Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2013/130 E. 2013/136 K. 15.07.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2013/130
KARAR NO : 2013/136
KARAR TARİHİ : 15.07.2013

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 5 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 30.11.2012
Sayısı : 237-556

Sanıklar …. …, …, …, … ve … haklarında resmi belgede sahtecilik ve rüşvet suçlarından açılan kamu davalarının birleştirilerek Develi Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/85 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama da 03.05.2003 tarihli ara kararla sanıklar …, …, … ve … ve … hakkındaki davanın tefrikine karar verilmiş, tefrik edilen davanın Develi Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/42 esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Develi Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/85 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 25.03.2004 gün ve 85-15 sayı ile;
a) Sanıklar…. hakkındaki davanın CMK’nun 2 ve 4. maddeleri gereğince görülmekte olan davadan ayrılmasına,
b) Sanıklar … ve ….’ın rüşvete aracılık yapmak, sanık ….’in yalan yere tanıklık etmek suçundan beraatlerine,
c) Sanık …..’ın resmi evrakta sahtekarlık suçundan 4 yıl 10 ay 10 gün ağır hapis, sanık …..’ın rüşvet almak suçundan 6 yıl 3 ay ağır hapis ve 29.864.155.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen aynı nevi hürriyeti bağlayıcı cezaların TCK’nun 71. maddesi gereğince içtima ettirilerek 10 yıl 13 ay 10 gün ağır hapis ve 29.864.155.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına,
d) Sanık….’in sahte resmi evrak düzenlemeye asli iştirak etmek suçundan 4 yıl 10 ay 10 gün ağır hapis, sanık….’in rüşvet almak suçuna asli iştirak etmek ve azmettirmek suçundan 6 yıl 3 ay ağır hapis cezası ve 29.864.155.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına, sanığa verilen aynı nevi hürriyeti bağlayıcı cezaların TCK’nun 71. maddesi gereğince içtima ettirilerek 10 yıl 13 ay 10 gün ağır hapis cezası ve 29.864.155.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 09.06.2005 gün ve 8066-11680 sayı ile; 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren kanunların sanıklar yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma kararı üzerine HSYK’nın 09.06.2004 gün ve 278 sayılı kararıyla kapatılmasına karar verilen Develi Ağır Ceza Mahkemesinin dosyalarını devralan Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince 07.06.2006 gün ve 284-267 sayı ile;
Sanıklar ….. ve….’in resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK’nun 204/2-3, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 8 ay 7 gün hapis, rüşvet suçundan aynı kanunun 252/1-2 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Bu hükmün sanıklar ve müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 04.12.2008 gün ve 3853-10879 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Haklarında tefrik kararı verilen sanıklar Aytaç Saraçel ve Celal Yıl hakkındaki davanın Develi Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/26 esas sırasına kaydı yapılmış,
Develi Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/26 esas sayılı dosyasında yargılamaları devam eden sanıklar Aytaç Saraçel ve Celal Yıl hakkındaki davanın yargılamasına Develi Ağır Ceza Mahkemesinin HSYK’nın 09.06.2004 gün ve 278 sayılı kararıyla kapatılması üzerine Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/232 esas sayılı dosyası olarak devam edilmiş ve Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince 14.01.2009 gün ve 232-12 sayı ile;
Sanıklar Aytaç Saraçel ve Celal Yıl’ın resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK’nun 204/2-3, 43 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 8 ay 7 gün hapis, rüşvet suçundan aynı kanunun 252/1-2 ve 62. maddeleri uyarınca 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Bu hükmünde sanık Celal Yıl müdafii ve sanık Aytaç Saraçel tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 24.01.2013 gün ve 4982-746 sayı ile;
“1- Sanıklar hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin onanmasına,
2- Sanıklar hakkında rüşvet vermek suçundan verilen mahkümiyet hükümlerinin yapılan temyiz incelemesinde ise;
…Gerek 6352 sayılı Kanunun 87. maddesi ile değişik 252/7. maddesinde ve gerekse 6352 sayılı Kanunun 87. maddesiyle değiştirilmeden önceki TCK’nın 252/2. maddesinde rüşvet alan, talepte bulunan veya bu konuda anlaşmaya varan kişilerin yargı görevi yapan olması halinde uygulanması gereken nitelikli halin rüşvet verdikleri kabul edilen sanıklar hakkında uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden cezalarının artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
Keza, sanıkların lehine olan kanun hükümlerinin tespiti amacıyla yapılan karşılaştırmada 765 sayılı TCK’nın 219/1. maddesindeki “202 ila 218 inci maddelerde yazılı suçların emir ve idare yetkisine sahip olanlar ile hakim ve savcılar tarafından işlenmesi halinde verilecek cezalar yarısı oranında artırılarak hükmolunur.” düzenlemesi gereğince rüşvet verdikleri kabul edilen sanıklar hakkında uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeyerek lehe yasanın belirlenmesi” isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Develi Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/42 esas sayılı dosyasında yargılamaları devam eden sanıklar …, …, … ve … ve … hakkındaki davanın Develi Ağır Ceza Mahkemesinin HSYK’nın 09.06.2004 gün ve 278 sayılı kararıyla kapatılması üzerine Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/237 esas sayılı dosyası olarak yargılamasına devam edilmiş ve Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesince 30.11.2012 gün ve 237-556 sayı ile;
Sanıklar …, …, … ve …’nın resmi belgede sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK’nun 339/1-2 ve 80. maddeleri uyarınca 7 yıl hapis,
Sanık …’in resmi belgede sahtecilik suçundan TCK’nun 204/2-3. maddesi uyarınca 6 yıl hapis,
…, … ve …’ün rüşvet suçundan 5237 sayılı TCK’nun 252/1. maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Bu hükmünde sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 29.04.2013 gün ve 3838-4000 sayı ile;
“İddianame içeriğinde özetle ‘sanıkların, sahte mahkeme ilamları düzenleyen Yeşilhisar Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi …..’ı resmi evrakta sahtecilik suçuna azmettirdikleri’ iddia edilmiş ve sevk maddesi olarak 765 sayılı TCK’nın 342/1-2. maddesi gösterilmiş ise de; mahkemenin kabulü, niteleme ve iddianamedeki anlatıma göre sanıklara yüklenen eylemin 765 sayılı TCK’nın 339/1. cümle 2. maddesinde düzenlenen aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi evrak sayılan mahkeme ilamlarını sahte olarak düzenletmeye azmettirme suçu olduğu, Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesi ve yukarıda açıklanan Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararlarında ortaya konan ilkeler doğrultusunda, tesis edilen hükmün incelemesini yapmakla görevli dairenin belirlenmesinde, yanlış gösterilen sevk maddelerinin değil vasfı iddianame metninde açıkça anlatılan 765 sayılı TCK’nın 339/1. cümle 2. maddesinde düzenlenen aksi ispat edilinceye kadar geçerli resmi evrakta sahtecilik suçunun dikkate alınması gerektiği, bu suçun karşılığı cezanın 765 sayılı Yasanın 213/1. maddesinde rüşvet verme fiili için öngörülen cezadan daha fazla olması karşısında temyiz inceleme görevinin Yüksek 11. Ceza Dairesine ait olduğu”,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 26.06.2013 gün ve 12279-10734 sayı ile;
“Bursa ilinde emlakçılık yapan sanıklar … ve …’ın, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yasal engel bulunan arazileri parsellere ayıracak biçimde tapuya tescillerini sağlamak amacıyla Afyon Barosu avukatları Celal Yıl ve Aytaç Saraçel ile temasa geçtikleri, onların da Kayseri ili Yeşilhisar ilçesi Sulh Hukuk Mahkemesi hakimi ve Cumhuriyet savcısı ile temasa geçip Bursa, İstanbul ve İzmir il ve ilçelerinde bulunan bu şekildeki taşınmazlar için Yeşilhisar Sulh Hukuk Mahkemesinde tapu iptali tescil davalarının açılıp, lehe karar verilmesi, karşılığında hakim ve Cumhuriyet savcısına maddi menfaat temini konusunda anlaşma sağlandığı, bu çerçevede 111 adet dava açıldığı, tutanaklarda miktarı belirtilen paranın hakim ve Cumhuriyet savcısına verildiği, ancak gelişen bazı olaylar nedeniyle açılan davalarda kabul kararı verilemeyip, gayrimenkulün aynına ilişkin davalardaki kesin yetki kuralı nedeniyle yetkisizlik kararları verilmesine rağmen, dokuz adet dava ile ilgili ‘davanın kabulüne’ ilişkin sahte mahkeme ilamı hazırlandığı, emlakçı sanıklar aracılığıyla sahte mahkeme ilamlarına ulaşan arazi sahipleri diğer sanıkların bunları taşınmazların bulunduğu yerdeki Tapu Sicil Müdürlüklerine ibraz ederek tescil işlemini yaptırdıkları, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların bu şekilde ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘rüşvet vermek-almak’ suçlarını işledikleri iddiası ile hakim, Cumhuriyet savcısı, avukat, emlakçı, noter başkatibi ve arazi sahibi olan şahıslar hakkında Develi Ağır Ceza Mahkemesi ile Bursa Ağır Ceza Mahkemelerinde ayrı ayrı açılan davaların Develi Ağır Ceza Mahkemesinin, ilk esas numarası 2000/29 olan dava dosyasında birleştirildiği, ancak daha sonra 02.03.2003 ve 25.03.2004 tarihlerinde tefrik kararlan verildiği, Develi Ağır Ceza Mahkemesinin kapatılmasından sonra dosyanın Kayseri Ağır Ceza Mahkemesine devredildiği, hakim ve Cumhuriyet savcısının yargılandığı asıl davanın Kayseri Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilen yargılaması sonunda verilen 25.03.2004 tarihli mahkumiyet hükmüne 09.06.2005 tarihinde yasa bozması yapan Yargıtay Yüksek 5. Ceza Dairesi, bozmadan sonra 07.06.2006 tarihinde her iki suçtan verilen mahkumiyet hükümlerini esastan inceleyerek 04.12.2008 gün, 3853-10879 sayı ile ‘onanmasına’ karar verdiği gibi aynı dosyadan 25.03.2004 tarihinde tefrik edilen avukatlar Celal Yıl ve Aytaç Saraçel’e ait Kayseri l. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/232 esas, 2009/12 karar sayılı dava dosyasını da esastan inceleyerek 24.01.2013 gün ve 4982-746 sayı ile ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan verilen mahkumiyet hükmünün onanmasına, ‘rüşvet vermek’ suçundan verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verdiği anlaşılmakla,
Başlangıçta tek dosya olup, tefrik kararları ile üçe ayrılan dava dosyalarından ikisini esastan inceleyerek karara bağlayan yüksek 5. Ceza Dairesinin, diğer davaların devamı niteliğindeki bu davada da görevli olduğu düşünüldüğünden, Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesi ile Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu kararları uyarınca temyiz incelemesi asıl davaya bakan Yüksek 5. Ceza Dairesine ait bulunduğundan olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 5. ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, resmi belgede sahtecilik ve rüşvet suçlarından açılan kamu davasında verilen hükmün temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanun ile değişik 14. maddesi uyarınca hazırlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 09.02.2012 gün ve 2012/1 sayılı yeni iş bölümünün “Yargıtay Ceza Daireleri İşbölümü-Ortak Hükümler”in 1. maddesinde;
“Bu iş bölümü; işbölümünün yürürlüğe girdiği tarih dahil olmak üzere, tebliğnamesi bu tarihten sonra düzenlenen işler için geçerli olacaktır” denildikten sonra 2. maddesinde;
“İstisnalar dışında; bu iş bölümüne dayalı olarak dairelerce dosya devri yapılamayacağı gibi her daire önceki işbölümü gereğince kendisine gelmiş olan işler ile daha önce kendisine gelmiş olmakla birlikte bozma veya herhangi bir nedenle daire dışına gönderdiği işlerden geri gelenlere bakmaya devam edecektir” hükmü getirilmiştir.
İncelenen dosya içeriğinden;
İncelemeye konu dosyadan tefrik edilen sanıklar ….. ve…. haklarındaki davada yerel mahkemece kurulan mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay 5. Ceza Dairesince 04.12.2008 gün ve 3853-10879 sayı ile onanmasına,
Sanıklar Aytaç Saraçel ve Celal Yıl haklarındaki davada ise, yerel mahkemece sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay 5. Ceza Dairesince 24.01.2013 gün ve 4982-746 sayı ile resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin olarak onanmasına, rüşvet suçunu ilişkin olarak ise bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Ana dosyadan tefrik edilerek yapılan yargılamalar sonucunda verilen hükümlerin daha önce Yargıtay 5. Ceza Dairesince incelenerek bir kısmının onanmasına, bir kısmının bozulmasına karar verilmiş olduğu, inceleme konusu dosya ile ana dosyadan tefrik edilerek yapılan yargılamalar sonucunda temyiz incelemesinden geçen dosyaların aynı olaylara ilişkin olup, tebliğnamenin de 19.02.2013 tarihinde düzenlendiği anlaşıldığından, hükmü temyizen inceleme görevi Yargıtay 5. Ceza Dairesine aittir.
Bu itibarla, yargılama konusu suçlarla ilgili incelemenin Yargıtay 5. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden, 5. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına dosyanın anılan Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
1- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 29.04.2013 gün ve 3838-4000 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın Yargıtay 5. Ceza Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 15.07.2013 günü oybirliğiyle karar verildi.