Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2013/50 E. 2013/56 K. 14.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2013/50
KARAR NO : 2013/56
KARAR TARİHİ : 14.05.2013

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 13 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Asliye Ceza
Günü : 04.12.2008
Sayısı : 955-886

Kartal C. Başsavcılığının 27.10.2008 gün ve 12405 – 5948 sayılı iddianamesi ile; sanıklar …, … ve … hakkında bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama ve sanık … hakkında resmi belgede sahtecilik suçlarından cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Kartal 2. Asliye Ceza Mahkemesince 04.12.2008 gün ve 955 – 886 sayı ile;
Sanıkların bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama suçundan TCK’nun 244/4, 62 ve 50. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 1000 Lira adli para cezası ile cezalandırılmalarına,
Sanık …’un resmi belgede sahtecilik suçundan ise aynı kanunun 204/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 24.01.2013 gün ve 30197 – 1448 sayı ile;
“İddianamedeki nitelendirmeye, sevke, temyizin kapsamına, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun 12.05.2011 gün ve 2011/1 sayılı kararına göre, işin incelenmesi Yüksek 11. Ceza Dairesi’nin görevine girdiği”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 21.02.2013 gün ve 4380 – 2943 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesinde “Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir.” hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
İddianamede, sanıkların müşteki …’ya ait interaktif bankacılığa açık hesabına internet üzerinden girmek suretiyle diğer müşteki …’a ait hesaba bu müştekiye ait olup sanıklardan …’in kendisine havale geleceğini söyleyerek ödünç alıp elinde bulundurduğu kredi kartına para transfer ederek bu parayı çekmek şeklinde oluşan eylemlerinde TCK’nun 142/2-e maddesindeki bilişim suretiyle hırsızlık suçu tavsif edilmiş olması karşısında iddianamedeki anlatıma, tavsifin ağırlığına, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 6110 sayılı yasa ile değişik 14. maddesi ile 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.07.2011 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümüne ilişkin 12.05.2011 tarih ve 2011/1 sayılı kararına göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 13. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 13. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama ve resmi belgede sahtecilik suçlarından açılan kamu davasının yargılaması sonucunda kurulan hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
Yukarıda belirtilen aşamalar da gözetilerek dosya incelendiğinde;
Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 204/1 ve 244/4. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davasının açıldığı belirtilmiş ise de, iddianamede yargılama konusu eylemlerden biri; “…müşteki …’nun hesaplarından internet üzerinden …’ın hesabına para havalesi yapılmasını sağlayarak elinde bulundurduğu …’a ait banka kartı ile 1.000.00.YTL. parayı çektiğinin tespit edildiği…” şeklinde anlatılarak bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçundan kamu davası açıldığı, ancak suç adının bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama olarak yazılıp sevkin 5237 sayılı TCK’nun 244/4 maddesi olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki:
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir.
b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmü gözetildiğinde, iddianamedeki anlatımın içeriğinden sanık hakkında bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 142/2-e maddesi ve resmi belgede sahtecilik suçundan aynı kanunun 204/1. maddesi uyarınca kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, 5237 sayılı TCK’nun 204/1. maddesinde iki yıldan beş yıla kadar hapis; bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle hırsızlık suçunun cezası ise aynı Kanunun142/2-e maddesi uyarınca üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasından ibaret olup, hırsızlık suçu daha ağır yaptırım içermektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin, hırsızlık suçundan açılan kamu davası sonucunda kurulan hükmü incelemekle görevli Yargıtay 13. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, 13. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 24.01.2013 gün ve 30197 – 1448 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın, temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.05.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.