Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2014/164 E. 2014/200 K. 06.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2014/164
KARAR NO : 2014/200
KARAR TARİHİ : 06.06.2014

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 7 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Sulh Ceza
Günü : 19.03.2013
Sayısı : 489-234

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığının 02.06.2011 gün ve 11606-4756 sayılı iddianamesiyle; sanık hakkında 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçundan aynı kanunun 63/10. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Gaziantep 7. Sulh Ceza Mahkemesince 19.03.2013 gün ve 489-234 sayı ile, sanığın 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 63/10, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 1.660 Lira adli para cezasıyla cezalandırılmasına kesin olarak karar verilmiş, sanık müdafiinin temyizi de hükmün kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
Adalet Bakanlığınca 24.07.2013 gün ve 47627 sayı ile kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 11.02.2014 gün ve 14873-2189 ile;
“Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamedeki, müştekinin bilgisi dışında kimlik bilgileri kullanılarak abonelik sözleşmesi düzenlenmesi şeklindeki anlatıma göre, eylemin 5809 sayılı yasanın 56/3.maddesi yoluyla 63/10.maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sübutu halinde yalnızca TCK.nun 207.maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturabileceği ve Yargıtay Kanununun 14.maddesi ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararlarına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 11. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 04.04.2014 gün ve 8973-6484 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinde, Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
02.06.2011 gün ve 2012/11606 esas sayılı iddianame ile sanık … hakkında, müştekinin bilgisi dışında adına cep telefonu hattı alındığı ve bu hattın Mensey Bilişim Ltd. Şirketi çalışanı diğer sanık….. tarafından verildiği, sanığın da şirketin yetkilisi olduğundan bahisle 5809 sayılı Yasanın 63/10. maddesi uyarınca cezalandırılması talebi ile açılıp, Gaziantep 7. Sulh Ceza Mahkemesince anlatım ve sevke uygun olarak 5809 sayılı Yasanın 56/3. maddesi delaletiyle aynı Yasanın 63/10. maddesi uyarınca cezalandırıldığı kamu davasında; CMK’nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup sanık hakkında düzenlenen iddianame içeriğinde herhangi bir sahte özel belge düzenlenip kullanmak suretiyle ‘özel belgede sahtecilik’ suçu işlendiği iddiası ile açılmış bir kamu davası bulunmadığı cihetle; iddianamedeki tavsife, mahkemenin hükmüne, kanun yararına bozma talebinin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre inceleme görevinin Yüksek 7. Ceza Dairesi’ne ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 7. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda kurulan ve temyiz edilmeksizin kesinleşen hükme karşı kanun yararına bozma kanun yoluna başvurulması halinde incelemenin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinde;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede yargılama konusu eylemin; “…Müştekinin bilgisi dışında adına cep telefonu hattı alındığından bahisle yapılan soruşturmada cep telefonu hattının şüpheli …’in yetkilisi olduğu Mensey Bilişim Danışmanlık Tic. Ltd. Şti. Hiz tarafından ve bu yerde çalışan şüpheli….. tarafından verildiği, isnat edilen suçtan dolayı Cumhuriyet Başsavcılığımızca şüpheliye ön ödeme bildiriminde bulunulduğu, şüphelilerin ise yasal süre içerisinde ön ödemeyi yerine getirmediği…” şeklinde anlatıldığı, anlatılan olayla uyumlu olacak şekilde eylemin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet olarak nitelendirildiği ve önödemeye tâbi suçlardan olduğunun vurgulandığı ve hükmün de bu suçtan kurulduğu görülmektedir.
İddianamedeki sevk maddesi ile iddianame metni arasında bir uyumsuzluk bulunmaması, sevk maddesinin bir yanılgı sonucu olarak değil, aksine hukuki değerlendirmeye dayalı ve bilinçli olarak belirlenmiş olması nedenleriyle dava açan belge olan iddianamedeki tavsifin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçuna yönelik olduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ihbarname tarihine göre uygulanması gereken Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 gün ve 2013/1 sayılı kararına göre, özel ceza kanunlarından doğan ve başka dairelerin görev alanına girmeyen suçlara ilişkin temyiz incelemesinin Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçları başka bir dairenin görev alanına girmemekte olup bu suçlara ilişkin işlere bakma görevi Yargıtay 7. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan Yargıtay 7. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 11.02.2014 gün ve 14873-2189 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 06.06.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.