Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2012/93 E. 2012/93 K. 27.12.2012 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2012/93
KARAR NO : 2012/93
KARAR TARİHİ : 27.12.2012

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 11 ve 15. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 13.05.2009
Sayısı : 51-53

Sanıklar … ve … hakkında Tunceli C. Başsavcılığının 16.11.1998 gün ve 173-21 sayılı iddianamesiyle; resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından 765 sayılı TCK’nun 342/1, 504/1, 80. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Tunceli Ağır Ceza Mahkemesince 24.05.2000 gün ve 40-23 sayı ile, sanıkların sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK’nun 342/1. maddesi uyarınca 2 yıl ağır hapis, dolandırıcılık suçundan da aynı Kanunun 504/3 ve 522. maddeleri gereğince 2 yıl 2 ay 12 gün ağır hapis ve 13.800.000.000 Lira ağır para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Hükmün, katılan vekili ve sanık müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Ceza Dairesince 09.09.2002 gün ve 6464-9814 sayı ile;
Sahtecilik suçundan kurulan hükümlerin onanmasına,
Dolandırıcılık suçundan kurulan hükümlerin,”Sanık …’un sahte belgelerle ve banka müdür vekili sanık …’ın katılımı sonucu haksız olarak Ziraat Bankasından kredi aldığının anlaşılması karşısında, sanıkların eylemlerine uyan TCK’nun 504. maddesinin 1-8-son fıkraları yerine aynı maddenin 3. fıkrası ile uygulama yapılması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Tunceli Ağır Ceza Mahkemesince 11.06.2003 gün ve 70-58 sayı ile sanık … hakkındaki yargılama dosyası ayrılarak sanık …’ın 765 sayılı TCK’nun 504/1-8-son ve 522. maddeleri uyarınca 3 yıl 6 ay ağır hapis ve 16.100.000.000 TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine yerel mahkemece temyiz isteğinin süresinde olmadığından bahisle verilen ret kararı da temyiz edilmiş ve Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 14.07.2005 gün ve 2467-5320 sayılı kararı ile onanmıştır.
5237 sayılı TCK’nun yürürlüğe girmesinden sonra yerel mahkemece 22.02.2006 gün ve 70-58 sayı ile, sanıklar … ve … hakkında sahtecilik suçundan kurulan 24.05.2000 gün ve 40-23 sayılı mahkûmiyet hükmünün aynen infazına, sanık …’ın dolandırıcılık suçundan lehe hükümler içeren 5237 sayılı TCK’nun 158/j ve 52. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 100 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Hükmün hükümlüler müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Ceza Dairesince 27.06.2008 gün ve 8533-6877 sayı ile;
“5237 sayılı TCK’nun 7/2. maddesi gözetilerek; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CMK’nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkemece bu kez 13.05.2009 gün ve 51-53 sayı ile, sanıklar … ve …’un sahtecilik suçundan 765 sayılı TCK’nun 342/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis, sanık …’ın ayrıca dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nun 158/j ve 52. maddeleri uyarınca 2 yıl hapis ve 100 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu hükmün de hükümlüler müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Ceza Dairesince 28.12.2011 gün ve 11286-24178 sayı ile;
“İddianamedeki sevk ve tavsife, onanarak kesinleşen uyarlama hükmünün konusuna, temyizin kapsamına ve Yargıtay Kanunu’nun 6110 sayılı Yasa ile değişik 14. maddesi ile 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak 01.07.2011 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nun işbölümüne ilişkin 12.05.2011 tarih ve 2011/1 sayılı kararına göre; nitelikli dolandırıcılık suçu yanında memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği suçundan kurulan hükme yönelen temyiz inceleme görevinin Yüksek 15. Ceza Dairesine ait olduğu “,
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 15. Ceza Dairesince 27.06.2012 gün ve 2248-40025 sayı ile;
“Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır, hükmünü amirdir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nun 342/1.maddesinde iki yıldan sekiz yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Yasanın 504/1.maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibaret olduğu gözetildiğinde;
İddianamedeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, Yargıtay Kanununun Değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dahilinde olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararları verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yargıtay 11 ve 15. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, resmi evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında verilen hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Yasasının Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir”, (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Yargıtay Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, 765 sayılı TCK’nun 342/1. maddesinde iki yıldan sekiz yıla kadar hapis; dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Kanunun 504/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis ve sağlanan haksız menfaatin iki misli kadar para cezasından ibaret olup, hapis cezasının üst sınırı fazla olan resmi belgede sahtecilik suçunun daha ağır olduğu görülmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmü incelemekle görevli Yargıtay 11. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden 11. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 28.12.2011 gün ve 11286-24178 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın yasal gereği yapılmak üzere Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.12.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.