Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/9223 E. 2023/13508 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9223
KARAR NO : 2023/13508
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 30. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/731 E., 2023/729 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 36. … Mahkemesi
SAYISI : 2022/382 E., 2022/591 K.

Taraflar arasındaki davalı tarafça Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bildirilen meslek kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit ve davalı Kurumun görevlendirme işleminin iptaline ilişkin davadan dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince yeniden yargılama yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılamada, 23.08.2022 tarihli ara karar ile SGK’ya bildirilen meslek kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit davasının tefrikine karar verilmiş olup davalı Kurumun görevlendirme işleminin iptaline ilişkin olarak devam edilen işbu davanın ise usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin … … Kurumu (İŞKUR) tarafından 24…..2019 tarihinde sürekli işçi olarak temizlik görevlisi ünvanı ile davalı Bakanlığa ait … … Devlet Hastanesi nezdinde işe başlatıldığını, temizlik görevlisi olarak çalışmakta iken davalı tarafça ihtiyaca binaen şoförlük görevinin teklif edildiğini, müvekkilinin bu teklif üzerine 01.07.2020 tarihinde fiilen şoförlük görevine başladığını, 16 ay şoför olarak çalıştığını, … Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü … Devlet Hastanesi Başhekimliğinin E-11997179-929 sayılı ve 13.10.2021 tarihli yazısı ile şoförlük görevlendirilmesi iptal edilerek yeniden temizlik görevine alındığını, ….10.2021 tarihli dilekçe ile duruma itiraz edildiğini, ancak olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediğini, hâlen temizlik işinde çalıştığını, şoförlük işinin temizlik işine göre daha vasıflı olduğunu, bu dönemde davacının şoför meslek risk tazminatından yararlandığını, davalı tarafça müvekkilinin yeniden vasıfsız işte görevlendirilmesinin 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 22 nci maddesi ile … Ağır Sanayii ve Kamu Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası ile … Sağlık-… Sendikası arasında imzalanmış işyerinde yürürlükte bulunan toplu … sözleşmesinin 29 uncu maddesinin (d) bendine aykırılık teşkili ettiğini; ayrıca müvekkilinin 16 ay boyunca şoförlük yaptığı dönem için meslek kodunun şoför olarak bildirilmesi gerekirken bu hususa da dikkate edilmediğini ileri sürerek müvekkillinin şoförlük görevinden alınarak temizlik görevine verilmesine dair … Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü … Devlet Hastanesi Başhekimliğinin E-11997179-929 sayılı ve 13.10.2021 tarihli yazısının iptaline ve SGK’ya temizlik görevlisi olarak bildirilen meslek kodunun fiilen bir yıldan fazla şoförlük yapması ve şoförlük işinin temizlik işinden daha vasıflı bir … olması sebebiyle şoför olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davacının ilk olarak 02.04.2018 tarihinde temizlik kadrosunda sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, 15.10.2020 tarihinden itibaren … Devlet Hastanesinde şoför olarak görevlendirildiğini, 13.10.2021 tarihinden itibaren ise bu göreve son verildiğini, İdarece ihtiyaç duyulması sebebi ile davacının geçici olarak görevlendirildiğini, davacının da bu görevlendirilmeye itiraz etmediğini, sonrasında temizlik görevlisi olarak çalışmaya devam ettiğini, davacının görevlendirme süresinin de 1 yılı aşmadığını, yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1. İlk Derece Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesi kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, 23.08.2022 tarihli ara karar ile SGK’ya bildirilen meslek kodunun düzeltilmesine ilişkin tespit davasının tefrikine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; … Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü … Devlet Hastanesi Başhekimliğinin E-11997179-929 sayılı ve 13.10.2021 tarihli yazısının iptaline ilişkin işbu dava bakımından davalının işlemlerinin yönetim hakkı kapsamında kaldığı, aksinin kabulü hâlinde dahi davalı işveren tarafından … sözleşmesinde yapılan veya yapılmak istenen değişikliğin iptali konusunda 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi hükmü dikkate alındığında hukuki yarar bulunmadğı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; davacının İŞKUR tarafından atandığını, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçen işçiler arasında olmadığını, müvekkilinin 01.07.2020 tarihinden itibaren fiilen 16 ay şoförlük görevi yaptığını, bir yıldan fazla bu görevde çalıştığının dosya içindeki görevlendirme yazıları ile sabit olduğunu, sonrasında tekrardan temizlik işine verilmesinin işyerinde yürürlükte bulunan toplu … sözleşmesinin 29 uncu maddesi ile 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesine aykırılık teşkil ettiğini, iki görev arasında özlük hakları, çalışma yapısı ve maddi imkânlar bakımından farklılık bulunduğunu, şoförlük görevi boyunca davacıya şoför meslek risk tazminatı ödendiğini, dolayısıyla davacının işlemin iptalini talep etmede güncel hukuki yararının bulunduğunu, hukuki yarar kavramının dar yorumlanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’ne aykırılık teşkil ettiğini, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu savunarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şoför olarak çalışılan dönem için SGK’ya şoför meslek kodu ile bildirim yapılması için kayıtların düzeltilmesine ilişkin dava bakımından tefrik kararı verilmesinde hata bulunmadığı; görevlendirmeye yönelik işveren işleminin iptali talebi yönünden ise davalı Bakanlık tarafından … sözleşmesinde yapılan değişikliğin 4857 sayılı Kanun’un 22 nci maddesi çerçevesinde esaslı değişiklik mahiyetinde olması hâlinde anılan hükme göre, esaslı değişiklik mahiyetinde olmaması hâlinde ise işverenin yönetim hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği; davalı işveren tarafından … sözleşmesinde yapılan/yapılmak istenen değişikliğin iptali konusunda, sözleşmenin işçi tarafının iptal davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından bu davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işçi tarafından işverence yapılan görevlendirme işleminin iptalinin istenip istenemeyeceğine ve işçinin görevlendirme işleminin iptali talebinde hukuki yararının bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) “Dava şartları” başlıklı 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendine göre “Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartıdır.

2. 6100 sayılı Kanun’un “Tespit davası” başlıklı 106 ncı maddesi şöyledir:
“(1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir.
(2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır.
(3) Maddi vakıalar, … başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 01.02.2012 tarihli ve 2011/10-642 Esas, 2012/38 Karar sayılı kararında “… Davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir. Bu tehdit çoğunlukla davalının davranışları ile ortaya çıkar. Bu tehdidin davacı için bir tehlike oluşturabilmesi, bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmasına ve bu hususun, davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına bağlıdır. …” şeklinde sonuca ulaşılmıştır.

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.05.2013 tarihli ve 2013/22-561 Esas, 2013/733 Karar sayılı kararında ise “… Davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır. Davacının tespit davası ile istediği hukuki koruma diğer dava çeşitlerinden birisi ile sağlanabiliyorsa, o zaman davacının tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur. Bu şartların bulunmaması halinde tespit davası dinlenmez, davanın usulden (dava şartı yokluğundan) reddi gerekir. …” denilmiştir.

5. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 25.02.2021 tarihli ve 2021/667 Esas, 2021/5102 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir:
“…
Dairemizin yerleşik hale gelen içtihatları uyarınca; nakil işleminin iptaline ilişkin açılan bir davada işlemin iptaline karar verilemez ise de, hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuka aykırılığın tespitine karar verilmesi mümkündür. Ne var ki; somut uyuşmazlıkta, davacının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama esnasında emekli olduğu görülmektedir. İleride açılması muhtemel herhangi bir davada; gerektiğinde, nakil işleminin hukuka aykırı olup olmadığının değerlendirilmesine engel bir durum olmadığı ve emekli olan işçinin nakil işleminin iptali isteminde güncel ve hukuki bir yarar kalmadığı anlaşılmakla davanın bu gerekçe ile usulden reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esasına girilerek hukuka aykırılığın tespitine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. …”

6. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 28.10.2021 tarihli ve 2020/6508 Esas ve 2020/13903 Karar sayılı kararının konuya ilişkin bölümü şöyledir:
“… Kapsam dışı personel statüsünde olan davacı işçinin görev yerinin değiştirilmesine ilişkin işleme yazılı onayı yoksa da naklen atandığı yerde çalışmaya başlaması ve dava tarihine kadar aradan geçen zaman dikkate alındığında; yer değişikliğine davranışlarıyla zımnen rıza gösterdiği sonucuna varılmakla, davacının 4857 sayılı … Kanunu’nun 22. maddesi gereğince şekil eksikliğini ileri sürmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu anlaşılmakla;
…”

3. Değerlendirme
1.İlâmın İlgili Hukuk başlığı altında yer verilen mevzuat ve yargısal içtihatlara göre görev değişikliği işleminin iptaline ilişkin açılan bir davada, işlemin iptaline karar verilemez ise de hukuki yararın varlığı durumunda işlemin hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuka aykırılığın tespitine karar verilmesi mümkündür.

2. Somut uyuşmazlık bakımından, davacı davalı işyerinde yürürlükte bulunan toplu … sözleşmesinin 29 uncu maddesine dayanarak ve iki görev arasında özlük hakları, çalışma yapısı ve maddi imkânlar bakımından farklılık bulunduğunu, şoförlük görevi boyunca davacıya şoför meslek risk tazminatı ödendiğini, dolayısıyla işlemin iptalini talep etmede güncel hukuki yararının bulunduğunu ileri sürerek davalı tarafça yapılan 13.10.2021 tarihli görevlendirme işleminin iptalini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince işlemin iptaline karar verilemez ise de hukuki yararın varlığı durumunda işlemin hukuka aykırı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre hukuka aykırılığın tespitine karar verilmesi mümkün olduğundan, İlk Derece Mahkemesince işin esasına yönelik inceleme yapılması ve bundan sonra dava hakkında bir karar verilmesi gerekirken işlemin iptalinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.