Yargıtay Kararı Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu 2007/24 E. 2007/24 K. 12.07.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : Ceza Daireleri Başkanlar Kurulu
ESAS NO : 2007/24
KARAR NO : 2007/24
KARAR TARİHİ : 12.07.2007

Görevsizlik Kararı veren
Yargıtay Daireleri : 4. ve 11. Ceza Daireleri
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 18.07.2006
Sayısı : 179-205

Alanya Hakimi olan sanık hakkında; “Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 03.12.2002 gün ve 05.13.02 sayılı yazı ekinde 29.11.2002 günlü olur düşüncesini içeren yazının ekindeki Adalet Bakanlığı Başmüfettişliğince sanığın eski görev yaptığı Alanya Hakimi iken hakkındaki çeşitli şikayetler üzerine Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulunca görevlendirilen Başmüfettişliğin yaptığı soruşturmada 3 klasör halinde oluşan belge ve ifade içeriklerinden sanığın Alanya Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/1770 esas sayılı dava dosyasının müştekisi olan …..adli kişinin 01.11.2001 günlü celseye yakınıcı olarak katılmadığı halde duruşma hakimi olan sanığın adı geçen kişiye mahkeme oturumuna gelmiş gibi gösterip ona atfen duruşma tutanağına beyanlar yazdırdığı duruşma savcısının itirazı üzerine ertesi günü oturum tutanağının bu kısmını çizdirdiği,
Alanya Asliye Ceza Mahkemesinin 2000/1220 esas ve 2002/834 karar sayılı dosyasındaki mahkemenin 11.04.2002 günlü kararını, Alanya C.Savcısı olan Serdar Coşkun’un temyiz süresini geçirmesini sağlamak maksadıyla 12.04.2002 tarihinde verdiği temyiz dilekçesini ileriye dönük 17.4.2000 gününü 19.04.2002 tarihi olarak havale ettiği Alanya Asliye Ceza Mahkemesinin temyiz defterinin 2002/93 sırasıyla deftere kayıtlı olduğu halde defter kaydında temyiz tarihinin 16.04.2002 tarihi olduğu sanığın C.Savcısının temyiz dilekçesini temyiz tarihinde bilerek havale tarihinde değişiklik yapıp, …..adli kişinin duruşmaya gelmediği halde gelmiş gibi gösterip ona atfen beyanlar yazdırmak suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işlediğine ilişkin hakkında kamu davası açmaya yeterli kanıt elde edilmiştir.” iddiasıyla, üzerine atılı bulunan görevi kötüye kullanma suçundan TCY.nın 240. maddesi uyarınca 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun 90/2. maddesi uyarınca son soruşturmanın Alanya Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verilmesi” istekli Antalya C.Başsavcılığının 31.12.2002 gün ve 48706-1321 sayılı iddianamesi ve “Eylem tarihinde Alanya hakimi ve halen Aksaray geçici yetkili hakimi olan sanık …’in Alanya’da görev yaptığı sırada Alanya Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/1770 sayılı dosyasının yargılaması sırasında 01.11.2002 tarihli oturuma yakınan …..gelmediği halde gelmiş gibi gösterip adına anlatımlar yazdırdığı, C.Savcısının itirazı üzerine bu yazımları çizdirdiği,
Alanya Asliye Ceza Mahkemesinin 11.4.2002 tarihinde karara bağlanan 2000/1220-834 sayılı kararına C.Savcısı tarafından 12.4.2002 tarihli dilekçeyle temyiz edildiği, dilekçenin 17.04.2002 tarihinde hakime verildiği, sanık hakimin temyiz süresini geçirmek kast ve amacıyla ileriye dönük olarak 19.4.2002 tarihinde verilmiş gibi havale ettiği,
Böylece sanığın görevini kötüye kullandığı iddia edilmiş ve bu yolda delil de gösterilmiş olduğundan, delillerin takdiri mahkemesine ait olmak üzere sanık hakkındaki son soruşturmanın görevli Alanya Ağır Ceza Mahkemesinde açılıp yapılmasına karar verilmesi gerektiği kesin kanı ve inancına varılmıştır.
Bu nedenle;
1- Sanık … hakkındaki son soruşturmanın görevli Alanya Ağır Ceza Mahkemesinde açılmasına,
2- Sanık … Güler’in eylemine uyan TCY.nın 240 ve 80. maddeleri uyarınca yargılanmak üzere dosyanın görevli Alanya Ağır Ceza Mahkemesine yollanması için Antalya C.Başsavcılığına gönderilmesine” biçiminde son soruşturmanın Alanya Ağır Ceza Mahkemesinde açılmasına karar verilmiştir.” şeklindeki Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 23.01.2003 gün ve 66-14 sayılı son soruşturmanın açılması kararı ile açılan kamu davası ve yapılan yargılama sonunda; Alanya Ağır Ceza Mahkemesince 05.04.2004 gün ve 71-96 sayı ile; “sanığın; Alanya Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/1770 esas sayılı dava dosyasının şikayetçisi olan …..adlı kişinin 01.11.2001 günlü celseye şikayetçi olarak katılmadığı halde duruşma hakimi olan sanığın adı geçen kişiyi mahkeme oturumuna gelmiş gibi gösterip, ona atfen duruşma tutanağına beyanlar yazdırdığı ve duruşma savcısının itirazı üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla. 765 sayılı Yasanın 240/2.cümle, son ve 59. maddeleri uyarınca 5 ay hapis ve 118.637.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, 5 ay süre ile memuriyetten yoksun kılınmasına, hapis cezası 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca paraya çevrilerek sonuç olarak 830.387.000 lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, cezanın 647 sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince ertelenmesine ve yargılama giderlerine, diğer eylem nedeniyle açılan kamu davasından ise beraatına.” hükmedilmiş, bu hüküm sanık müdafii tarafından suç ayrımı yapılmadan temyiz edildiğinde ise; Yargıtay 4. Ceza Dairesince 19.09.2005 gün ve 12921-11417 sayı ile;
“Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 7. maddesinde “zaman bakımından uygulanma”, 5252 sayılı Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulanma Şekli Hakkında Yasasının 9. maddesinde ise, “lehe olan hükümlerin uygulanmasında usul” kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı Yasanın 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Yasasının yürürlükten kaldırılmış olması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası ve Yasaların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunması karşısında;
5237 sayılı Yasanın 7. ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası hükümleri de gözetilerek yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş….sair hususlar incelenmeksizin hükmün bozulmasına, yargılamanın bozma öncesinden başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine….” şeklinde karar verilmiştir.
Bunun üzerine bozmaya uyulmak suretiyle; Alanya Ağır Ceza Mahkemesince 18.07.2006 gün ve 179-205 sayı ile; “sanığın, Alanya Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/1770 esas sayılı dava dosyasının şikayetçisi olan …..adlı kişinin 01.11.2001 günlü celseye şikayetçi olarak katılmadığı halde duruşma hakimi olan sanığın adı geçen kişiyi mahkeme oturumuna gelmiş gibi gösterip, ona atfen duruşma tutanağına beyanlar yazdırdığı ve duruşma savcısının itirazı üzerine söz konusu tutanağın bu kısmının, sanık tarafından çizdirilmesi suretiyle üzerine atılı görevi kötüye kullanmak suçunu işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla lehine olan 765 sayılı TCK.nun 240/2. cümle ve 59. maddeleri gereğince beş ay hapis ve 117 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hapis cezasının 647 sayılı Yasanın 4. maddesi uyarınca paraya çevrilmesi suretiyle sonuç olarak 717 YTL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 765 sayılı TCK.nun 240/son cümle gereğince 5 ay süre ile memuriyetten yoksun kılınmasına, bu cezanın 647 sayılı Yasanın 6. maddesi gereğince ertelenmesine ve yargılama giderine..” hükmedilmiş olup, bu hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.12.2006 gün ve 275748 sayılı bozma istekli tebliğnamesi ile Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmiş;
Yargıtay 4. Ceza Dairesince, 21.03.2007 gün ve 10345-2656 sayı ile;
“İddianamede açıklanan eyleme, Yargıtay Yasasının 14. maddesine ve temyiz kapsamına göre, işin incelenmesi Yüksek 11. Ceza Dairesinin görevine girdiğinden, dosyanın ilgili Daireye sunulmak üzere Yargıtay C.Başsavcılığına gönderilmesine”
Yargıtay 11. Ceza Dairesince ise; 06.06.2007 gün ve 3431-3931 sayı ile;
“İddianamedeki sevk ve tavsife, temyizin kapsamına, davaya daha önce Yüksek 4. Ceza Dairesince bakılarak 19.09.2005 gün 2004/12921 esas, 2005/11417 karar sayılı ile bozma kararı verilmesine, Başkanlar Kurulu kararları ve Yargıtay Kanunu’nun 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 4. Ceza Dairesine ait olduğundan, Dairemizin görevsizliğine” gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiğinden; bu suretle oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLET ADINA
CEZA DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI
Yukarıda açıklandığı şekilde Yargıtay 4. Ceza Dairesi ile Yargıtay 11. Ceza Dairesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuştur.
Dosya incelendiğinde;
Her ne kadar; iddianamede eylemin resmi evrakta sahtecilik suçunu oluşturur şekilde anlatılması, buna karşılık iddianamenin sevk maddesi bölümünde 765 sayılı Yasanın 240. maddesinin yazılmış olması nedeniyle, iddianamedeki anlatıma göre, resmi evrakta sahtecilik suçuna ilişkin temyiz davalarına bakmakla yetkili ve görevli olan Yargıtay 11. Ceza Dairesinin görevli olduğu düşünülebilirse de;
Yargılama sırasında Alanya Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05.04.2004 gün ve 71-96 sayılı ilk hükmün temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesinin Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılarak 07.09.2005 gün ve 23234-10009 sayı ile muktezaya bağlandığının anlaşılması karşısında,
Bozmadan sonraki hükme de Yargıtay 4. Ceza Dairesinin bakması gerekeceğinden, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21.03.2007 gün ve 10345-2656 sayılı görevsizlik kararının kaldırılarak, dosyanın yasal gereği yapılmak üzere Yargıtay 4. Ceza Dairesine gönderilmesine, 12.07.2007 günü oybirliği ile karar verildi.