Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2014/221 E. 2014/257 K. 15.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2014/221
KARAR NO : 2014/257
KARAR TARİHİ : 15.07.2014

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 4 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 01.03.2010
Sayısı : 1272-187

Aydın Cumhuriyet Başsavcılığının 08.09.2009 gün ve 4181-2042 sayılı iddianamesi ile; sanık … hakkında tehdit ve özel belgede sahtecilik suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 106/1-1.cümle ve 207/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesince 01.03.2010 gün ve 1272-187 sayı ile; sanığın nitelikli tehdit suçundan anılan kanunun 106/2-b, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis; özel belgede sahtecilik suçundan aynı kanunun 207/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 29.05.2014 gün ve 36338 – 19471 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına ve temyizin kapsamına göre, işin incelenmesinin Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince 20.06.2014 gün ve 14518-12224 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinde, Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
13.11.2012 günlü iddianamede;cep telefonu bayiliği yapan sanığın, işyerinden daha önce cep telefonu hattı alan mağdur …’ın haberi olmadan onun kimlik bilgilerine 0 507 298 81 96 numaralı hattı çıkartıp bu hattan çektiği mesajlarla diğer müşteki …’i tehdit ettiği iddiası ile açılan davada, sanığın müşteki Ramazan’a yönelik tehdit mesajlarını kendi kimliğini gizleyerek mağdur Ekram Aytar adına alınan hattan çekmesi nedeniyle TCK’nun 106/2-b maddesinde öngörülen ‘Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle’ tehdit suçu tavsif edilerek dava açılıp hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
Bu itibarla, iddianamedeki tavsife, hükmün konusuna, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 4. Ceza Dairesi’ne ait olduğu” gerekçeleriyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 4. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, tehdit ve özel belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasında verilen hükmün temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından; sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 106/1-1 ve 207/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davasının açıldığı belirtilmiş ise de, iddianamede yargılama konusu eylem; “…şüpheli Metin’in, …’ ın hat çıkartmak için verdiği kimlik fotokopisini ve belgelerini kullanarak …’ ın haberi olmadan 0 507 298 81 96 numaralı hattı çıkartarak kullanmaya başladığı ve bu hat ile diğer müşteki …’ e ait 0 533 603 07 86 numaralı hatla; ‘Bekle oğlunun kim olduğunu göreceksin, bulvarda baklavacı olduğunu öğrendim, akşam orayı kan gölüne çevireceğim’, ‘Kim olduğunu öğrendim, a… kodumun ibnesi, Muştayım hafta sonu Aydın’da olurum, işin bitti, ibreti alem için vuracam seni’ şeklinde mesajlar yazarak gönderdiği…” şeklinde anlatılmak tehdit ve özel belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı, sevk maddelerinin de 5237 sayılı TCK’nun 106/1-1 ve 207/1. olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun Ceza Dairelerinin görevini düzenleyen 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin üçüncü fıkrasının, tebliğname ve Özel Dairelerce görevsizlik kararlarının verildiği tarihlerde yürürlükte bulunan halinde;
“Ceza dairelerinde
a-Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda açıklamaya itibar edilir.
b-Çeşitli suçlara ait davalarda suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu uygulamalarına göre çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı belirlenirken, hapis cezasının üst sınırı fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırlarının eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan tehdit suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nun 106/1-1 maddesi uyarınca altı aydan iki yıla kadar hapis cezası; özel belgede sahtecilik suçunun cezası ise aynı kanunun 207/1. maddesi uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olup, özel belgede sahtecilik suçunun müeyyidesi daha fazla olduğundan, hükmü temyizen inceleme görevi, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesine dayalı olarak hazırlanan işbölümü kararı uyarınca özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükümleri temyizen incelemekle görevli Yargıtay 11. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararı isabetli olduğundan, Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan iki Başkanlar Kurulu Üyesi; “Hükmün temyiz incelemesinin Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılması gerektiği” düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 20.06.2014 gün ve 14518-12224 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15.07.2014 günü oyçokluğuyla karar verildi.