Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2013/303 E. 2013/309 K. 27.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2013/303
KARAR NO : 2013/309
KARAR TARİHİ : 27.12.2013

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 7 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Sulh Ceza
Günü : 20.02.2012
Sayısı : 210-159

Sanık hakkında Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 29.03.2010 gün ve 549-190 sayılı iddianamesi ile Elektronik Haberleşme Kanununa aykırılık suçundan 5809 sayılı Kanunun 63/10-3. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Viranşehir Sulh Ceza Mahkemesince 20.02.2012 gün ve 210-159 sayı ile; sanığın beraatine karar verilmiştir.
Hükmün Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 30.10.2013 gün ve 26631-20342 sayı ile;
“Viranşehir Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamedeki, yasal abone olan kişinin bilgisi dışında kimlik bilgileri kullanılıp sözleşme düzenlenerek Vodafone cep telefonu hattının Avea’ya transfer edildiği, şeklindeki anlatıma göre, eylemin 5809 sayılı Kanunun 56/3.maddesi yoluyla 63/10. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sübutu halinde yalnızca TCK’nun 207. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturabileceği ve Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararlarına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 11.Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 04.12.2013 gün ve 25625-18384 sayı ile;
“2297 sayılı Yargıtay Kanunun 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunun 56/3. maddesinde ‘Abonelik tesisi için gerekli kimlik belgeleri örneği alınmadan işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik kaydı yapılamaz’ şeklinde düzenleme mevcut olup; 14.07.2011 tarihli iddianamede, İletişim Şirketi yetkilisi olan sanığın, kimlik bilgilerini kontrol etmeden cep telefonu hattı satarak abonelik kaydı yaptığından bahisle 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunun 56/3. maddesi delaletiyle anılan Kanunun 63/10. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle dava açılmış ve 5809 sayılı Kanuna muhalefet suçu tavsif edilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda ise bu suçtan beraate hükmolunarak, özel belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiştir.
Bu itibarla, iddianamedeki sevk ve tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 7. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 7. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, Elektronik Haberleşme Kanununa aykırılık suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından; sanık hakkında 5809 sayılı Kanunun 63/10-3.maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle kamu davasının açıldığı belirtilmiş ise de, iddianamede yargılama konusu eylemin özel belgede sahtecilik suçuna uyabilecek şekilde anlatıldığı vekamu davası açıldığı, ancak suç adının 5809 sayılı Kanununa aykırılık olarak yazılıp sevkin 5809 sayılı Kanunun 63/10-3. maddesi olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesindeki; “a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” hükmü gözetildiğinde, iddianamedeki anlatımın içeriğinden sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK’nun 207. maddesi uyarınca kamu davası açıldığı kabul edilmelidir.
Bu itibarla, Yargıtay 7. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçla ilgili temyiz incelemesinin Yargıtay 11. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden 11. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 04.12.2013 gün ve 25625-18384 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın temyiz incelemesi yapılması için Yargıtay 11. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.