Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/8437 E. 2023/11052 K. 06.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8437
KARAR NO : 2023/11052
KARAR TARİHİ : 06.07.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3345 E., 2023/163 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü

Taraflar arasında … 42. … Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Dairemizce Bölge Adliye Mahkemesi kararının ikinci kez bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince ikinci bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde çalıştığını, 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, alt işveren bünyesinde çalışmakta iken ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödendiğini, kadroya geçerken … … sözleşmesi imzaladığını ve ücretinin yine asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak belirlendiğini, ancak davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını iddia ederek ödenmeyen fark ücret, fark ilave tediye, fark ikramiye, fark fazla çalışma ücreti ile fark … bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def’inde bulunmuş, 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçiş sonrası işçi ücretlerinin Yüksek Hakem Kurulu tarafından düzenlenen toplu … sözleşmesi dikkate alınarak belirlendiğini, davacının ücretinin düşürülmesi gibi bir uygulama söz konusu olmadığından dava konusu alacaklara hak kazanamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
… 42. … Mahkemesinin 30…..2020 tarihli ve 2019/512 Esas, 2020/386 Karar sayılı kararıyla; davacının açık rızası olmadan ücretinin düşürülemeyeceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin14.10.2021 tarihli ve 2021/2073 Esas, 2021/2365 Karar sayılı kararıyla; davacının kadroya geçirilmesi sırasında imzalanan … sözleşmesinde ücret miktarının belirlenmediği şeklindeki gerekçe ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz yoluna başvurmuşlardır.

2. Dairemizin 13.01.2022 tarihli ve 2021/12010 Esas, 2022/361 Karar sayılı ilâmı ile; Bölge Adliye Mahkemesince, taraflar arasında kadroya geçiş sürecinde imzalanan … sözleşmesinde ücret miktarının belirtilmediği, yine sözleşmede ücretin, asgari ücretin belirli bir oran fazlası olarak ödeneceği yönünde bir düzenleme de bulunmadığı gerekçesi davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı tarafça dosyaya temyiz aşamasında sunulan 02.04.2018 tarihli … sözleşmesinde oran kısmının yazılı olduğunun görüldüğü, bunun üzerine sürekli işçi kadrosuna geçiş sürecinde ve varsa daha sonra imzalanmış belirsiz süreli … sözleşmesinin aslının eksiklik talebi yazısı ile istenmiş olduğu, yazı cevabı olarak … Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliğince dosyaya gönderilen … sözleşmesinde de ücretin işçiye her ay brüt asgari ücretin belli oranda fazlası olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığının görülmüş olduğu, buna göre sözü edilen düzenlemenin her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağından dava konusu alacakların hüküm altına alınması gerektiği belirtilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli ve 2022/479 Esas, 2022/888 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda talep edilen alacakların belirlendiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 16…..2022 tarihli ve 2022/7042 Esas, 2022/7967 Karar sayılı kararı ile; davalının sair temyiz itirazlarının yerinde görülmediği belirtilerek, Bölge Adliye Mahkemesince ilk bozma ilamı ve taraflar arasındaki kadroya geçiş esnasında düzenlenen … sözleşmesi gereğince dava konusu yapılan alacakların hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı ancak bozma sonrası hükme dayanak alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların 30…..2019 tarihine dek yapılmış olunmasına karşın, dava açılmadan önce yasal zorunluluk gereği başvuru yapılan ve anlaşamama ile sonuçlanan arabuluculuk sürecine ilişkin son tutanak tarihinin 21.05.2019 olması nedeniyle son tutanak tarihinden sonra ihtilaf konusu olan 21.05.2019 ile 30…..2019 tarihleri arası dönem bakımından; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde verilen kararın hatalı olduğu gerekçesi ile karar ikinci kez bozulmuştur.

D. Bölge Adliye Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; uyulmasına karar verilen ikinci bozma ilâmında yer alan esaslar doğrultusunda, arabuluculuk faaliyetinin tarafların anlaşamadığına ilişkin düzenlenen son tutanak tarihinden önce muaccel olan alacaklar için gerçekleştirildiği gözetilerek son tutanak tarihine kadar olan dönemle sınırlı olmak üzere yeniden hesaplama yapılması için bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; eldeki davanın açılmasından sonra, davalı işverenin işçilik alacaklarını eksik ödemeye devam etmesi nedeniyle muaccel işçilik alacakları için yeniden arabulucuya başvurulmuş olduğunu, dolayısıyla 21.05.2019 ile 30…..2019 arası dönem yönünden de dava şartı eksikliğinin hüküm verilmeden önce giderilmiş olduğunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince hüküm anında giderilen eksiklik nedeniyle davanın usulden reddedilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca istinaf mahkemesince duruşma açılarak karar verilmesinin “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin “kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilir” düzenlemesine aykırı olduğunu, davada reddedilen tutar 1.422,30 TL olmasına karşın, davalı lehine 11.000,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) ilgili hükümlerine aykırı olduğunu, yine istinaf incelemesi sonucunda kısmen kabul ve kısmen ret kararına karşın yalnızca davalı lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın sayılan ve resen gözetilecek nedenlerden bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; Bakanlık uygulamasının yerinde olduğunu, ücreti düşürülmeyen davacının dava dilekçesinde talep ettiği alacaklara hak kazanamayacağını, ücretin kanuna uygun olarak ödendiği gerekçeleri ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık hüküm altına alınan alacaklar bakımından dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar lehine hükmedilen vekalet ücretinin yerinde bulunup bulunmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 inci maddeleri, 373 üncü maddesinin üçüncü fıkrası,

2. 7036 sayılı … Mahkemeleri Kanunu’nun 3 üncü maddesi,

3. 03.09.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan AAÜT’nin ikinci kısım, ikinci bölüm 17 nci maddesi

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2021 tarihli ve 2021/2-96 Esas, 2021/205 Karar sayılı ilâmında istinaf yolu incelemesine özgü duruşma vekâlet ücretine hükmedilme koşulları şu şekilde açıklanmıştır:
“… AÜTT Genel Hükümleri’nin 2. maddesinin ikinci fıkrasında ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilen istinaf kanun yolu incelemesine özgü görülmesi gereken duruşmalı … ile; gerek 1086 sayılı HUMK’nın 429/2. maddesinde belirtilen ‘…O mahkeme temyiz edenden 434 üncü madde uyarınca peşin olan gideri kullanmak suretiyle kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…’ duruşmanın, gerekse aynı maddenin karşılığı 6100 sayılı HMK’nın 373/3. maddesinde belirtilen ‘…Bölge adliye mahkemesi, 344 üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtay’ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir,…’ duruşmanın birbirleriyle karıştırılmaması gerekmektedir.
30. HMK’nın 373. maddesinde, Yargıtay’ın temyiz kanun yolu incelemesi neticesinde verdiği bozma ilamı sonrasında yargılamanın alt mahkemelerden hangisi tarafından yapılması gerektiği hususunda ki ayrım; bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararı verip vermediği noktasında, başka bir ifade ile alt derece mahkemeleri kararlarının birbirleri ile paralel olup olmamasına göre düzenleme altına alınmıştır. Bu noktada, temyiz kanun yolunda bir karar verildikten sonra ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi sadece birer hüküm mahkemesi hâline gelmiş olup, bölge adliye mahkemesinin denetim mahkemesi yetkisi kalmamıştır. Diğer bir ifadeyle, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi arasında bir fark bulunmamaktadır. Buradan hareketle; AÜTT Genel Hükümleri uyarınca bölge adliye mahkemelerinin istinaf kanun yolu incelemesine ilişkin ‘duruşmalı işler’ tanımlamasından, Yargıtay bozmasından sonra alt derece hüküm mahkemesi olarak HMK’nın 373/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak yaptığı duruşma değil, HMK’nın 353. maddesinde belirtilen hâller dışında istinaf kanun yolu incelemesini duruşmalı olarak yapması gereken işlerden bahsedildiği hususu tartışmasızdır.

32. Yapılan açıklamalar çerçevesinde; 5235 sayılı Kanun uyarınca bölge adliye mahkemelerinin denetim ve hüküm mahkemesi sıfatlarına haiz adli yargı ikinci derece mahkemeleri olduğu, ilk derece mahkemesi kararlarına karşı tarafların itirazları doğrultusunda istinaf kanun yolu incelemesi görevini yerine getirirken istinaf başvurusunun esastan reddi veya ilk derece mahkemesi hükmünü kaldırarak yeniden hüküm kurmak dâhil denetim ve hüküm mahkemesi olarak gerekli tüm kararları verebileceği, ancak ilk derece mahkemesi kararına müdahale ettiği noktalarda Yargıtay’ın bozma kararı vermesi durumunda dosyanın karar verilmek üzere bölge adliye mahkemesine gönderildiği, bu noktada bölge adliye mahkemesinin alt derece hüküm mahkemesi olarak ilk derece mahkemesiyle aynı sıfatla yargılama yaptığı, denetim görevini kullanmadığı, yukarıda yirmi birinci bentte bozucu kanun yolu olduğu belirtilen temyiz incelemesi sonucunda verilen Yargıtay bozma ilamına yönelik karar vermek üzere alt derece hüküm mahkemesi olarak hukuki dinlenilme hakkı kapsamında aynen ilk derece mahkemesi gibi duruşma açmak zorunda olduğu, açılan bu duruşmada istinaf kanun yolu incelemesi yapmadığı, alt derece hüküm mahkemesi sıfatına uygun şekilde boşanmanın eki niteliğindeki istemler nedeniyle taraflar yararına ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilerek verilen direnme kararı yerindedir…. “

3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. İlâmın yukarıda geçen İlgili Hukuk bölümünün (4) numaralı paragrafında yer verilen Hukuk Genel Kurulu kararında açıklandığı üzere; somut davada Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilâmları sonrasında istinaf incelemesinde duruşma açılıp üç celse yapıldığından bahisle davalı lehine istinaf duruşma vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalıdır.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı … Bakanlığının tüm, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm kısmında yer alan (D) bendinin hüküm fıkrasından çıkartılarak sonraki bendin buna göre teselsül ettirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
… harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

….07.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.