Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2011/42 E. 2011/42 K. 29.12.2011 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2011/42
KARAR NO : 2011/42
KARAR TARİHİ : 29.12.2011

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 15 ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi Ağır Ceza
Günü : 14.04.2009
Sayısı : 51–101

Sanık … hakkında Denizli Cumhuriyet Başsavcılığının 30.11.2004 gün ve 6927–619 sayılı iddianamesi ile; zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık ve resmi evrakta sahtecilik suçlarından 765 sayılı Türk Ceza Yasasının 342/1, 504/3 ve 80. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesince 27.09.2005 gün ve 8–200 sayı ile;
Sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan, 765 sayılı TCY’nın 342/1, 80, 59/2 ve 40. maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 10 gün ağır hapis, nitelikli dolandırıcılık suçundan da aynı Yasanın 504/3, 80, 522, 59/2 ve 40. maddeleri uyarınca 2 yıl 3 ay 6 gün ağır hapis ve 26.444 Lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, anılan Yasanın 71 ve 75. maddeleri uyarınca cezaları toplanmak suretiyle sonuç olarak 3 yıl 14 ay 16 gün ağır hapis ve 26.444 Lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, 5252 sayılı Yasanın 5 ve 6. maddeleri uyarınca ağır hapis cezasının hapis, ağır para cezasının adli para cezası olarak infazına ve mahsuba karar verilmiştir.
Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 05.12.2008 gün ve 6824–13293 sayı ile;
“1- Dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün temyizinde;
Kararın gerekçe bölümünde 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasa ile sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın tespiti gerektiği gözetilmeden, bu ilkelere uyulmadan ve uygulamalı karşılaştırma yapılmadan denetime olanak vermeyecek şekilde soyut ifadelerle 765 sayılı Yasa hükümlerinin lehe olduğundan bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
2- Resmi evrakta sahtecilik suçundan kumlan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi gözetilerek; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik CMK’nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının takdir ve değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması” gerektiğinden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesince 14.04.2009 gün ve 51–101 sayı ile; sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan 765 sayılı TCY’nın 342/1, 80, 59/2 ve 5252 sayılı Yasanın 6. maddeleri uyarınca l yıl 11 ay 10 gün hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına, banka ya da kredi kurumlarının vasıta olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçundan ise 5237 sayılı TCY’nın 158/l–f, 43/1, 62 ve 53. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 28.100 Lira adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verilmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 27.10.2011 gün ve 66094–6839 sayı ile;
“İddianamedeki tavsif ve sevke göre, Yargıtay Kanununun değişik 14. maddesi gereğince temyiz incelemesinin Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevi dâhilinde olduğu,”
Dosyanın gönderildiği Yargıtay 11. Ceza Dairesince de 25.11.2011 gün ve 12716–22295 sayı ile;
“Sanık hakkında 30.11.2004 tarihli iddianame ile ‘dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik’ suçlarından suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 342/1, 80, 504/3 ve 80. maddeleri gereğince kamu davası açılmış ise de; iddianamedeki sevk ve anlatıma konu suçlar için 5237 sayılı TCK’nın 204/1 ve 158/l–f maddelerinde öngörülen cezaların alt ve üst sınırları, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6110 sayılı Kanunla değişik 14. maddesinin son fıkrası ve 6110 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 2. fıkrası ile 02.06.2011 tarih ve 27952 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01.07.2011 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun işbölümüne ilişkin ortak hükümler kısmının 3. maddesindeki ‘bu iş bölümü yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCY’nda yer alan suçlara göre yapılmış bulunduğundan, yürürlükten kaldırılan 765 sayılı TCY’ndan kaynaklanan işlere, bunların 5237 sayılı TCY’ndaki karşılığını oluşturan işlere bakmakla görevli daire tarafından bakılmasına’ şeklindeki düzenleme karşısında, temyiz inceleme görevinin 15. Ceza Dairesine ait olduğu” gerekçesiyle karşılıklı görevsizlik kararı verilmiştir.
Oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için, Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin temyizi üzerine, Yargıtay 15 ve 11. Ceza Daireleri arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından açılan kamu davasında verilen hükümlerin temyiz incelemesinin hangi Özel Dairece yapılması gerektiğinin belirlenmesine ilişkindir.
2797 sayılı Yargıtay Yasasının Ceza Dairelerinin görevlerini düzenleyen 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde; “Daireler arasındaki işbölümünün belirlenmesinde dava açılan belgedeki nitelendirme esas alınır. Açıklama ile sevk maddelerinin uyumsuz olduğu durumlarda, açıklamaya itibar edilir,” (b) bendinde de; “Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir” hükmüne yer verilmiştir.
Çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması halinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adlî para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması halinde dikkate alınmalıdır.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Temyiz incelemesine konu suçlardan iddianamede anlatılan ve sevk maddeleri gösterilen resmi belgede sahtecilik suçunun cezası, suç tarihi itibarıyla yürürlükte olan 765 sayılı TCY’nın 342/1. maddesinde iki yıldan sekiz yıla kadar hapis; nitelikli dolandırıcılık suçunun cezası ise aynı Yasanın 504/1. maddesi uyarınca iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasından ibarettir.
Bu itibarla, Yargıtay 15. Ceza Dairesince verilen görevsizlik kararı isabetli olduğundan ve yargılama konusu suçlarla ilgili temyiz incelemesinin, resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmü incelemekle görevli Yargıtay 11. Ceza Dairesince yapılması gerektiğinden 11. Ceza Dairesi görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 25.11.2011 gün ve 12716-22295 sayılı görevsizlik kararının KALDIRILMASINA,
2- Dosyanın yasal gereği yapılmak üzere Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.12.2011 günü oybirliğiyle karar verildi.