Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2014/298 E. 2014/334 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2014/298
KARAR NO : 2014/334
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 4. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 03.02.2011
Sayısı : 689-77

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 03.09.2010 gün ve 14760-6604 sayılı iddianamesi ile; sanıklar hakkında mala zarar verme, silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 151/1, 106/2-a-c ve 6136 sayılı Kanunun 13/1, 13/3. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda Gaziantep 18. Asliye Ceza Mahkemesince 03.02.2011 gün ve 689-77 sayı ile; sanıkların 5237 sayılı TCK’nun 151/1, 106/2-a, 6136 sayılı Kanunun 13/1 ve 15/4. maddeleri uyarınca mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 28.01.2014 gün ve 12829-1327 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun 29.12.2011 gün ve 2011/Bşk-42-42 Esas-Karar sayılı kararında belirlendiği gibi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,’ (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen ‘silahla tehdit’ suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nın 106/2-a-son maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; ‘basit mala zarar verme’ suçunun cezası ise aynı Kanunun 151/1. maddesi uyarınca dört aydan üç yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri, nitelendirmeye ve temyizin kapsamına göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 4. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesince 30.06.2014 gün ve 5301–23389 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanunun 14. maddesindeki yeni düzenleme de gözetilerek işin incelenmesi Yüksek 15. Ceza Dairesinin görevine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 4. Ceza Daireleri arasındaki uyuşmazlık, temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinin tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan hali; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin beşinci fıkrasında, “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde, “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 13. madde uyarınca Birinci Başkanlık Kurulunca hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunca onaylanarak 20.07.2014 gün ve 29066 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 31.07.2014 tarihinde yürürlüğe giren 17.07.2014 gün ve 2014/2 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulu Kararı’nın “Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 1, 2 ve 3. maddelerinde;
“1- Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerlidir.
2- İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarih itibariyle düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli Ceza Dairesine dönderilir.
3- Ceza Daireleri yürürlük tarihinden önce esasına kayıtlı bulunan işleri kendisi sonuçlandırır” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “Hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere idari nitelikte bir işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler, işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki düzenlemelerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak Yargıtay Büyük Genel Kuruluna aittir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile eklenen geçici 13. madde uyarınca Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen işbölümü kararının “Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 1. maddesinin “Bu işbölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerlidir” şeklindeki açık düzenlemesi ve işbölümünün 31.07.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olması da göz önünde bulundurulduğunda, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 03.05.2013 olan tebliğname tarihi itibariyle uygulanması mümkün olmadığından uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümlenmesi gerekmektedir.
Temyiz incelemesine konu olan suçların tebliğname tarihindeki yaptırım miktarları gözönüne alınarak yapılan değerlendirmede;
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının, tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan halinde;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, suçun temel şekline göre hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen;
Mala zarar verme suçunun yaptırımı TCK’nun suçun temel şekline göre müstakil ceza öngören 151/1. maddesi uyarınca dört aydan üç yıla kadar hapis,
Silahla tehdit suçunun yaptırımı, TCK’nun suçun temel şekline göre müstakil ceza öngören 106/2-a maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis;
6136 sayılı Kanuna aykırılık suçunun yaptırımı 6136 sayılı Kanunun 13/1. maddesinde bir yıldan üç yıla kadar hapis,
Cezasından ibaret olup, silahla tehdit suçunun müeyyidesi daha ağır olduğundan, temyiz incelemesinin 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi uyarınca bu suça ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ :
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 30.06.2014 gün ve 5301–23389 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, Yargıtay 4. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.