Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2014/215 E. 2014/251 K. 15.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2014/215
KARAR NO : 2014/251
KARAR TARİHİ : 15.07.2014

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 11.03.2009
Sayısı : 306-88

Sanık hakkında Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 21.11.2006 gün ve 15312- 8876 sayılı iddianamesi ile; dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve hırsızlık suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 157/1, 204/1 ve 141/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesince 25.10.2007 gün ve 1081-820 sayı ile, dolandırıcılık suçunun banka aracı kılınmak suretiyle gerçekleştirildiğinden bahisle eylemin 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f, 204/1 ve 141/1 maddelerinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve hırsızlık suçlarını oluşturabileceği gerekçesi ile verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın gönderildiği Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesince 11.03.2009 gün ve 306-88 sayı ile, sanığın 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f, 204/1 ve 141/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 26.09.2012 gün ve 10715 – 42229 sayı ile;
“Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 29.12.2011 gün ve 2011/Bşk-42-42 Esas-Karar sayılı kararında belirlendiği gibi 2797 sayılı Yargıtay Yasasının görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; ‘Daireler arasında işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’, (b) bendinde de; ‘Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, müşteki Mehmet Cingöze yönelik sahtecilik suç tarihi olan Nisan 2005 itibarıyla yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY’nın 342/1. maddesinde iki yıldan sekiz yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı yasanın 504/3. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 17.06.2014 gün ve 28282 – 11919 sayı ile;
“6110 sayılı Yasanın 8. maddesiyle değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde yer alan ‘ceza daireleri arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir. Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir’ hükmü ile Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere görevli dairelerin tayininde iddianamedeki açıklama esas alınmalıdır.
Buna göre, 21.11.2006 günlü iddianame ile 25.02.2007 tarihli görevsizlik kararında; sanığın katılana ait çek koçanını hırsızladıktan sonra çeşitli tarihlerde diğer müştekilere katılan adına sahte olarak imzalayıp verdiği, suça konu çeklerin keşide tarihlerinin 1 Haziran 2005 sonrasına ait olduğu gözetildiğinde suç tarihlerinin de bu tarihten sonrası olduğu cihetle; bankanın maddi varlığı olan çekleri katılan adına sahte olarak düzenledikten sonra müştekilere vererek resmi belgede sahtecilik (5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesi kapsamında) ve dolandırıcılık suçlarını işlediği iddiasıyla, 5237 sayılı TCK’nun 158/1 -f maddesinde öngörülen ‘bankanın araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ suçu tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla iddianamedeki ve görevsizlik kararındaki anlatıma, tavsifin ağırlığına, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik ve hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinin 3. fıkrasının, tebliğname ve Özel Dairelerce görevsizlik kararlarının verildiği tarihlerde yürürlükte bulunan halinde;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianame ve görevsizlik kararında anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen ve cezaları diğerlerine göre yüksek olan nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f. maddesinde üç yıldan yedi yıla kadar hapis; resmi belgede sahtecilik suçunun cezası aynı kanunun 204/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olup, nitelikli dolandırıcılık suçu daha ağır yaptırım içerdiğinden temyiz incelemesinin bu suçlara ilişkin davalara bakmakla görevli olan Yargıtay 15. Ceza Daireleri tarafından yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden 15. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 26.09.2012 gün ve 10715-42229 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 15. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15.07.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.