Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2013/271 E. 2013/277 K. 27.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2013/271
KARAR NO : 2013/277
KARAR TARİHİ : 27.12.2013

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 7 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Sulh Ceza
Günü : 14.06.2011
Sayısı : 198-1527

Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının 13.08.2010 gün ve 6515-2811 sayılı iddianamesiyle; sanık … hakkında 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçundan aynı kanunun 63/10. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Şanlıurfa 3. Sulh Ceza Mahkemesince 14.06.2011 gün ve 198-1527 sayı ile, sanığın beraatına karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesince 24.09.2013 gün ve 25932-18516 sayı ile;
“Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen iddianamedeki, yasal abone olan kişinin kimlik bilgileri kullanılarak abonelik sözleşmesi düzenlenip üçüncü kişiye hat verilmesi şeklindeki anlatıma göre, eylemin 5809 sayılı yasanın 56/3. maddesi yoluyla 63/10. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği ve sübutu halinde yalnızca TCK’nun 207. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturabileceği ve Yargıtay Kanununun 14. maddesi ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararlarına göre, temyiz inceleme görevinin Yargıtay Yüksek 11. Ceza Dairesine ait bulunduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 13.11.2013 gün ve 23763-16684 sayı ile;
“2797 sayılı Yargıtay Yasasının 14. maddesinde ‘Ceza Dairelerinin görevlerinin tayininde davadaki tavsif esas alınır. Muhtelif suçlara ait davaların en ağırını incelemeye yetkili daire görevlidir’ hükmü yer almaktadır. Yasa, sevk maddelerine değil, iddianamedeki tavsife ağırlık tanımıştır. Bu nedenle Ceza Dairelerinin görevinde Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere tavsif esas alınmalıdır.
5809 sayılı Elektronik Haberleşme Yasasının 56/3. maddesinde ‘Abonelik tesisi için gerekli kimlik belgeleri örneği alınmadan işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik kaydı yapılamaz’ şeklinde düzenleme mevcut olup; 13.08.2010 tarihli iddianamede, İletişim şirketi yetkilisi olan sanığın, kimlik bilgilerini kontrol etmeden cep telefonu hattı satarak abonelik kaydı yaptığından bahisle 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Yasasının 56/3. maddesi delaletiyle anılan Yasanın 63/10. maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle dava açılmış ve 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçu tavsif edilmiştir.
Bu itibarla, iddianamedeki sevk ve tavsife, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanununun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevinin Yüksek 7. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 7. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda kurulan hükmün temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun, 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 8. maddesi ile değişik 14. maddesinde;
“Ceza dairelerinde:
a) Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir” şeklinde düzenleme yer almaktadır.
Sanık hakkında düzenlenen iddianamede yargılama konusu eylemin;“…şüphelinin eyleminin kimlik bilgilerini kontrol etmeden hat satma eylemi olduğu ve ön ödeme kapsamında kaldığı, şüpheliye usulüne uygun şekilde posta yolu ile ön ödeme tebliğ edildiği, şüpheli tarafından ön ödeme emri yerine getirilmediği, yapılan soruşturma ve toplanan deliller neticesinde şüphelinin üzerine atılı suçu işlediği…” şeklinde anlatıldığı, anlatılan olayla uyumlu olacak şekilde eylemin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet olarak nitelendirildiği ve önödemeye tabi suçlardan olduğunun vurgulandığı görülmektedir.
İddianamedeki sevk maddesi ile iddianame metni arasında bir uyumsuzluk bulunmaması, sevk maddesinin bir yanılgı sonucu olarak değil, aksine hukuki değerlendirmeye dayalı ve bilinçli olarak belirlenmiş olması nedenleriyle dava açan belge olan iddianamedeki tavsifin 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçuna yönelik olduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Eylemin gerçekte, 5809 sayılı Kanuna muhalefet suçunu mu yoksa özel evrakta sahtecilik suçunu mu oluşturacağı, yargılamanın ve temyiz incelemesinin konusunu oluşturacaktır.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı kararına göre, özel ceza kanunlarından doğan ve başka dairelerin görev alanına girmeyen suçlara ilişkin temyiz incelemesinin Yargıtay 7. Ceza Dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununa muhalefet suçları başka bir dairenin görev alanına girmemekte olup bu suçlara ilişkin işlere bakma görevi Yargıtay 7. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, Yargıtay 11. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçla ilgili temyiz incelemesinin, Yargıtay 7. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, 7. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 24.09.2013 gün ve 25932-18516 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 7. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.