Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/8683 E. 2023/7245 K. 17.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8683
KARAR NO : 2023/7245
KARAR TARİHİ : 17.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (…) Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davası sonunda verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 10.01.2008-05.01.2011 tarihleri arasında davalıya işyerinde mağaza sorumlusu olarak çalıştığını aylık 850,00 TL ücrete ilave olarak prim aldığını ve yemek yardımı yapıldığını, davacının satılan her tüp başına prim alacak şekilde anlaşma yapıldığını, hak ettiği prim alacaklarına karşılık ödeme yapıldığını, ne var ki satışa göre hak ettiği prim alacağının daha fazla olduğunu, çalıştığı süre boyunca yıllık izin kullanmadığını, … … ve genel tatil günlerinde çalışmaya devam ettiğini, ücretlerinin de ödenmediğini, davacının 08.00-22.30 saatleri arasında çalışarak fazla çalışma yaptığını, ancak fazla çalışma alacakları karşılığının da ödenmediğini ileri sürerek, yıllık izin, fazla çalışma, … … ve genel tatil ücreti alacakları ile ödenmeyen ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunduklarını, davalı işyerinde 28.01.2008-….01.2011 tarihleri arasında mağaza sorumlusu olarak çalışan davacının … sözleşmesinin haklı nedenlerle feshedildiğini, usulsüz işlemleri nedeniyle hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve yargılama sonunda ceza aldığını, yemek ve yol dâhil net ücretinin 850,00 TL olduğunu, ücretlerinin tam olarak ödendiğini, yıllık izin kullandığını, … … ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, işyerinde üst düzey konumunda çalıştığı için çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini ve dolayıyla fazla çalışma yapmadığını, davalı işyerinde 09.00-17.00 saatleri arasında çalışıldığını, günlük ara dinlenme süresinin asgari 2 saat olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.05.2016 tarihli ve 2014/229 Esas, 2016/260 Karar sayılı kararıyla; davalı işyerinde mağaza sorumlusu olarak çalışan davacının kullandığı izin süresinin mahsubu ile bakiye 14 günlük yıllık izin ücreti alacağının bulunduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre haftada 18 saat fazla çalışmasının olduğu, … … ve genel tatil günlerinin bir kısmında çalıştığı, 12.05.2009 tarihinden önceki fazla çalışma ve … … ve genel tatil alacaklarının zamanaşımına uğradığı, 2011 yılı Ocak ayındaki 5 günlük çalışması için net 237,03 TL ücret tahakkuk ettirildiği, fakat tahakkuk ettirilen bu ücretin davacı hesabına yatırılmamış olduğu, buna göre davacının toplam 510,26 TL net ücret alacağının olduğu, prim alacağına ilişkin olarak taraf vekillerince ayrı ayrı protokollerin dosyaya sunulduğu, davalı tarafından sunulan satış kayıtlarından yapılan satış tutarlarının ne kadar olduğunun anlaşıldığı, dinlenen davacı tanıkları davacının davalı Şirket ile tüp satışından prim alacağı konusunda anlaştığını, tüp başına verilen prim miktarının değiştiğini, davacıya prim ödemesi yapılmadığını beyan ettikleri, dosya kapsamına göre nedenle davacının prim alacağına hak kazandığı ve davalının savunmasının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, hesaplanan prim alacağından davacının da kabulünde olan 10.000,00 TL prim mahsup edildiği, davacının davalı Şirkete 10.900,00 TL zarar verdiğinin ceza dosyası kapsamı ile … olup bu hususun davacının da kabulünde olduğu, başlatılan icra takibi kesinleştiğinden davalının mahsup talebinin yerinde görülerek takibe konu alacağın davacı alacağından mahsubuna karar verildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 17.12.2019 tarihli ve 2016/25315 Esas, 2019/23513 Karar sayılı ilâmı ile; tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, davacının prim usulu ile çalıştığı ve satılan her kg tüp başına prim alacağına hak kazandığı iddiasının hüküm kurmaya yeterli düzeyde ispat edilemediği, ispat delili olarak sunduğu belgedeki imzaya davalı tarafından itiraz edildiği; davacı vekili tarafından tasdik olunan belgenin aslının celbedilerek imza incelemesi yapılmasını talep ettiği, davalının bu yöndeki itirazı karşılanmadan eksik inceleme ile karar verildiği, dosya kapsamında dinlenilen davacı tanıkları dahi davacının hangi dönemde ne kadar prim aldığına dair beyanda bulunmadıkları, Mahkemece hükme esas alınan 10.01.2008 tarihli protokolün imza tarihinde davalı … temsil ve ilzama kimlerin yetkili olduğunun tespiti ile söz konusu protokolü davalı adına imzalayan kişinin davalı Şirket adına işe almaya yetkisi olup olmadığının yöntemince araştırılması gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemece 12.02.2021 tarihli ve 2020/51 Esas 2021/58 Karar sayılı kararıyla; davalı tarafın imza itirazında bulunduğu,10.01.2008 tarihli protokol aslının davacı tarafça Mahkemeye sunulmadığı, protokol tarihinde Şirketi temsil ve ilzama kimlerin yetkili olduğunun araştırıldığı, protokolde belirtilen telefona ait sözleşme nakil formunun incelenmesinde davalıyı N.G’nin temsil ettiği, bu kişinin telefon idareleri ve … Telekoma müracaat ederek davalı adına telefonlar ve kiralık data hatları alınabilmesi hususunda gerekli müracaatları yapmak, ücret ödemek, akt ve imza altına almak gibi işlemler dolayısıyla telefon idareleri ve … … nezdinde temsile yetkili olduğu, ancak işe alma yetkisi ve bu cümleden olmak üzere prim alacağı yönünde davacı ile sözleşme yapma yetkisi bulunmadığı, dinlenilen davacı tanıklarının da davacının hangi dönemde ne kadar prim aldığına dair beyanda bulunmadıkları, bu durum karşısında, davacının prim alacağı konusundaki talebini hüküm kurmaya yetecek düzeyde yöntemince ispat edemediği, ceza dosyasına konu suçun uzlaştırma kapsamına alınması neticesinde bozulması üzerine uzlaştırma kapsamında tarafların davacının 15.000,00 TL’lik ödeme yapması neticesinde anlaşmaya vardıkları anlaşıldığından davalı vekilinin takas mahsup talebinin reddine karar verildiği belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 28.09.2021 tarihli ve 2021/9416 Esas, 2021/13121 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece, bozma nedenlerine bağlı olarak davacı tarafından dayanılan 10.01.2008 tarihli belgedeki davalı adına atılan imzanın aidiyeti hususunda ve özellikle davacı vekilinin söz konusu imzanın davalı Şirket adına işe alım yetkisi bulunan N.G’ye ait olduğu iddiası hakkında herhangi bir araştırma yapılmadan karar verildiği, 25…2010 tarihli belgeye göre davacıya toplamda 10.000,00 TL prim ödemesinin yapılması hususunda taraflarca anlaşmaya varıldığı, 2009 yılı banka hesap hareketlerine göre de davacıya muhtelif tarihlerde “prim” adı altında ödemeler yapıldığı, davacı tarafından sunulan 10.01.2008 tarihli belgenin … getirtilerek davalı adına imza edenin kim olduğunun belirlenmesi, imzanın N.G’ye ait olmadığının anlaşılması hâlinde davacıya yapılan prim ödemelerinin dönemi dikkate alınarak, yapılan satış tutarları üzerinden hangi oranda prim ödemesi yapıldığı yöntemince araştırılıp 10.000,00 TL tutarındaki primin hangi esaslara göre belirlendiği de davalı Şirketten sorularak oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca bozma ilâmı ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edilerek takas def’inin reddedilmesinin hatalı olduğu gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dosya ve içerisinde bulunan evraklar belge … temin edilemediğinden belge fotokopileri incelenerek, banka kayıtlarına göre davacıya toplam 127,16 TL prim ödemesinin yapıldığı, başkaca ödemenin yapılmadığının anlaşıldığı, davacı tarafça yapılan satış tutarını gösterir bilgilerin verildiği, taraflar arasında prim ödemelerinin düzenlendiği 10.01.2008 tarihli protokol bulunduğu, davacının 28.01.2008 tarihinde davalı işyerinde sigortalı işçi olarak çalışmaya başladığı için bayilik devrinin de bu tarihten önce veya en geç bu tarihe kadar yapılmış olması gerektiği, davacı tarafından sunulan protokolde prime ilişkin düzenleme dışında kalan hükümlerin uygulanmadığına dair bir itirazın olmadığı, öte yandan dosyaya davalı tarafından sunulan bordrolardaki ve tüp satışını gösteren belge altındaki imzaların da birbirlerinden farklı imzalar olması, diğer sözleşme hükümlerinin (telefon devri vs) uygulandığının açıkça anlaşılması, davacıya davacıya toplam 127,16 TL prim ödemesinin yapılması karşısında sözleşmeyi işveren adına imzalayan kişinin Şirketi temsil ve ilzama yetkili olmasa dahi … başına somut olay yönünden bir öneminin olmadığı, bu nedenle davacının prim alacağına hak kazandığı davacının davalı Şirkete zarar verdiğinin uyuşmazlık dışı olduğu, bu husuta başlatılan icra takibi kesinleştiğinden davalının takas mahsup def’inin kabul edildiği belirtilerek ve bozma öncesi gerekçeler tekrar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; davacı hakkında açılan ceza davası nedeniyle taraflarca uzlaşmaya varılması sonucu müvekkili tarafından bahse konu bedelin davalıya ödendiğini ve herhangi bir borcu kalmadığını, icra takibe konu borcun da ifa edildiğini, icra takip dosyasının işlemden kaldırılması gerektiğini, Mahkemece takas mahsup konusunda verilen kararın hatalı olduğunu belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; Mahkemece prim alacağı konusunda eksik inceleme ile karar verildiğini, belge … getirtilmeden fotokopi belge üzerinde inceleme yapıldığını, 10.01.2008 tarihli Protokolü imzalayan kişinin müvekkili temsil ve ilzama yetkisi bulunmadığını, … sözleşmeleri her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden olup davalı … borç altına … her türlü … ve eylem için münferiden yetkinin Yönetim Kurulu başkanında olduğunu, davacının evvelce müvekkili Şirketin yetkili bayisi olduğunu, işyerini müvekkili Şirkete devrettiğini, bunun karşılığında kendisine belirtildiği üzere protokol ile prim ödemesi yapıldığını ve davacı bu ödemeden başkaca bir hak talep etmeyeceğini imzalanan protokol ile beyan ve kabul ettiğini, davacıya ayrıca prim ödemesi yapılacağına dair bir sözleşme yapılmadığını, ilk protokolün müvekkili bağladığı kabul edilse dahi aynı konuda ikinci bir protokolün imzalanmış olduğu ve ikinci protokol gereği davacının toplam prim alacağının 10.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı düzenlendiğinden ilk protokolün prim hükümlerinin ortadan kalktığının kabul edilmesi gerektiğini belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının prim alacağına hak kazanıp kazanmadığı, prim alacağının hesaplanma yöntemi ile davalının takas mahsup def’ine itibar edilip edilmeyeceği konularına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 … maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve aynı Kanun’un 176 ncı maddesi.
2. 4857 sayılı … Kanunu’nun 32, 41 ve 46 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun’un 326 ncı maddesi.

3. 6098 sayılı Kanun’un 102 ve 139 uncu maddeleri .

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 … maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden davalıya yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.