Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2013/64 E. 2013/70 K. 14.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2013/64
KARAR NO : 2013/70
KARAR TARİHİ : 14.05.2013

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 29.06.2010
Sayısı : 11-437

Sanık … hakkında Eskişehir C. Başsavcılığının 17.12.2007 gün ve 8292-4057 sayılı iddianamesi ile; resmi belgede sahtecilik ve basit dolandırıcılık suçlarından 5237 sayılı TCK’nun 157/1 ve 204/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesince 29.06.2010 gün ve 11-437 sayı ile;
Sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 14.01.2013 gün ve 20961-59 sayı ile;
“İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanunu’nun Değişik 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 28.02.2013 gün ve 4433-3411 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasası’nın 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinde, Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde, dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu’nun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.12.2007 gün ve 2007/8292 sayılı iddianamesi ile müşteki …’nın iradesi dışında elinden çıkan Yapı Kredi Bankası Eskişehir Şubesine ait 236837 nolu çekin sanığın eline geçtiği, sanığın bu çeki düzenleyerek veya düzenleterek müşteki … ile aralarında bulunan ticari ilişkide kullandığının iddia olunması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f ve 204/1. maddelerinde öngörülen ‘resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık’ suçları tavsif edilerek dava açılmıştır.
Bu itibarla, iddianamedeki anlatıma, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesi’ne ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 15. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, resmi belgede sahtecilik ve basit dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasının yargılaması sonucunda kurulan hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yukarıda belirtilen aşamalar da gözetilerek dosya incelendiğinde;
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 157/1 ve 204/1 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davasının açıldığı belirtilmiş ise de, iddianamede yargılama konusu eylemlerden biri, “Müştekinin Mehmet Akif Mirzanın iradesi dışında elinden çıkan Yapı Kredi Bankası Eskişehir Şubesine ait 236837 seri nolu çek koçanının şüphelinin eline geçtiği, şüphelinin söz konusu çek koçanını düzenleyerek ve ya düzenleterek müşteki … ile aralarında bulunan ticari işinde kullandığı” şeklinde anlatılarak banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan kamu davası açıldığı, ancak suç adının basit dolandırıcılık olarak yazılıp sevkin 5237 sayılı TCK’nun 157/1 maddesi olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki:
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü gözetildiğinde, iddianamedeki anlatımın içeriğinden sanık hakkında banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 158/1-f maddesi uyarınca kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, 5237 sayılı TCY’nın 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; banka ve kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı kanunun 158/1-f maddesi uyarınca üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olup, dolandırıcılık suçu daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin, dolandırıcılık suçundan açılan kamu davası sonucunda kurulan hükmü incelemekle görevli Yargıtay 15. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, 15. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 14.01.2013 gün ve 20961-59 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.05.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.