Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/8558 E. 2023/14179 K. 11.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8558
KARAR NO : 2023/14179
KARAR TARİHİ : 11.10.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/561 E., 2023/412 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 14. … Mahkemesi
SAYISI : 2021/433 E., 2021/713 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirkette çalışması sonrası 31.01.2013 tarihinde emekli olmak zorunda bırakıldığını, zira davalı işverenin yoğun baskısı ve emekli olmazsa başka illere tayininin çıkarılacağı tarzındaki söylemlerine maruz kaldığını, davacının davalı işyerinde kapsam dışı personel olarak çalıştığı dönemde bağıtlanan 10.02.2006 ve 11.03.2008 tarihli toplu … sözleşmelerinde faydalanılacak ücret zamları esaslarının belirlendiğini, ancak ilgili zamların davacı ücretine yansıtılmadığını, bu nedenle emekli olurken aldığı sekiz aylık ek ödeme ve yıllık izin ücreti ödemesinin eksik hesaplandığını ileri sürerek müvekkilinin alacaklı olduğu meblağın tam ve kesin olarak tespiti ile hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının … sözleşmesinin karşılıklı anlaşma suretiyle sona erdiği tarih olan 31.01.2013 tarihi dikkate alındığında talep konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının tüm taleplerine karşı zamanaşımı def’inde bulunduğunu, davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, müvekkili Şirketin, mevzuata, … sözleşmesine, hakkaniyet ilkelerine ve etik kurallara uygun … ve işlem tesis ettiğini, davacının hak ettiği tüm alacaklarının eksiksiz olarak kendisine ödendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taleplerin yıllık ücretli izin fark alacağı ile ek ödeme fark alacağına ilişkin olduğu, dosya kapsamı ve davacının beyanına göre davacının emeklilik tarihinin 31.01.2013 olduğu, kullandırılmayan yıllık izin ücret alacaklarının muacceliyet tarihinin emeklilik tarihi olup, bu tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımına süresine tâbi olduğu, yine ek ödeme fark alacağı ücret nevi alacaklardan olup bu husustaki alacak talebinin de 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu, davanın 30.03.2021 tarihinde açıldığı ve davalı tarafça cevap dilekçesinde öncelikli olarak zamanaşımı def’inde bulunulduğu, bu durumda her iki alacak kaleminin de dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu alacak taleplerinin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; taleplerine dayanak belgelerin dosyada mübrez olduğunu, davalı işverenliğin gerekli zamları uygulamayarak müvekkilinin aldığı son brüt ücretinin düşük kalmasına sebebiyet verdiğini, bu nedenle sekiz aylık ek ödeme ücreti ile yıllık izin ücretinin eksik ve hatalı hesaplandığını, ek ödeme tazminatı ve yıllık izin ücret alacaklarının 10 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğunu, alacakları açısından geçerli olan zamanaşımının tespiti için alacağın hak kazanıldığı tarihte yürürlükte olan kanun hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, bu durumda müvekkilinin emekli olduğu ve 25.10.2017 tarihli kanun değişikliğinden önceki tarih olan 31.01.2013 tarihinde geçerli olan … mevzuatı uyarınca müvekkilinin alacaklarının 10 yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, tazminat niteliğinde olmaları nedeni ile örneğin sendikal tazminat, kötüniyet tazminatı, işe başlatmama tazminatının da 10 yıllık zamanaşımına tâbi olduğunu, bir alacağın tazminat niteliğinde olması için alacağın dönemsel değil, bir sefere mahsus ödenmesi gerektiğini, davaya konu edilen ek ödeme tazminatının da işçilere emeklilik zamanında ve bir sefere mahsus ödenen bir alacak niteliğinde olduğunu, ek ödeme tazminatının ücret niteliğinde bir alacak kalemi olmadığının kesinleşmiş yargı karaları ile de sabit olduğunu, bu alacaktan işveren/işçi Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) payının da kesilmediğini, tüm bu özellikleriyle ek ödeme tazminatı alacağının tazminat niteliğinde olup ücret sayılamayacağını, İlk Derece Mahkemesinin zamanaşımına ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalıya ait işyerinde işçi olarak çalıştığı, taraflar arasında akdedilen ikale sözleşmesi ile taraflar arasındaki … sözleşmesinin ortadan kaldırıldığı, talep edilen her iki alacağın da 5 yıllık zamanaşımına tâbi olduğu, davalının süresinde ve usulüne uygun olarak davaya karşı zamanaşımı def’inde bulunduğu, talep edilen her iki alacağın da dava tarihi itibarıyla zamanaşımına uğradığı, Mahkemece talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusunda yer alan sebepleri tekrar etmiş ve ayrıca vekâlet ücretinin hatalı takdir edildiğini, davalı lehine hükmedilecek vekâlet ücretinin, talep konusu yapılıp reddedilen alacak tutarını geçemeyeceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmişir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konus yapılan ek ödeme tazminatı alacağı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ücret niteliğinde olup olmadığı ile tâbi oldukları zamanaşımı süresinin belirlenmesi ile davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4857 sayılı … Kanunu’nun 32 nci maddesi hükmü.

2. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 üncü maddesinin ilgili bölümü şöyledir :
“(1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
…”

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Somut olayda, davacı tarafça dava dilekçesinde, 200,00 TL ek ödeme alacağı ile 100,00 TL yıllık izin ücreti alacağı talep edilmiş olup davacı tarafça ıslah talebinde bulunulmadığı da gözetildiğinde, reddedilen dava konusu alacak toplamının 300,00 TL olduğu anlaşılmaktadır.

3. Şu hâlde, ilâmın İlgili Hukuk bölümünün (2) numaralı paragrafında yer verilen, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13 üncü maddesi düzenlemesinde açıklandığı üzere; davalı lehine, reddedilen alacak tutarını aşacak şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı tarafın temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “ Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre tespit ve takdir olunan 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin çıkartılarak yerine “4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne tespit ve takdir olunan 300,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.