Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/907 E. 2023/7676 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/907
KARAR NO : 2023/7676
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı asılın zemin epoksi formeni olarak davalı Şirketin yurt dışında bulunan işyerinde 16.02.2013-16.11.2017 tarihleri arasında çalıştığını, ücretinin net 2.400,00 USD olduğunu, hafta tatili yapmadan, yasal çalışma saatleri üzerinde çalıştığını, … ve yıllık izinlerini kullanmadığını, … bitimi gerekçe gösterilerek … sözleşmesine haksız olarak son verildiğini ancak hak ettiği işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, … … ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı sadece yurt dışı inşaat projelerinde çalıştığı için uyuşmazlığın yabancı hukuk uygulanarak çözümlenmesi gerektiğini, ayrıca ücretinin belirlenmesinde yurt dışı çalışma olgusunun gözetilmesini, kaldı ki davacının müvekkili nezdinde ödenmeyen herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında belirli süreli … sözleşmesiyle yapılmasını gerektiren esaslı bir nedenin bulunmadığı gibi konuya ilişkin yerleşik içtihatlar gereğince yurt dışı müteahhitlik işlerinde işçi ile işveren arasında yapılan sözleşmelerin belirsiz süreli olarak kabul edildiği, davacının davalı işyerinde ….02.2013-16.11.2017 tarihleri arasındaki toplam çalışma süresinin 4 yıl, 9 ay, 11 … olduğu, davacının yurt dışında çalışıyor olması, çalışma koşulları ve konuya ilişkin içtihatları dikkate alınarak giydirilmiş brüt ücretinin 2.400,00 USD olarak belirlendiği, davalı tarafça savunulan … bitimi gerekçesine dayalı fesih olgusunun haklı fesih kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, dinlenen tanık beyanlarına göre fazla çalışma yaptığı, dinî, … … ve genel tatil günlerinde ve ayda iki hafta tatili gününde çalıştığı anlaşıldığından bilirkişi raporu ile hesaplanan alacakların hüküm altına alındığı belirtilerek davanın kısmen kabulüne dair karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; taraflar arasındaki … sözleşmesinden … uyuşmazlığın çözümünde çalışılan yabancı ülke hukukunun uygulanması gerektiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığının da yabancı hukuka göre belirlenmesi gerektiğini, hesaplamaya esas alınan ücretin davacının … ücreti olmadığı gibi ücretin miktarında ve brütleştirilmesinde hata yapıldığını, bu hususta ücret bordrolarına değer verilmesi gerektiğini, davacıya hak ettiği tüm işçilik alacaklarının ödendiğini, beyanlarına itibar edilen tanıkların davacı ile birlikte sınırlı sürede çalıştıklarını ve beyanlarına birlikte çalıştıkları dönem için değer verilmesi gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının davalı işverenin yurt dışı inşaat projelerinde belirsiz süreli … sözleşmesiyle çalıştığı, … sözleşmesini haklı nedenle feshettiği hususunda ispat yükümlülüğü üzerinde olan davalı işverenin haklı fesih savunmasını ispat edemediği, bu kabule göre davalı tarafın kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin istinafının yerinde olmadığı ve alacak hesabının yapıldığı hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, davacı işçi yurt dışında çalışmış ise de davalı işverenin … şirketi olduğu ve işyerinin merkezinin de …’de bulunduğu, … sözleşmelerinin niteliği gereği hukuk seçimi imkânının ancak işçi lehine ve sınırlı olarak tanındığının kabulü gerektiği, davada … hukukunun ve 4857 sayılı … Kanunu (4857 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanmasında dosya kapsamına, emsal yargı kararlarına göre isabetsizlik bulunmadığı, ödemelerin … bankası aracılığı ile yapıldığı gözetildiğinde ücret tespitinin doğru olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/2-751 Esas ve 2012/2-387 Karar sayılı içtihadı uyarınca ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 255 … maddesine göre aksine ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadıkça asıl olanın tanıkların gerçeği söylemiş olduklarının kabul edilmesi gerektiği olduğu, bu kapsamda tanıkların doğruyu söylemediklerine dair ciddi ve inandırıcı delilin de dosyaya sunulmadığı ve tanık beyanlarına göre belirlenen işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, cevap ve istinaf dilekçelerinde belirttiği sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; … sözleşmesine hangi ülke hukukunun uygulanmasına gerektiğine, buna göre kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanılıp kazanılmadığına, ücrete ve ücretin belirlenmesi yöntemine, fazla çalışma, hafta tatili, … … ve genel tatil ile yıllık izin ücreti alacaklarının ispatı ve hesaplanmasına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 5718 sayılı Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (5718 sayılı Kanun) 2, 8, 27, 40 ve 44 üncü maddeleri, mülga 2675 sayılı Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un (2675 sayılı Kanun) 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı Kanun’un 11, 17, 32, 41, 44, 46, 47, 53 ve 63 üncü maddeleri, 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte olan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

3. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun genel işlem koşullarına ilişkin 20 ila 25 … maddeleri.

4. 4904 sayılı … … Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun’un 3 üncü maddesinin (d) bendi, 17 nci, 19 uncu, 20 nci ve 21 … maddeleri.

5. Yurtdışı İstihdam Hizmetleri Yönetmeliği’nin “İşçi temini” kenar başlıklı 4 üncü maddesi şöyledir:
“(1) Yabancı bir ülkede (Değişik ibare:RG-11/3/2015-29292) …’den işçi götürerek çalıştırmak isteyen firmaların işçi teminine veya yurtdışında işçi olarak çalışmak isteyenlerin yurtdışına gönderilmesine aracılık etme konusunda, Kurum ve Bürolar yetkilidir. Firmalar; yurt dışında kendi … ve faaliyetlerinde çalıştıracağı işçileri Kurum kayıtlarından veya Bürolar aracılığı ile temin edebilecekleri gibi, kendileri tarafından temin edilen işçileri 5 … maddede belirtilen belgelerle birlikte hizmet akdini Kuruma onaylatmak kaydıyla yurtdışına götürebilirler.”

6. Yurtdışı İstihdam Hizmetleri Yönetmeliği’nin “Hizmet akitlerinin onaylatılması zorunluluğu” kenar başlıklı 8 … maddesi şöyledir:
“(1) Firmaların, Kurum ya da Bürolar kanalıyla veya kendilerinin doğrudan temin ettikleri işçilerle veya tayin ettikleri vekil arasında örneği Kurumca hazırlanan hizmet akdinin imzalanması ve Kuruma onaylattırılması zorunludur.”

7. Dairemizin 24.11.2020 tarihli ve 2020/5615 Esas, 2020/16554 Karar sayılı; 29.03.2022 tarihli ve 2021/13329 Esas, 2022/4113 Karar sayılı; 22.03.2022 tarihli ve 2022/1470 Esas, 2022/3903 Karar sayılı; 16.03.2022 tarihli ve 2022/2894 Esas, 2022/3517 Karar sayılı kararları.

9. 6100 sayılı Kanun’un belirsiz alacak davasına ilişkin 107 nci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve 371 … maddesi.

3. Değerlendirme
1. Yabancılık unsuru, bir hukuki işlemi veya ilişkiyi ya da olayı birden fazla devletin hukuku ile irtibatlı hâle getiren unsurdur. İşçinin veya işverenin yabancı olması, işverenin işletme merkezinin yabancı bir ülkede bulunması, işçinin kendi işini mutad olarak yabancı bir ülkede yapması veya … ilişkisinin yabancı bir ülke ile sıkı irtibatlı olduğunun durumun genelinden anlaşılması gibi hâllerde … sözleşmesinde yabancılık unsurunun bulunduğundan söz edilir.

2. 5718 sayılı Kanun’un 40 ıncı maddesine göre, … mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibarıyla yetki kuralları belirler. Aynı Kanun’un 44 üncü maddesi ise … … sözleşmesinden veya … ilişkisinden … uyuşmazlıklarda … mahkemelerinin milletlerarası yetkisini tayin eden … bir yetki kuralı getirmiştir. Buna göre, … … sözleşmesinden veya … ilişkisinden … uyuşmazlıklarda işçinin işini mutaden yaptığı işyerinin …’de bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir. İşçinin, işverene karşı açtığı davalarda işverenin yerleşim yeri, işçinin yerleşim yeri veya mutad meskeninin bulunduğu … mahkemeleri de yetkilidir.

3. Gerek mülga 2675 sayılı Kanun gerekse 5718 sayılı Kanun’un 2 nci maddesinin birinci fıkrasında hâkimin, … kanunlar ihtilafı kurallarını ve yetkili olan yabancı hukuku resen uygulayacağı ve yetkili yabancı hukukun içeriğinin tespitinde taraflardan yardım isteyebileceği belirtilmiştir. Yabancı hukukun içeriğinin tespiti, … ve teknik bir bilgiyi gerektirdiğinden, hâkim gerekirse bilirkişi incelemesine de gidebilir. Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde … hukuku uygulanır.

4. 5718 sayılı Kanun’un 5 … maddesine göre yetkili yabancı hukukun belirli bir olaya uygulanan hükmünün … kamu düzenine açıkça aykırı olması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz; gerekli görülen hâllerde … hukuku uygulanır. Kamu düzeni müdahalesi sınırlı ve istisnai niteliktedir. … kamu düzeninin ihlalini gerektirecek hâller, çoğunlukla emredici bir hükmün açıkça ihlali hâlinde düşünülecektir. Fakat her emredici hükmün ihlali hâlinde veya her emredici hükmü ihlal eden bir yabancı kararın … kamu düzenine aykırı bulunduğunu söylemek olanaklı değildir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı kararı). Örneğin; ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, hafta ve genel tatil alacaklarına ilişkin hükümler iç hukukumuz bakımından emredici nitelikte olmakla birlikte, bunlara dair yabancı hukukun farklı düzenlenmeleri, sırf farklılıkları nedeniyle somut uyuşmazlıkta ortaya çıkan durum değerlendirilmeden 5718 sayılı Kanun’un 5 … maddesi uyarınca kamu düzeni müdahalesine neden olmaz. Keza uygulanması gereken yabancı hukukun işçiye … hukukundan daha az koruma getirmesi de … başına kamu düzeni müdahalesi için yeterli bir sebep değildir. Kanunlar ihtilafı hukukundaki kamu düzeni anlayışı, iç hukukun kamu düzeni anlayışından farklı ve daha dar kapsamlıdır.

5. Bir yabancı hukuk kuralı … hukukunun … değerlerine, … genel adap ve ahlâk anlayışına, … kanunlarının dayandığı … adalet anlayışına ve hukuk siyasetine, 2709 sayılı … Cumhuriyeti Anayasası’nda yer … … hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak ve kabul görmüş hukuk prensiplerine, ikili anlaşmalara, gelişmiş toplumların ortak benimsedikleri ahlâk ve adalet anlayışına, medeniyet seviyesine siyasi ve ekonomik rejimine aykırı olması hâlinde Kamu düzenimize aykırılığı söz konusu olabilir (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı, 10.02.2012 tarihli ve 2010/1 Esas, 2012/1 Karar). Örneğin yabancı hukukun, … çocukların çalışmasına ya da ücret ve diğer haklarda ırka dayalı ayrımcılık yapılmasına izin vermesi kamu düzenimize aykırıdır.

6. Yabancı hukukun uygulanmasını engelleyen diğer bir durum ise doğrudan uygulanan kurallardır. Müdahaleci normlar olarak adlandırılan bu kurallar, taraflardan ziyade, devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini gerçekleştirmeyi amaçlar. Bu açıdan vatandaş yabancı ayrımı gözetilmeden, yabancılık unsuru taşısın taşımasın, hukuk seçimi yapılsın yapılmasın, uygulama alanına giren her ilgili olay ve hukuki ilişkide mutlaka uygulanması gereken kurallardır (… …, … …, … … Figanmeşe, Milletlerarası … Hukuk, …, 2019, s.7; … …, B. … …, Milletlerarası … Hukuk, …, 2020, s.155). … hukukunda işçiyi koruyan her emredici kural, doğrudan uygulanan kural olarak nitelendirilmez; ayrıca Devlet organizasyonunun sosyal, ekonomik ve politik menfaatlerini de koruması gerekir. Bununla birlikte emredici hükümler ile doğrudan uygulanan kuralların ayırt edilmesi her zaman kolay değildir ve tartışmalıdır. Doğrudan uygulanan kurallara, kamu hukuku nitelikli … güvenliği hükümleri, … işçi gruplarını koruyucu hükümler ve yasal greve ilişkin hükümler ve asgari ücrete ilişkin düzenlemeler örnek olarak gösterilebilir (…, Milletlerarası Unsurlu … ve Toplu … Sözleşmelerine Uygulanacak Hukuk, …, 2012, s.189-195). Devlet organizasyonun korunması, çoğu olayda ülke ile belirli bir şekilde irtibatlı ya da ülkede gerçekleştirilen … sözleşmelerinde söz konusu olur. Örneğin, tamamen yurt dışından ifa edilen bir … ilişkisinde … hukukundaki asgari ücrete ilişkin kuralın uygulama alanına giren bir olay ya da ihtilaf söz konusu olmaz (… …, “Yabancı Unsurlu … Hukuku İhtilâfları ile İlgili Yargıtay Kararlarının Değerlendirilmesi”, … … …, … … (Editörler), 10. Yılında Milletlerarası … Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, …, 2017, s.525-526; … … …, “Yabancı Unsurlu … Sözleşmelerinde For Devletinin Doğrudan Uygulanan Kurallarının Tespiti ve Uygulaması”, … … Hukuk Dergisi, 2017/1, s. 286).

7. Mülga 2675 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca … sözleşmesinin tarafları, sözleşme ile irtibatlı olsun olmasın diledikleri bir ülkenin hukukunu seçebilirler. Ancak tarafların seçmiş oldukları bu hukuk düzeninin, işçinin mutad işyeri hukukunun emredici hükümleri uyarınca sahip olacağı asgari korumanın altında kalması hâlinde mutad işyeri hukuku uygulanır. Bu durumda, seçilen hukuk ile mutad işyeri hukuku arasında bir yararlılık karşılaştırması yapılmalıdır (… …, “5718 sayılı Kanunu’na Göre … Akdine Uygulanacak Hukukun Tespiti”, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt XI, 2007, Sayı 1-2, s.153; A. … …, “Mutad İşyeri Kavramı ve MÖHUK m.27/f.3’ün Uygulanması Sorunu”, … Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 8, 2018, Sayı 2, s.211-212; …, s.89-100). Mutad işyeri, işin zaman ve içerik olarak ağırlıklı ifa edildiği işyeridir. Başka bir anlatımla mutad işyeri, işçinin işini fiilen yaptığı yerdir. İşçinin ücretinin ne şekilde ve hangi para biriminden ödendiği mutad işyerinin belirlenmesi açısından belirleyici değildir. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması, örneğin montaj için yurt dışında görevlendirilmesi durumunda, bu işyeri mutad işyeri sayılmayacaktır. Geçici çalışmanın ne kadar olacağı her olayın özelliğine göre hâkim tarafından belirlenmelidir. İşçi sadece yabancı ülkede çalışmak için işe alınmışsa ya da işveren çalışmak üzere yabancı ülkeye gönderdiği işçisini geri alma niyetinden veya işçi geri dönme niyetinden vazgeçerse, yabancı ülkeye gönderilen işçinin fiilen çalıştığı yer, mutad işyeri hâline gelir (… …, … …, “Birden Fazla Ülkede İfa Edilen … Sözleşmelerinde Mutad İşyerinin Tespiti”, Terazi Hukuk Dergisi, 2020, Sayı 169, s.1822-1824; …, s.118-137; …, s.217).

8. Yabancılık unsuru taşıyan … sözleşmelerinde taraflar uygulanacak hukuku seçmemişlerse veya yapmış oldukları hukuk seçimi anlaşması herhangi bir sebepten geçerli değilse, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince işçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması hâlinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz. İşin birden fazla ülkede ifa edilmesinde de mutad işyerinin tespitine çalışılmalıdır. Bu hâlde mutad işyeri, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararlarında ve doktrinde belirtildiği üzere, işçinin işini ifa faaliyetlerini veya ifa faaliyetlerinin çoğunluğunu gerçekleştirdiği yer, işçinin esas olarak işverene karşı yükümlülüklerini yerine getirdiği yer, işçinin işini ifa etmek üzere hangi ülkede daha çok zaman geçirdiği, işin organize edildiği yer, işin esas kısmının ve ağırlıklı bölümünün yapıldığı yer gibi kriterlerden hareket edilebilir (Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi, 18.09.2019 tarihli ve 2016/9339 Esas, 2019/16564 Karar sayılı kararı; …, …, s.1822-1824). Ancak aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre işçinin işini belirli bir ülkede mutad olarak yapmayıp devamlı olarak birden fazla ülkede yapması hâlinde … sözleşmesi, işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir. Esas işyeri ile kastedilen, işverenin işyeri merkezinin bulunduğu ülkedir. Örneğin açık denizlerde görev … gemi adamları bakımından esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku önem taşır. Maddenin dördüncü fıkrasında ise hâlin bütün şartlarına göre … sözleşmesiyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşmeye mutad işyeri hukuku ve işverenin esas işyerinin bulunduğu ülke hukuku yerine bu hukukun uygulanabileceği ifade edilmiştir. Daha sıkı ilişkili hukukun uygulanmasındaki en önemli unsur, işçinin menfaatidir (…, s.147). Örneğin, işçinin sosyal çevresinin …’de bulunması, …’nin sosyal güvence sistemi içinde yer alması, ücretinin …’de ve … lirası üzerinden ödenmesi, işverenin … olması, … sözleşmesinin … hukukuna özgü kurumlar gözetilerek düzenlenmesi, … hukukuna tâbi daha önceki bir … sözleşmesine gönderme yapılması, … sözleşmesinin Türkçe kaleme alınması gibi unsurların tamamının ya da önemli bir bölümünün varlığı hâlinde, … sözleşmesinin … hukuku ile sıkı ilişki içinde olduğu sonucuna varılabilir (…, s.152).

9. Sözleşmenin belirli süreli olarak yapılıp yapılamayacağı, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle işçinin hak kazanacağı tazminatlar, fazla çalışma, yıllık izin, işverence yapılan uygulama ve ödemelerin niteliği, zamanaşımı gibi hususlar 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesi uyarınca tayin edilen hukuka göre değerlendirilmelidir. Hafta tatili, dinî ve millî … günleri ve ücretlerini düzenleyen hükümler, doğrudan uygulanan kuraldır; ancak uygulama alanına giren … ilişkilerine uygulanır. Örneğin tamamen yurt dışında ifa edilen bir … ilişkisinde, dinî ve millî … günleri … hukukuna göre belirlenemez (…, s. 528; … …, … …, “…’den Yurt Dışına Götürülen İşçiler Hakkında Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi”, … Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, Cilt 13, 2016, Sayı 50, s.971-972).

10. Somut uyuşmazlıkta; davacı taraf davalının yurt dışında bulunan şantiyelerinde çalıştığını ve ücretinin USD cinsinden ödendiğini ileri sürerek talep ettiği işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı işveren ise … sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa taraflarca seçilen ülke hukukunun uygulanması gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davalı vekilinin bu savunmasına değer verilmeksizin uyuşmazlığa … hukuku uygulanmak suretiyle yargılama sonuçlandırılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince de davalı işverenin … şirketi olması ve işyeri merkezinin …’de olması, ücretin … bankası aracılığı ile ödenmesi nedenleri ile … hukukunun uygulanmasının yerinde olduğu kabul edilmiştir. Ne var ki İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince varılan bu sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.

11. Dosya kapsamına göre davacı işçi, ….02.2013-16.11.2017 tarihleri arasında davalının yurt dışındaki işyerlerinde çalışmış olup taraflar arasında, ….02.2013 tarihli … sözleşmesi düzenlenmiştir. Bu sözleşmenin ücrete ilişkin 3 üncü maddesinin (1) … bendinde aylık … ücretin Umman Sultanlığı kanunlarına göre hesaplanacak olan normal çalışma saat ücreti üzerinden ödeneceği, (2) nci bendinde çalışma süresinin haftalık 45 saat (5 … 9 saat, 6. ve 7. günler dinleme günü) olduğu, (3) üncü bendinde, yapılan fazla çalışma ücretinin çalışana Umman Sultanlığı kanunlarına göre ödeneceği düzenlenmiş olup resmî tatil günleri için herhangi bir belirleme yapılmayarak Proje Şart ve Koşullarına atıf yapılmış, 6 ncı maddesinde yıllık izin, 12 nci maddesinde feshe ilişkin düzenlemeler yapılmış, “Uygulanacak hukuk” başlıklı 16 ncı maddesinde ise çalışılan ülke mevzuatı ve düzenlemelerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Davacı işçi, dava konusu alacakların ait olduğu çalışma dönemlerinde davalıya ait Umman’da bulunan işyerinde çalışmış olup bu durumda ilgili dönemlerde mutad işyerinin de işçinin işini fiilen yaptığı Umman Sultanlığı olduğu sabittir.

12. Yabancı unsurlu … sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte ileride ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması taraflar açısından öngörülebilir bir durumdur. Taraflar bir hukuk seçimi yapmamış olsalar dahi gerek 2675 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası gerekse 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin ikinci fıkrası düzenlemeleriyle, uyuşmazlıkta yabancı hukukun uygulanması mümkün olabilmektedir.

13 . Tüm bu hususlar dikkate alındığında, taraflar arasında davacının çalışma dönemleri yönünden bir hukuk seçimi anlaşması bulunduğundan, dava konusu alacaklar hakkında Umman Sultanlığı hukukunun uygulanması gerekmektedir.

14. Hâl böyle olunca, gerekirse Umman Sultanlığı hukukunda uzman bir bilirkişiden de rapor alınmak suretiyle dava konusu uyuşmazlık bakımından değerlendirme yapılması ve dosya kapsamındaki delil durumu birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.