Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/9151 E. 2023/11901 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9151
KARAR NO : 2023/11901
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi
SAYISI : 2023/10 E., 2023/34 K.
KARAR : Davanın kabulü

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Dairemiz bozma kararına Mahkemece direnilmesi üzerine karar davalı … AŞ (…) vekili tarafından temyiz edilmekle; Dairemizce yapılan inceleme sonucunda bozma kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından yapılan incelemede davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu kararına uyularak Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyiz üzerine Dairemizce onanmıştır.

Davacı vekili tarafından … başvuru talebinde bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesinin 2019/32518 Başvuru numaralı ve 17.11.2022 tarihli kararı ile; Daire kararının, adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlali mahiyetinde olduğuna karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararı üzerine Mahkemece yeniden yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının, davalı …’ın … Termik Santrali İşletme Müdürlüğü bünyesinde işçi olarak çalıştığını, … Enerji Su ve … İşçileri (…) Sendikasına üye olduğunu, üyeliğin davalı işverene bildirildiğini, ancak davalı tarafın davacı işçinin kendi personeli olmadığı gerekçesiyle üyelik formunu iade ettiğini, davacıyı işletme toplu … sözleşmesinden yararlandırmadığını, davacının muvazaalı olarak alt işveren işçisi olarak gösterildiğini, aslında davalının asıl işçisi olduğunu, alt işverenlik sözleşmelerinin Alt İşverenlik Yönetmeliği’nde belirtilen unsurları taşımadığını, alt işveren işçisi olarak gösterilen işçilerin asıl işverenle birlikte termik santralin, elektrik bakım, kazan bakım, değirmen bakım gibi elektrik üretiminin asıl işlerinde çalıştıklarını, davalının asıl işini bölerek alt işverenlere verdiğini, davacı işçilerin alt işverenler değişse de işçiler değişmeden aynı işyerinde çalıştıklarını, bu şirketlerin elektrik üretim işinde bir uzmanlıklarının bulunmadığını, alt işverenlerin kendi işçi kadrolarının bulunmadığını, çalıştırılacak işçilerin … tarafından belirlendiğini, alt işverenlerin asıl işverenden bağımsız bir organizasyonlarının bulunmadığını, çalışma şartlarının … tarafından belirlendiğini, emir ve talimatın … çalışanları tarafından verildiğini, bu sebeplerle alt işverenlik ilişkilerinin muvazaalı olduğunu, davacı işçinin sendika üyesi ve asıl işverenin işçisi olarak işletme toplu … sözleşmesinden yararlandırılması gerekirken yararlandırılmadığını, davacının 13 ve 14. Dönem Toplu … Sözleşmesi’nden kaynaklanan işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ücret, ikramiye, … güçlüğü tazminatı, bakım tazminatı, yemek yardımı, sosyal yardım ve vardiya tazminatı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davada … mahkemelerinin yetkili olduğunu, davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, davacının ihaleyi alan firmaların işçisi olduğunu, işçilerin işe alınıp çıkartılmasından firmaların sorumlu olduğunu, davacının alt işveren işçisi olarak toplu … sözleşmesinden yararlanamayacağını, davacı işçilerin dayanışma aidatı ödeyerek veya sendika üyeliği yoluyla toplu … sözleşmesinden yararlanma taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının taleplerinin yersiz olduğunu, hizmet alımı yoluyla ihale edilen işlerde muvazaa nedeniyle toplu … sözleşmesinden yararlanma talebinde bulunulamayacağını, muvazaa iddialarının yersiz olduğunu, davalı Kurumun yaptığı ihalelerin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na tâbi olduğunu ve idari yargı denetimine tâbi bulunduğunu, Şirket ana sözleşmesinin hizmet alım ihalelerine imkân tanıdığını, davalı işverenin bir kamu kurumu olup muvazaa yapmasının mümkün olmayacağını, davacının yaptığı işin de asıl işlerden olmadığını, Kurum personelinin sadece kontrolör olarak bulunduğunu, muvazaalı olduğu iddia edilen ihalelerin iptali için açılan idare mahkemesindeki davanın reddedildiğini, bu sebeple davacının toplu … sözleşmesinden yararlandırılmasının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Kütahya … Mahkemesinin 30.05.2014 tarihli ve 2013/201 Esas, 2014/692 Karar sayılı kararı ile; toplanan delillere ve aldırılan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının, muvazaalı alt işverenlik ilişkisi sebebiyle asıl işveren davalının işçisi olduğu ve asıl işveren ile sendika arasındaki toplu … sözleşmesinden yararlanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 12.11.2014 tarihli ve 2014/30384 Esas, 2014/31369 Karar sayılı kararı ile; 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un (4628 sayılı Kanun) 15 inci maddesinin konu kapsamında değerlendirildiği, somut olayda davalı ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, hukuken geçerli bir alt işverenlik ilişkisi bulunduğu sonucuna varıldığı, bu itibarla davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Direnme Kararı
Kütahya 1. … Mahkemesinin 30.12.2014 tarihli ve 2014/1305 Esas, 2014/1422 Karar sayılı kararı ile; mahkemeler ve Yargıtay tarafından verilen emsal kararlar ile hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olduğunun kesinleştiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı
1. Direnme kararı süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.04.2015 tarihli ve 2015/22-772 Esas, 2015/1280 Karar sayılı kararı ile; davalı tarafından ihale ile verilen işlerin, davacının çalıştığı tarihte yürürlükte olan 4628 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin (g) bendi uyarınca uzmanlık gerektiren işler olduğu, yapılan sözleşmenin 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırı olduğundan söz edilemeyeceği, davacının bağlı olduğu işveren şirket ile davalı … arasındaki ilişkinin Alt İşveren Yönetmeliği’nde belirtilen şartlara uygun olduğunun kabul edildiği, 4628 sayılı Kanun’un 15 inci maddesinin (g) bendinin 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 14.03.2013 tarih ve 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 30 uncu maddesi ile yürürlükten kaldırılmasının anılan hükme dayalı olarak yapılan tüm işlemlerin muvazaalı olduğu sonucunu doğurmayacağı, asıl işveren alt işveren ilişkisinde, alt işverenin işçisi asıl işverenin tarafı olduğu toplu … sözleşmesinden yararlanamayacağı, alt işverenin işçisi olan davacının davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu … sözleşmesinden doğan alacak isteminin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Hukuk Genel Kurulu Kararına Uyularak Verilen Karar
Kütahya 2. … Mahkemesinin 02.11.2015 tarihli ve 2015/1301 Esas, 2015/766 Karar sayılı kararı ile; Hukuk Genel Kurulu bozma ilâmına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.

E. Yargıtay Kararı
1. Mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.02.2016 tarihli ve 2016/1071 Esas, 2016/4280 Karar sayılı kararı ile Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

F. … Başvuru
Kesinleşen karara karşı davacı taraf Anayasa Mahkemesine … başvuruda bulunmuştur.

G. Anayasa Mahkemesi Kararı
1. Anayasa Mahkemesinin 2019/32518 Başvuru numaralı ve 17.11.2022 tarihli kararında, Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin kararının Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesince bozulması üzerine verdiği direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca bozulduğu, aynı dönemde açılan benzer davalarda ise Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun önceki kararından dönerek Mahkemenin kabul kararı yönünde değerlendirmeler yaptığının anlaşıldığı, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu içtihat değişikliğinden sonra bu konuda herhangi bir değerlendirme yapmaksızın ret kararını onadığının görüldüğü, bu süreçte benzer davalarda içtihat değişikliği doğrultusunda davaların kabulüne karar verildiği, dolayısıyla yargı sisteminin içinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun içtihat değişikliği ve Yargıtay Daireleri arasındaki içtihat farklılığı nedeniyle aynı ya da benzer nitelikteki davaların bir kısmı kabul edilirken diğer bir kısmının ret ile sonuçlandığının anlaşıldığı, başvurucunun davasının ne şekilde sonuçlanması gerektiğine dair herhangi bir çıkarım yapmanın Anayasa Mahkemesinin değerlendirme yetkisi dışında kaldığı, ancak nihai yargılama makamını oluşturan Yargıtay Daireleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun aynı dönemdeki benzer davalar ile ilgili içtihat değişikliği nedeniyle oluşan farklı kararlar arasındaki yorum farklılıklarının benzer nitelikteki davaların karara bağlanması sürecinde hukuki belirsizliğe yol açtığı, bu belirsizliğin giderilmesine yönelik mekanizmanın da Yargıtayca işletilmediği ve bu durumun başvurucu için öngörülemez nitelikte olduğu belirtilmiştir.

2. Anayasa Mahkemesince, 2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nın 36 ncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilerek bu yöndeki iddianın kabul edilebilir olduğuna, kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla Kütahya 2. … Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

H. Mahkeme Kararı
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Anayasa Mahkemesinin somut olayda vermiş olduğu karar, emsal davalarda mahkemelerin davanın kabulüne ilişkin verdiği kararların Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş olması, yine benzer davalarda Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi tarafından hukuki istikrar adına Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun son kararları doğrultusunda davalı … ile dava dışı alt işverenler arasında muvazaalı ilişki olduğu konusunda kararlar verildiği, Anayasa Mahkemesinin aynı konuda ilk olarak H.A. başvurusunda verdiği 17.05.2018 tarihli kararı gereğince Mahkemenin, 2018/304 Esas ve 2018/418 Karar sayılı dosyasında davanın kabulüne dair kararının, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin ….02.2019 tarihli ve 2019/297 Esas, 2019/2483 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, Anayasa Mahkemesinin 172 (Mahkemenin 2019/112 ilâ 2019/282 Esas sayılı dosyaları) dosyada aynı nedenlerle yargılamanın yenilenmesine karar verdiği, yapılan yargılamada muvazaanın varlığı kabul edilerek ücret alacaklarının hüküm altına alındığı, kararların taraflarca kanun yoluna başvurulmaması üzerine kesinleştiği, yargı kararlarında belirli bir istikrar sağlanması, uygulama birliği, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkeleri de nazara alınarak hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davanın husumetten reddi gerektiğini, 4628 sayılı Kanun’un 15 inci maddesine göre davalının termik santrallerinde bakım ve onarım işinin hizmet alım yolu ile yaptırılabildiğini, davacının, Teşekkülün asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi sureti ile var edilen bir işte çalışmasının söz konusu olmadığını, davacının yapmış olduğu işin elektrik üretim işinden tamamen bağımsız ve yardımcı … olduğunu, bu konuda verilen emsal kararlar bulunduğunu, müvekkili Teşekkülün sorumluluğundan bahsedilemeyeceği gibi davacı tarafın muvazaa iddialarının kabul edilemeyeceğini, davalı Şirketin, 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin sekizinci fıkrası hükmüne göre açıkça madde hükmünde düzenlenen kamu kurumları kapsamında olduğunu belirterek kararın bozulması istemiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalı … ile alt işveren şirketler arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin kanuna uygun kurulup kurulmadığı ve muvazaaya dayanıp dayanmadığı, buna göre de davacının talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu … Sözleşmesi Kanunu’nun 39 uncu maddesi.

3. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 2013/26655 Esas ilâ 2013/26827 Esas sayılı dosyalarında verilen 2013/27404 Karar ila 2013/27232 Karar sayılı kararlar.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.