Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/8537 E. 2023/8066 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8537
KARAR NO : 2023/8066
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Taraflar arasında görülen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde sondaj işçisi olarak çalıştığını, … sözleşmesinin bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi sebebiyle davacı tarafından haklı sebeple feshedildiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma, … … ve genel tatil, yıllık izin ve fark ücret alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının tüm ücret alacaklarının ödendiğini, ödemelerin banka aracılığı ile yapıldığını, davacının kendi isteği ile işten ayrılması ve ibraname imzalaması sebebiyle kıdem tazminatına da hak kazanamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.11.2015 tarihli ve 2013/1094 Esas, 2015/1452 Karar sayılı kararı ile; tüm dosya kapsamına göre davacının … sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeyecek şekilde feshedildiğini davalı işverenin ispatlayamadığı, 15 günlük ödenmeyen yıllık izin ücretinin bulunduğu, tanık beyanlarına göre haftada 18 saat fazla çalışma yaptığı ve ödenmeyen … … ve genel tatil ücret alacaklarının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin ….11.2018 tarihli ve 2017/17393 Esas, 2018/23616 Karar sayılı kararı ile; dosya kapsamına göre davacı tanıklarından M.A.K’nin işveren aleyhine benzer taleplerle dava açtığı anlaşıldığından, fazla çalışmanın ispatı noktasında davacı ile menfaat birliği içinde bulunan tanığın beyanına değer verilemeyeceği, diğer davacı tanığı A.Y.’nin beyanına göre ise davacının çalışma düzeninin belirlenmesi ve fazla çalışma yapılıp yapılmadığının tespitinin mümkün olmadığı bu itibarla, öncelikle bu davacı tanığı yeniden dinlenerek davacının çalışma düzeni netleştirildikten sonra davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasında bir sonuca varılması gerektiği ancak davacı ile birlikte çalıştığı süre ile sınırlı olarak beyanına itibar edilebileceği, … … ve genel tatil ücreti yönünden de davacı ile menfaat birliği içinde bulunan davacı tanığının beyanına itibar edilerek sonuca gidilmesinin mümkün olmadığı, davacı ile menfaat birliği içinde olmayan davacı tanığının anlatımı doğrultusunda, davacının … … ve genel tatil günlerinde çalıştığı kanaatine varılması yerinde ise de; tanığın davacı ile birlikte çalıştığı süre netleştirilerek bu süre ile sınırlı olarak … … ve genel tatil ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.02.2021 tarihli ve 2019/10 Esas, 2021/133 Karar sayılı kararı ile; bozmaya uyularak anılan tanığın yeniden dinlenmesine karar verildiği ve davacının fazla çalışma iddiasını ispat edemediği, … … ve genel tatil ücreti yönünden ise tanığın çalışma süresi ile sınırlı hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 23.11.2021 tarihli ve 2021/11479 Esas, 2021/15720 Karar sayılı kararı ile tarafların sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, ilk bozma sonrasında davacı tanığının talimatla dinlendiği ve 22.12.2020 tarihli beyanında davacıyı tanımadığı, aradan … zaman geçtiği ancak görse belki tanıyacağı şeklinde beyanda bulunduğu, Mahkemece talimat üst yazısına sadece dava dilekçesinin eklendiği, talimat yazısına ilgili bozma kararının eklenmemiş olmasının hatalı olduğu, mevcut durumda, tanığın bozma sonrası beyanı ile bozma öncesi beyanı arasında çelişki oluştuğunun açıkça görüldüğü, söz konusu çelişki giderilmeden, fazla çalışma iddiasının ispat edilemediği gerekçesi ile ret kararı verilmesinin bir başka hatalı yön olduğu, ….11.2018 tarihli bozma kararının gereğinin sağlıklı şekilde yerine getirilebilmesi için, tanığın yeniden dinlenmesi ve her iki beyanı arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği bu itibarla davacı tanığı A.Y.’nin yeniden dinlenmesi için yazılacak talimata bozma ilamına ilave olarak, tanığın bozma öncesi talimat mahkemesine verdiği 04.11.2014 tarihli beyanı ile 22.12.2020 tarihli beyanları da eklenerek, her iki beyanı arasındaki çelişki giderildikten sonra oluşacak sonuca göre davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı noktasında bir karar verilmesi gerektiği ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacı tanığı A.Y’e ait kayıtlar getirtilerek, bu kayıtlara göre tanığın davacı ile birlikte çalıştığı süre netleştirildikten sonra davacının hak kazandığı … … ve genel tatil ücreti alacağının yeniden hesaplanması gerektiği ve davacının fazla çalışma ücretine hak kazandığı belirlendiği takdirde, davacı tanığının davacı ile birlikte çalıştığı süre ile sınırlı olarak hesaplama yapılması gerektiğinin de göz ardı edilmemesi gerektiği gerekçeleriyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma ilâmına uyularak davacı tanığı A.Y’nin talimatla yeniden dinlendiği ve tanığın davacıyı tanımadığını, kim olduğunu, ne … yaptığını, davalı Şirkette çalışıp çalışmadığını bilmediğini, daha önce … olduğu ifadesinde isim benzerliği nedeni ile o şekilde beyanda bulunduğunu, hiçbir suretle davacıyı tanımadığını beyan ettiği ve bu beyana göre davacının fazla çalışma ile … … ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispatlayamadığı ve davacı tarafça ücret alacakları ödenmediğinden … sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği belirtilmiş olduğundan ve dosya içeriğine göre ödenmeyen ücret alacağı da bulunmadığından davacının kıdem tazminatı talebinin de reddi gerektiği gerekçesiyle yıllık izin ücretinin kabulü ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; Mahkemenin usuli kazanılmış hakları yok saydığını, kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasına yönelik hiçbir bozma hükmü olmamasına rağmen kıdem tazminatının reddi yönünde hüküm tesis edildiğini, tanıkların işverene karşı dava açmış olmalarının beyanlarına itibar edilmemesini gerektirmeyeceğini, dava tarihi itibari ile Yüksek Mahkemenin benzer taleplerle işverene dava açan tanık uygulamasına yönelik istikrar kazanan bir içtihadı olmamasına rağmen sürpriz karar yasağına aykırı şekilde bozma kararı vermesinde hukuki uyarlılık bulunmadığını belirterek Mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı ve … … ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığının ispatına ve davacı lehine kıdem tazminatı alacağı yönünden usuli kazanılmış hak oluşup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 25 … maddesinin birinci fıkrası ile geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 … maddesi, 438 … maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4857 sayılı … Kanunu’nun 41, 44 ve 47 … maddeleri ile aynı Kanun’un 120 nci maddesi atfıyla hâlen yürürlükte bulunan mülga 1475 sayılı … Kanunu’nun 14 üncü maddesi.

2. Dairemizin 14.12.2022 tarihli ve 2022/16498 Esas, 2022/16753 Karar sayılı ilâmında usuli kazanılmış hak ilkesi şu şekilde açıklanmıştır:
“…
3. Bilindiği üzere 6100 sayılı Kanun’da usuli kazanılmış hak kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri hâline gelmiştir. Anlam itibarıyla bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
4. Mahkemenin, Yargıtayın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı karar). Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usuli kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 04.02.1959 tarihli ve 1959/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı karar).
…”

3. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 Esas, 1959/5 Karar sayılı kararı ile 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi hâlinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 … maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Somut olayda, dava dilekçesi içeriği ve dosyada yer … ihtarnameye göre ücret alacakları ödenmediği gerekçesiyle davacı … sözleşmesini kendisi feshetmiş, … sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiği davalı işverence de ifade edilmiştir. Tarafların … sözleşmesinin feshi noktasında iradeleri birleştiği hâlde Mahkemece 12.11.2015 tarihli ilk kararda 6100 sayılı Kanun’un taraflarca getirilme ilkesi başlıklı 25 … maddesinin birinci fıkrasına aykırı olarak … sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeyecek şekilde feshedildiğinin işverence ispatlanamadığı belirtilerek feshin işveren feshi olarak değerlendirilmesi hatalı olmuştur. Bu hususun her iki bozma ilâmında da gözden kaçırılması maddi hataya olup maddi hataya dayalı bozma ilâmına uyulması hâlinde dahi diğer taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmayacağından Yargıtayın maddi hataya dayalı kararından dönülmesi mümkündür. İlâmın İlgili Hukuk kısmının (3) numaralı paragrafında belirtildiği üzere, Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara Mahkemece uyulmasına karar verilmesi usuli kazanılmış hak oluşturmaz. Bu itibarla davacı … sözleşmesini ücret alacakları ödenmediği iddiası ile kendisi feshettiğinden ve yargılama sonucuna göre ödenmeyen ücret alacağı bulunmadığından Mahkemece kıdem tazminatının reddi yönünde kurulan hüküm isabetli olmuştur.

3. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.