Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/9551 E. 2023/12443 K. 20.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9551
KARAR NO : 2023/12443
KARAR TARİHİ : 20.09.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1426 E., 2023/392 K.
KARAR : Davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 1. … Mahkemesi
SAYISI : 2018/806 E., 2021/122 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının asıl işveren işyerinde alt işverenler bünyesinde 2005 yılının Nisan ayı ile 18.01.2016 tarihleri arasında işçi olarak net 1.700,00 TL ücretle çalıştığını, … sözleşmesinin haksız ve hukuksuz şekilde sonlandırıldığını, işe iade ile ilgili yürütülen hukuki sürecin davacı lehine kesinleşerek sonuçlanmasına ve davacının 05.03.2018 tarihinde işe başlama talebinde bulunmasına rağmen başlatılmadığını iddia ederek kıdem, ihbar ve işe başlatmama tazminatları ile yıllık izin ve boşta geçen süre ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile davalı Bakanlık arasında herhangi hukuki ilişki bulunmadığını, yüklenici firma bünyesinde 01.01.2007 tarihinde çalışmaya başlayan davacının işine zamanında gelmediğini, işini ihmal ettiğini, son olarak çalışma arkadaşı ile kavga etmesi üzerine … sözleşmesinin feshedildiğini, işe iadesine karar verildiğini, bir başka yerde sürekli işçi statüsünde çalışmakta olmasına rağmen işe başlama talebinde bulunduğunu, herhangi hak ve alacağı olmadığına dair feragat beyanında bulunduğunu, izinlerini kullandığını, herhangi bir işçilik hak ve alacağı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; işe iade kararının kesinleşmesi üzerine süresi içerisinde davacının davalı işverenle başvuruda bulunduğu; ancak 1 aylık süre geçtikten sonra başka bir yerde işe başlatılacağının bildirildiği, bu hâliyle … sözleşmesinin 05.04.2018 tarihinde feshedildiği, davacının kıdem, ihbar ve işe başlatmama tazminatları ile boşta geçen süre ücretine hak kazandığı, sulh ve feragat sözleşmesinin 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçebilmek amacıyla yasal düzenleme ve zorunluluk karşısında yapıldığı ve bu hâli ile yapılan sözleşmenin serbest iradeye dayanmadığı kanaatiyle itibar edilmediği belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; müvekkilinin 2005 yılında davalı işyerinde temizlik personeli olarak çalışmaya başladığını, temizlik personeli iken bakım personeli işini de yaptığını, 2 yıl kadar bu birimde çalıştıktan sonra bakım personeli olarak çalışmaya devam ettiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu dökümlerine bakıldığında her ne kadar farklı meslek kodları bildirilmişse de müvekkilinin sürekli aynı birimde çalışma yaptığını ve bakım personeli olarak çalıştığını, İlk Derece Mahkemesinin hizmet süresini eksik belirlemesi nedeniyle alacaklarının eksik hesaplandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; davacının müvekkili Bakanlığın personeli olmadığını, davacı ile müvekkili arasında herhangi bir … sözleşmesi ya da hukuki ilişki bulunmadığını, davacının başlama niyeti olmadığını, sadece işe iade davası sonuçlarından yararlanmak istediğini, davacının alt işveren firma bünyesinde temizlik işçisi olarak istihdam edildiğini, bakım ve temizlik ihalelerinin farklı olduğunu, çalıştığı dönemlerin bütün olarak değerlendirilemeyeceğini, davacının tüm yıllık izinlerini kullandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı asılın 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (375 sayılı KHK) geçici 23 ve 24 üncü maddeleri ile tanınan haklar karşılığında; daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin olarak … sözleşmelerinden dolayı herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını ve bu haklarından feragat ettiğini kabul ve beyan ettiğine dair 05.07.2018 tarihli sulh sözleşmesinin bulunduğu, işbu sözleşmede davacının imzasının bulunduğu, S.B. Üniversitesi … Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 09.07.2018 tarih ve 48929119-929 sayılı yazısı ile davacı asılın 02.04.2018 tarihi itibarıyla sürekli işçi kadrosuna geçtiğine dair belgenin mevcut olduğunun anlaşıldığı, davacı işçinin, 696 sayılı KHK kapsamında alt işveren işçiliğinden kamu işçiliğine geçmek için başvuru yaptığı esnada gerekli şartlardan olan “en son çalıştığı idare ile daha önce kamu kurum ve kuruluşlarında alt işveren işçisi olarak çalıştığı … sözleşmelerinden dolayı bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağına” ilişkin sulh sözleşmesindeki davalı Bakanlık lehine olan şartın, davacı işçinin kamu işçiliğine geçmesi nedeni ile gerçekleştiği dikkate alınarak 696 sayılı KHK ile getirilen düzenleme uyarınca, kamu kurumu olan davalı … Bakanlığına karşı dava konusu edilen dönem için … sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuşlardır.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplere ek olarak, imzalatılan sulh sözleşmesinin tarihinin doğru olmadığını, belgenin 02.04.2018 tarihinden önce imzalatıldığını, doğmamış haklardan feragatın geçerli olmayacağını, olaydaki sulh sözleşmesinin kanuna aykırı sözleşme niteliğinde olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin imzaladığı sulh ve feragat sözleşmesinin geçerli olup olmadığının tespiti ile davacının talep ettiği alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı … Kanunu’nun 17, 21, 53 ve 59 uncu maddeleri ile 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin davacı tarafa yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.