Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2014/275 E. 2014/311 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2014/275
KARAR NO : 2014/311
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

Görevsizlik Kararı Veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 13.05.2010
Sayısı : 336-202

Sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından TCK’nun 158/1, 204/1 ve 43/1. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, Konya 1. Ağır Ceza Mahkemesince 13.05.2010 gün ve 336-202 sayı ile;
Resmi evrakta sahtecilik suçundan TCK’nun 204/1 ve 62. maddeleri uyarınca bir yıl sekiz ay hapis, dolandırıcılık suçundan ise aynı kanunun 157/1 ve 62. maddeleri gereğince on ay hapis ve 2.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Sanık müdafiinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Ceza Dairesince 07.07.2014 gün ve 21892-13456 sayı ile;
“6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile, 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak söz konusu kanun değişikliğinde; ‘ceza dairelerinde, daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır, çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verildiği,
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
13.05.2010 tarihli kararda, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 204/1 ve 157/1. maddeleri gereğince resmi belgede sahtecilik ve basit dolandırıcılık suçlarından mahkûmiyetine karar verilmiş olmakla,
İncelenen dosya içeriğine göre; temyiz incelemesine konu suçlardan resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; basit dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanunun 157/1. maddesi uyarınca bir yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
Mahkûmiyet kararındaki nitelendirme ve Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğu”,
Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 03.09.2014 gün ve 16507-14140 sayı ile;
“6545 sayılı Kanunun 31. maddesiyle 04.02.1983 tarih ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yapılan değişikliğin, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve söz konusu kanun değişikliğine göre de, ‘ceza dairelerinde daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır’ hükmüne yer verilmiş olunması, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümüne ilişkin 09.02.2012 gün ve 2012/1, 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı kararlarının, ceza daireleri işbölümü ortak hükümler kısmının 1. maddelerindeki ‘bu iş bölümü; işbölümünün yürürlüğe girdiği tarih dâhil olmak üzere, tebliğnamesi bu tarihten sonra düzenlenen işler için geçerli olacaktır’ denilmesi, Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 14.05.2013 tarih ve 32–38 ile 15.07.2014 gün ve 236–272 sayılı kararlarında ve yerleşik uygulamalarda tebliğnamenin düzenlendiği tarihe istinaden görevli dairenin belirlenmesi gerekeceği cihetle; iddianamedeki sevk ve tavsif ile temyizin kapsamına göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözülmesi için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu tarafından değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözülmesi gereken uyuşmazlık, nitelikli dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde verilen hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Daire tarafından yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinin tebliğname tarihinde yürürlükte bulunan hali; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde iken, 28.06.2014 gün ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkumiyet dışındaki kararlarda ise iddianame veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır” şeklinde değiştirilmiş,
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. maddenin beşinci fıkrasında; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur” düzenlemesi yapılmış, madde gerekçesinde; “Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümünün onaylanmasına ilişkin kararı Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe girinceye kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki işbölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunacaktır” açıklamasına yer verilmiştir.
6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa eklenen geçici 13. madde uyarınca Birinci Başkanlık Kurulu tarafından hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunca onaylanarak 20.07.2014 tarih ve 29066 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 31.07.2014 tarihinde yürürlüğe giren 17.07.2014 gün ve 2014/2 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulu Kararının “Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 1, 2 ve 3. maddelerinde;
“1- Bu iş bölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerlidir.
2- İş bölümünün yürürlüğe girdiği tarih itibariyle düzenlenen tebliğnameler, iş bölümündeki düzenlemeler esas alınarak görevli Ceza Dairesine gönderilir.
3- Ceza Daireleri yürürlük tarihinden önce esasına kayıtlı bulunan işleri kendisi sonuçlandırır” düzenlemeleri hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay Daireleri arasındaki görev ilişkisi adli yargı ilk derece mahkemeleri arasında varolan ve kamu düzenine ilişkin bulunan görev ilişkisi niteliğinde olmayıp, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6545 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinde yer alan “Hukuk daireleri ile ceza daireleri kendi aralarında işbölümü esasına göre çalışır” şeklindeki düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere idari nitelikte bir işbölümü ilişkisidir. Dairelerin bakacağı işler, işbölümü ilişkisine ait ilkeler ile işbölümündeki düzenlemelerin hangi tarihten itibaren geçerli olacağını belirlemek 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak Yargıtay Büyük Genel Kuruluna aittir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen geçici 13. madde uyarınca Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen işbölümü kararının “Ceza Daireleri İşbölümü Ortak Hükümler” başlıklı bölümünün 1. maddesinin “Bu işbölümündeki düzenlemeler, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle geçerlidir” şeklindeki açık düzenlemesi ve işbölümünün 31.07.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş olması da göz önüne alındığında, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin 14.12.2012 olan tebliğname tarihi itibariyle uygulanmasının mümkün olmadığından uyuşmazlığın tebliğname tarihinde yürürlükte olan işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözülmesi gerekmektedir.
Buna göre;
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir,” (b) bendinde; “Çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu uygulamalarına göre çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede suç adlarının nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik, sevkin de TCK’nun 158/1 ve 204/1. maddeleri olarak gösterildiği, yerel mahkemece ise sanığın dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından aynı kanunun 157/1 ve 204/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Tebliğname tarihi itibarıyla dairelerin görevlerinin belirlenmesinde esasa alınması gereken iddianamede anlatılıp, sevk maddeleri de gösterilen resmi evrakta sahtecilik suçunun yaptırımı TCK’nun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis, nitelikli dolandırıcılık suçunun müeyyidesi ise aynı kanunun 158/1. maddesinde iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası olup, bu ceza resmi belgede sahtecilik suçunun cezasından daha ağırdır. Hükmü temyizen inceleme ve sanığın eylemlerinin basit dolandırıcılık suçunu mu, yoksa nitelikli dolandırıcılık suçunu mu oluşturacağını belirleme görevi Yargıtay Kanunun 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan işbölümü uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçunu incelemekle görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından verilen görevsizlik kararı isabetli olup, yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, 15. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan Kurul Üyesi …:
“Yargıtay Dairelerinin Görevleri 2797 sayılı Yargıtay Kanunun 14. maddesinde belirlenmiştir. Bu madde; 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 31. maddesiyle değişikliğe uğramış olup, yeni metin Ceza Daireleri için;
‘a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır’ şeklinde düzeltilmiştir.
Değişiklik yapan kanunun 104. maddesi ‘Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer’ hükmünü amirdir.
Kanun 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir. İleriye doğru derhal uygulanmak zorunluluğu oluşmuştur.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 15.07.2014 tarih ve 236-272 sayılı kararında, ‘2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen Geçici 13. maddesinin beşinci fıkrasının; ‘Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur’ şeklindeki açık düzenlemesi ve madde gerekçesi de göz önünde bulundurulduğunda, Yargıtay Büyük Genel Kurulunca 6545 sayılı Kanun uyarınca yapılması öngörülen işbölümü düzenlemesi inceleme tarihi itibariyle henüz hazırlanıp uygulamaya başlanılmadığından, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin inceleme tarihi itibariyle uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna oybirliğiyle ulaşılarak, uyuşmazlığın mevcut işbölümüne ilişkin hükümler uyarınca çözümüne geçilmiştir’ denilmektedir.
İş bölümünde hiç bir değişiklik yapılmamış ve buna ilişkin Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı yazılmış ve uygulanmaya başlanmıştır.
Kaldı ki iş bölümünde değişiklik yapılmış olsaydı bile, bu hal 2797 sayılı Yargıtay Kanunun değişik 14. maddesinin derhal uygulamasına engel olmayacak sadece dosyanın gideceği ceza dairesinin numarasını tespit edecek ve dosya belirlenen ceza dairesine kanun gereği derhal gönderilecekti.
2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6545 sayılı Kanunun 37. maddesi ile eklenen Geçici 13. maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları;
‘Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı uygulanmaya başlayıncaya kadar bu Kanunla yapılan değişiklikten önceki iş bölümüne ilişkin hükümler uygulanmaya devam olunur.
Daha önce başka dairelerde görülmekte olup da dairesi değiştirilen dava dosyaları mevcut hâlleriyle ilgili daireye gönderilir’ şeklindedir.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzeniyle ilgili ceza muhakeme kuralları olduğundan, görev konusundaki değişiklikler derhal uygulanır. Yargılamada tarafların iş bölümü kurallarınca uzmanlaşmış dairede haklarını aramaları hem haklarıdır, hem de yasal gerekliliktir. Aksine kabul, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan adil yargılanma hakkının ihlalidir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun verdiği kararlar, o karar yönünden kesindir. Yukarıda tarihi ve sayısı verilen karar, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesine açıkça aykırıdır. Kesin olarak verilen yukarıdaki karara uyulması, kanun emrinin uygulanmasını öteleyemez. Bu kararda yer alan ‘işbölümü düzenlemesi inceleme tarihi itibariyle henüz hazırlanıp uygulamaya başlanılmadığından 2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişikliğin inceleme tarihi itibariyle uygulanmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır’ kabulünün Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümünün onaylanmasına ilişkin kararı yazılmış ve uygulanmaya başlanması nedeniyle ısrar edilemeyeceği” düşüncesiyle karşı oy kullanmıştır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 07.07.2014 gün ve 21892-13456 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.