Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/9149 E. 2023/16361 K. 31.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/9149
KARAR NO : 2023/16361
KARAR TARİHİ : 31.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2220 E., 2023/548 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 9. … Mahkemesi
SAYISI : 2021/182 E., 2022/136 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.

Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 31.10.2023 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davacı vekili Avukat … ile davalı vekili Avukat … geldiler.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 5953 sayılı Basın … Kanunu (5953 sayılı Kanun) kapsamında çalıştığını, 19.11.2013 tarihinde … sözleşmesinin, işyerinin devri ertesinde oluşturulan yeni … organizasyonunda hizmetine ihtiyaç kalmaması gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek suretiyle feshedildiğini, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ödemesinde gerçek ücretin değil bordroda tahakkuk ettirilen ücret düzeyi esas alındığından fark alacakları için davalıya ihtarname keşide edildiğini, buna rağmen davalının bir ödemede bulunmadığını, davacının elden ve bordro karşılığı ödenen ücretinin net 15.000,00 TL olduğunu, 5953 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinden doğan ikramiyelerin verilmediğini, genel tatillerde çalışma yaptığını ancak karşılığı ücreti alamadığını belirterek fark kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı, ikramiye, fazla çalışma ücreti ve günlük %5 fazlalılığı ile … bayram ve genel tatil ücreti ve günlük %5 fazlalığının davalılardan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıya … sözleşmesinin fesih tarihinde ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin eksiksiz ödendiğini, davacının bu ödemeyi ihtirazı kayıt koymadan kabul ettiğini, davacının ücret iddiasının gerçek duruma uygun olmadığını, bordrolardaki ücretin esas alınması gerektiğini, işverenliğin kâr edememesi karşısında 5953 sayılı Kanunu’nun 14 üncü maddesindeki ikramiyelerin talep hakkının doğmadığını, taraflar arasındaki … sözleşmesinde aylık ücretin genel tatillerde çalışmalar karşılığı ücreti de kapsadığı hükmüne yer verildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; emsal ücret yazılarına göre bilirkişi tarafından ikinci bir seçenek olarak emsal ücret ortalaması olarak brüt 9.479,74 TL belirtildiği, davacının ücretinin net 15.000,00 TL olduğuna dair delil sunamaması ve davacı tanığının davacının iddiasından düşük şekilde net 10.000,00 TL aldığını belirtmesine göre emsal ücret ortalamalarının davacının ücreti olarak kabul edildiği, taraflar arasında … sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak edilecek şekilde sona erdirildiği konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, yukarıda belirlenen ücret üzerinden hesaplanan miktar yönüyle davalının yaptığı ödemeler mahsup edildiğinde fark kıdem tazminatı alacağı bulunmadığı, hak edilen fark ihbar tazminatının hüküm altına alınacağı, davalı Şirketlerin 2011-2013 yılları arası zarar ettiği anlaşıldığından ilgili Kanun gereği davacının ikramiye alacağına hak kazanamadığı, davacının kıdemine göre bakiye izin günlerinin bulunduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamadan davalının 85.567,75 TL ödemesi mahsup edildiğinde davacının bakiye alacağının kalmadığı, tanık beyanlarına göre hesaplanan fazla çalışma ile genel tatil alacağı taleplerinin hüküm altına alınmasına karar verildiği, Anayasa Mahkemesi iptal kararına göre dava konusu %5 fazlalıklara ilişkin ilgili taleplerin reddi gerektiği ancak davanın açılış tarihi itibarıyla %5 fazla ödemeye dair yasal düzenleme yürürlükte olduğundan ve bu alacakların dava tarihinden sonra Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının gereği olarak reddedilmelerine karar verildiğinden, davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesince emsal ücret araştırması yapılması istendiğini, davacının gerçekte aldığı ücretten çok daha düşük ücret üzerinden hüküm kurulduğunu, davacı ile birlikte davalı işyerinde çalışan, aynı tarihlerde … sözleşmeleri feshedilen ve yüksek ücret almaları nedeniyle ücretlerinin bir kısmını elden alan emsal işçilerin ücretlerinin daha yüksek olduğunu, davacının en son net ücretinin 15.000,00 TL olduğu dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, davacının yıllık izin kullanmadığını, yıllık izin alacağına karar verilmesi gerektiğini, fazla çalışmaya ilişkin %5 fazlalılık, genel tatil ücretine ilişkin %5 fazlalık alacaklarının bulunduğunu, davacının hak kazandığı alacakların Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile ortadan kaldırılamayacağını, davalı işyerinde davacı gibi yüksek ücret alan 6-7 işçinin ücretlerinin aynen bordroya yansıtılmadığını, elden ödeme yapıldığını, savcılık dosyasındaki 2012 yılı bordrolaştırılan ücretin 7.000,00 TL olarak cevaplandırılmasının davacı aleyhine değerlendirilemeyeceğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; ilk sözleşmedeki ücret kısmının dolu olduğunu, yenilenen sözleşmede zaten işyerinde çalışmakta olduğundan ücretinin bordrolaştırılarak bordronun kendisine verildiğini, emsal dosyalarda fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğuna dair kararlar verildiğini ve onandığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararında fazla çalışma ücretinin ücrete dâhil olduğuna ilişkin maddeye sınırlı da olsa değer verilmesi gerektiğinin vurgulandığını, ancak Mahkemece bunun dikkate alınmadığını, davacının 15.000,00 TL ücret almadığını, kendi tanıkları, emsal medya kuruluşu ve Sendika yazılarından bunun anlaşıldığını, savcılık sorgusunda bizzat ücretinin 7.000,00 TL olduğunu bildirdiğini, bordrolarda fazla çalışma yaptığı aylarda fazla çalışma tahakkukunun düzenlendiğini, fazla çalışma yapmadığı aylarda bu bölüme yok yazıldığını ve ihtirazı kayıt ileri sürülmediğini, bordronun imzalandığını, davacının herhangi bir fazla çalışma ve genel tatil alacağının oluşmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; … sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin ispat külfetinin davalıda olduğu, davalı işveren tarafından davacıya kıdem tazminatı ödemesi yapıldığı, davacının … sözleşmesinin ihbar öneli verilmeden sona erdirilmiş olması nedeniyle ihbar tazminatına hak kazandığı, davacının tespit edilen ücretine göre bakiye kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağının bulunmadığı, tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma yaptığı, genel tatillerde çalıştığının ispatlandığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda fazla çalışma ve genel tatile ilişkin %5 fazlalık alacaklarının reddine karar verilmesi gerektiği, şirketin kârlılığına bağlı olarak ikramiye alındığı, 2011-2013 yıllarında davalı Şirketin zarar ettiği anlaşıldığından ikramiye alacağının oluşmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde belirttiği sebepleri tekrar ederek kararı temyiz etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ücret miktarının tespiti ile davacının fark kıdem ve ihbar tazminatları ile izin alacağının bulunup bulunmadığına, fazla çalışma ile … bayram ve genel tatil alacaklarının %5 fazlalığına hak kazanıp kazanmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. Anayasa Mahkemesinin 13…..1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’un 04.01.1961 tarihli ve 212 sayılı Kanun’un 1 inci maddesiyle değişik ek 1 inci maddesinin sekizinci fıkrasının (2) nci cümlesinin iptaline dair 19.11.2019 tarihli ve 30953 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 19.09.2019 tarihli ve 2019/48 Esas, 2019/74 Karar sayılı iptal kararı.

3. Anayasa Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli iptal kararının kesinleşmemiş davalara da uygulanması gerektiğine dair Dairemizin 14.10.2020 tarihli ve 2016/27633 Esas, 2020/12010 Karar sayılı ilâmı.

4.5953 sayılı Kanun’un 5, 6, 21, 29 uncu maddeleri.

5. Dairemizin 5953 sayılı Kanun’a tâbi gazetecinin yıllık ücretli izin alacağı hesabına ilişkin esasların açıklandığı 15.02.2022 tarihli ve 2021/13144 Esas, 2022/1795 Karar; 12.09.2022 tarihli, 2022/8119 Esas, 2022/8897 Karar sayılı ilâmları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda haber genel yayın yönetmeni olarak çalışan davacı ücretinin net 15.000,00 TL olduğunu, bir kısmının elden ödendiğini iddia etmiş; işveren ise cevap dilekçesinde davacının aldığı net ücretin 6.500,00 TL olduğunu savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince davacı işçinin ücreti brüt 9.479,74 TL olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki varılan sonuç dosya içeriği ile örtüşmemektedir.

3. Davacı tanıklarından M.İ. davacının 10.000,00 TL ücret aldığını beyan etmiştir. Emsal ücret araştırmasında … Gazeteciler Cemiyeti 11.000,00 ila 30.000,00 TL arasında, … Gazeteciler Sendikası asgari ücretin en az 6 katı olarak, Habertürk Kanalı 9.000,00 TL ve Medya-… Sendikası brüt 7.000,00-7.500,00 TL olarak emsal ücret bildirmiştir. Emsal bir kısım dava dosyalarında davalı işyerinde ücretlerin bordrolarda bildirildiği şekilde kabul edilmediği anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, davacı tanığının beyanı, davacının yaptığı … ve kıdemi ile emsal dava dosyalarında davalı işyerinde çalışanların kabul edilen ücretleri hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının ücretinin aylık toplam net 10.000,00 TL olduğu sonucuna varılmış olup bu ücret esas alınarak hesaplama yapılması gerekli iken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

4. 5953 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesine göre “Gazeteciye bu Kanunun 21 inci maddesinde yazılı yıllık izni vermeyen veya izni vermiş olup da izin müddetine ait ücreti ödemeyen işverene, yıllık izin vermediği veya izin süresine ait ücretleri ödemediği kimsenin izin müddetine tekabül eden ücretler yekununun üç katı kadar idarî para cezası verilir; ayrıca gazeteciye ödenmesi gereken ücret toplamı, iki kat olarak ödenir.” Kanun’un 21 inci maddesinde işçinin meslekteki kıdemine göre kullanacağı izin süresi belirtilirken son fıkrasında “izin hakkından feragat edilemeyeceği” açıkça vurgulanmıştır. Buna göre 29 uncu maddede gazeteci çalışırken uygulanması gereken bir yaptırımın düzenlediği; maddenin çalışırken işçiye izin vermeyen veya izin verildiği hâlde izin ücreti ödemeyen işveren hakkında uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.

5. Dairemizin kararlılık kazanan uygulamasına göre, dönem ücreti üzerinden ödenmesi gereken izin ücreti, belirtilen dönemde kullandırılmayan veya kullandırılmasına rağmen ücreti ödenmeyen ücrettir. Ancak bunun için gazetecinin, çalışırken talep etmesine rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmediğini iddia etmesi gerekir. Çalışırken bu yönde talebi olmayan gazetecinin, fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti, 21 inci maddedeki sürelerle sınırlıdır. Başka bir anlatımla fesih nedeni ile son ücret üzerinden hesaplanacak izin ücreti 29 uncu madde gereği 2 kat hesaplanamaz.

6. Dosya içeriğine göre İlk Derece Mahkemesince, davacının çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini ispatlayamamasına göre, yıllık izin alacağının iki kat olarak hesaplanmaması yerindedir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yıllık izin alacaklarının dönem ücretine göre hesaplanması hatalıdır. Somut olayda … sözleşmesinin feshinden sonra, davacının kullandırılmayan yıllık ücretli izinlerinin karşılığı hesaplandığına göre 5953 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi uyarınca kullandırılmayan toplam izin süresinin aynı Kanun’un 29 uncu maddesi uygulanmadan bozma ilâmında belirtilen son ücret üzerinden hesaplanması ve şimdiki gibi davalı tarafça ödenen miktarın mahsup edilmesi gereklidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı yararına takdir edilen 17.100,00 TL vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

31.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.