Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2014/102 E. 2014/138 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2014/102
KARAR NO : 2014/138
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 7. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 30.06.2010
Sayısı : 33-48

Sanıklar hakkında Bayburt C. Başsavcılığının beş ayrı iddianamesi ile; zimmet, nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından 765 sayılı TCK’nun 202/1-4, 202/1-3, 504/1-7, 339/1, 342/1 ve 240. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Bayburt Ağır Ceza Mahkemesince 30.06.2010 gün ve 33-48 sayı ile, nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından beraat ve zamanaşımı nedeniyle düşme, zimmet olarak nitelendirilen eylemin bankacılık zimmeti suçunu oluşturduğu kabul edilerek 4398 sayılı kanun uyarınca mahkumiyet kararları verilmiştir.
Hükmün katılan … vekili ve bir kısım sanıklar ve müdafiileri tarafından tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 11.03.2013 gün ve 2114-1732 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesinde, ‘Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.’ hükmü yer almaktadır. Ayrıca ‘Tavsif’in ve buna bağlı olarak görevli dairenin neye göre belirleneceğine ilişkin Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 15/07/2009 gün, 2009/7-7,
15.07.2009 gün 2009/8-8, 25.12.2009 gün ve 2009/13-13 sayılı ve benzeri kararlarında da belirtildiği üzere, iddianamedeki anlatım ile sevk maddeleri arasında uyumsuzluk bulunması ve sevk maddelerinin yanılgı sonucu belirlenmesi durumunda görevli dairenin yanlış belirlenmiş sevk maddelerine göre değil, vasfı iddianame metninden açıkça saptanabilen suça göre belirlenmesi gerekmektedir.
İddianame içeriğine göre özetle ‘Emlak Bankası Bayburt şubesinde görev yapan …, kredilerden sorumlu şef yardımcısı …, şef … ve gişe memuru …’ün sahte evraklar düzenlemek suretiyle zimmet suçunu’ işledikleri iddia edilmiş ve sevk maddesi olarak 765 sayılı TCK’nın 202/1-3-son, 219/3. maddeleri gösterilmiş ise de, niteleme ve anlatımın bankaya karşı işlenen zimmet suçu olduğu, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve yukarıda açıklanan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararlarında ortaya konan ilkeler doğrultusunda, tesis edilen hükmün incelemesini yapmakla görevli dairenin belirlenmesinde, yanlış gösterilen sevk maddelerinin değil vasfı iddianame metninde açıkça anlatılan bankaya yönelik zimmet suçunun dikkate alınması gerektiği ve bu durumda temyiz inceleme görevinin Yüksek 7. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 7. Ceza Dairesince de 22.01.2014 gün ve 6249-1077 sayı ile;
“Bayburt Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamelere ve dosya kapsamına göre, sanıklar hakkında 1995 yılından 1998 yılının son aylarına kadar işledikleri zimmet, görevi kötüye kullanma, resmi evrakta sahtecilik ve kamu bankasını vasıta kılarak kredi kullanmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından dolayı 765 sayılı TCK’nun 240, 342/1, 504/7 ve 202/1-4-son, 219 maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle Bayburt Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, 4389 sayılı Bankalar Kanununun 23.06.1999 tarih ve 23734 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunmadığı, sanıkların zimmet eylemlerinin 765 sayılı TCK’nun 202/1-4-son, 219 maddeleri kapsamında değerlendirilmesinin gerektiği, lehe kanun tespitinin ise 765 sayılı TCK ile daha sonradan yürürlüğe giren 4389 sayılı ve 5411 sayılı Kanunların karşılaştırılması sonucu yapılacağı, lehe kanun belirlemesinin de suç tarihinde yürürlükte bulunan zimmet suçunun temyiz incelemesini yapmakla görevli daireye ait olacağının anlaşılması karşısında Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun iş bölümüne ilişkin 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı, 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı ve 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı kararlarına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 5. Ceza Dairesine ait bulunduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Sanıklar hakkında zimmet, nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından 765 sayılı TCK’nun 202/1-4, 202/1-3, 504/1-7, 339/1, 342/1 ve 240. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yargılaması sonunda, zimmet suçundan eylemin niteliğinin değiştiği, bankacılık zimmetine uyduğu kabul edilerek 4389 sayılı Bankalar Kanunun 22/3. maddesi uyarınca bir kısım sanıkların mahkumiyetine, nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik ve görevi kötüye kullanma suçlarından ise beraat ve zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesine ilişkin olarak verilen hükmün katılan kurum vekili ve bir kısım sanıklar ve müdafiileri tarafından temyiz olunması üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 7. ve 5. Ceza Daireleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki:
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü yer almaktadır.
Sanıklar hakkında düzenlenen iddianamede zimmet eylemlerinin, “…20.03.1997 tarihi saat 13.06′ da Özerinde … adının yazılı olduğu 347 nolu kasa tahsil fişi ile Ankara Cebeci Şubesine …’e ödenmek üzere yapılan 100.000.000 TL lik havale miktarını aynı gün saat 17.02’de …’ya ait 21257 nolu kredi hesabından 369 nolu kasa tediye fişi ile çekmek suretiyle zimmet suçunu işlediği” şeklinde anlatılması karşısında, sanıklar hakkında 4389 sayılı Bankalar Kanunda düzenlenen zimmet suçundan dava açıldığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan banka zimmeti suçunun yaptırımı, 4389 sayılı Kanunun 22/3. maddesinde altı yıldan oniki yıla kadar hapis, nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ise 765 sayılı TCK’nun 504/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis, memur tarafından işlenen resmi evrakta sahtekarlık suçunun cezası 765 sayılı TCK’nun 339/1. maddesi uyarınca üç yıldan on yıla kadar hapis, memur olmayan kişi tarafından işlenen resmi evrakta sahtekarlık suçunun cezası 765 sayılı TCK’nun 342/1. maddesi uyarınca iki yıldan sekiz yıla kadar hapis ve görevi kötüye kullanma suçunun cezası 765 sayılı TCK’nun 240. maddesi uyarınca bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasından ibaret olup banka zimmeti suçu daha ağır yaptırım içermektedir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunun, 6110 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanan ve 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 1 Temmuz 2011 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.05.2011 gün ve 2011/1 sayılı kararına göre, özel ceza kanunlarından doğan ve başka dairelerin görev alanına girmeyen suçlara ilişkin temyiz incelemesinin Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. 4389 sayılı Kanuna aykırılık suçları başka bir dairenin görev alanına girmemekte olup, bu suçlara ilişkin işlere bakma görevi Yargıtay 7. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 5. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin Yargıtay 7. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, 7. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 22.01.2014 gün ve 6249-1077 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 7. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.03.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.