevli ceza dairesinin belirlenmesi gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları gözönüne alınarak yapılan değerlendirmede;
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının, tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan halinde;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen;
Kamu malına zarar verme suçunun yaptırımı TCK’nun suçun temel şekline göre müstakil ceza öngören 152/1-a maddesi uyarınca bir yıldan altı yıla kadar hapis,
Nitelikli hırsızlık suçunun yaptırımı TCK’nun 142/1-a maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis,
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme suçunun müeyyidesi TCK’nun 220/2 maddesinde iki yıldan altı yıla kadar hapis,
Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçunun cezası TCK’nun 220/2 maddesinde bir yıldan üç yıla kadar hapis,
Cezasından ibaret olup, suç işlemek amacıyla örgüt kurma veya yönetme suçunun müeyyidesi daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 9. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 14.05.2013 gün ve 41-47, 23.11.2006 gün ve 6-6 ile 03.03.2005 gün ve 1-1 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere, temyizen inceleme görevinin görevsizlik kararlarını veren Ceza Dairelerinden başka bir Ceza Dairesine ait olması durumunda dosyanın bu daireye gönderilmesi de mümkündür.
Bu itibarla, Yargıtay 15. ve 13. Ceza Daireleri kararlarının, görevsizlik yönünden sonucu itibarıyla isabetli olduğu gözetilerek, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan 15. Ceza Dairesi Başkanı …; “Yargıtay Dairelerinin Görevleri 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 14. maddesinde belirlenmiştir.
Bu madde; 28.6.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı, Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 31. maddesiyle değişikliğe uğramış olup, yeni metin Ceza Daireleri için :
‘a)Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır’ şeklinde düzeltilmiştir.
Aynı kanunun 62. maddesiyle:
5237 sayılı Kanunun 142 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldırılmış, aynı fıkrada yer alan ‘iki yıldan beş’ ibaresi ‘üç yıldan yedi’ şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasının (d) bendine ‘kilit açmak’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘veya kilitlenmesini engellemek’ ibaresi eklenmiş, (g) bendinde yer alan ‘Barınak yerlerinde, sürüde veya açık yerlerde bulunan’ ibaresi madde metninden çıkarılmış, aynı fıkraya aşağıdaki bent eklenmiş, fıkrada yer alan ‘üç yıldan yedi’ ibaresi ‘beş yıldan on’ şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
‘h) Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle ya da bina veya eklentileri içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında’,
‘(5) Hırsızlık suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır’ hükmü getirilirken, 65. maddesiyle:
5237 sayılı Kanunun 152 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan ‘altı’ ibaresi ‘dört’, ikinci fıkrasında yer alan ‘iki’ ibaresi ‘bir’ şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
‘(3) Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır’ hükmü getirilmiştir.
Değişiklik yapan kanunun 104. maddesi ‘Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer’ hükmünü amirdir.
Kanun 28.6.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İleriye doğru derhal uygulanmak zorunluluğu oluşmuştur.
Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrar kazanmış tüm kararlarında belirlendiği gibi: 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’, (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
Temyiz incelemesine konu suçlardan hırsızlık suçunun cezası, daha ağır yaptırım içermektedir. Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin, hırsızlık suçundan açılan kamu davası sonucunda kurulan hükmü incelemekle görevli özel Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, özel Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir” görüşüyle Yargıtay 13. Ceza Dairesinin görevli olduğu yönünde karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. ve 13. Ceza Daireleri görevsizlik kararlarının İSABETLİ OLDUĞUNA,
2- 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 14 ve 17. maddeleri uyarınca, dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2014 günü oyçokluğuyla karar verildi.