YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8414
KARAR NO : 2023/9106
KARAR TARİHİ : 14.06.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/389 E., 2023/186 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : … 12. … Mahkemesi
SAYISI : 2020/516 E., 2020/103 K.
Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında … 17. İcra Müdürlüğünün 2018/7475 Esas sayılı icra takibine konu borcun olmadığına ilişkin olarak … 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2018/1138 Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, ancak işbu davanın Asliye Ticaret Mahkemesinin görevsizlik kararı ile … 9. … Mahkemesinde 2019/149 Esas sayılı dosya ile görüldüğünü, … 9. … Mahkemesinin 2019/629 Karar sayılı ilâmı ile arabuluculuk başvurusunun olmaması nedeniyle davanın reddedildiğini, alacaklı görünen vekilleri tarafından davacı müvekkilleri hakkında başlatılan … 17. İcra Müdürlüğünün 2018/7475 Esas sayılı icra takibine konu ödeme emrinin müvekkiline 05.07.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, söz konusu takibe borç olmadığı gibi senedin temelini oluşturan bir hukuki alacak da bulunmadığını, takibe konu senet alacaklısının müvekkilinin işyerinde sigortalı olarak çalışan olduğunu, alacaklıya işyerinin devri sebepleriyle işten çıkartılmayacağına, çıkartılırsa kıdem tazminatı yerine geçmesi amaç ve maksadıyla teminat olarak verildiğini, teminat olarak verilen senedin ise takibe girilmeden önce tüm esas noktaların müvekkilinden habersiz ve anlaşma harici olarak doldurulduğunu, davacı ile davalı arasında belirtilen senet miktarı kadar alacak verecek veya ticari ilişki olmasının da ihtimalinin olmadığını, müvekkili ile davalı arasındaki işçi işveren ilişkisi noktasında 950.000,00 TL borç verilmesinin ya da belirtilen miktarlarda ticarete girilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının senet meblağını borç verecek bir ekonomik durumunun bugüne kadar hiç olmadığını, müvekkilinin alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, senedin boş verildiğini belirterek icra takibinin durdurulmasına, senedin iptaline, menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davasını tamamen soyut delillere dayandırdığını, sözlü ifadeler dışında yazılı hiçbir delil dosyaya sunmadığını, ayrıca imzayı ikrar ettiğini, tüm bu nedenlerle %15 teminat karşılığında alacağın taraflarına ödenmemesi tedbirine itiraz ettiğini, tedbirin kaldırılmasını talep ettiğini, davacının müvekkiline borcu karşılığında 950.000,00 TL’lik senet düzenlendiğini ve borcunu ödemediğini, şu an da borçtan kurtulmak adına birtakım iddialar öne sürdüğünü belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; … hukukunda işçi lehine yorum ilkesinin gereği nedeniyle senede karşı senetle ispat kuralının yumuşatılmış ve Yargıtay emsal kararları doğrultusunda uygulamada işçi aleyhine alınan teminat senetlerinin geçersizliğinin tanık delili dâhil olmak üzere ispat edilebileceği kabul edilmişse de somut olayda senedin teminat senedi olduğunu ileri sürenin işveren konumundaki davacı olup işveren lehine yukarıda belirtilen senede karşı senetle ispatlanma kuralının istisnası olan tanık delili ile ispatın mümkün olamayacağı, öte yandan aksi düşünülse dahi davacı tarafça dinletilen tanık F.G. işyeri çalışanı olmadığı gibi dava konusu olayda görgüye dayalı bilgisinin de bulunmadığı, diğer tanık H.S’nin ise gelen Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kayıtlarına göre senedin tanzim tarihinde davalı yanında çalışması görünmediği gibi beyanlarında; (kendisinin) hiçbir şekilde senet alışverişinin olmadığını, çalışanlara ileride olabilecek alacaklarına karşılık işyeri sahibi A.K. tarafından boş senet verildiğini görmediğini, ayrıca dava konusu senedin davacı ve davalı arasında verildiğini bizzat kendisinin görmediğini beyan etmesi dikkate alındığında dava konusu edilen senedin teminat senedi olduğunun ispat olunamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; senet üzerinde inceleme yapılmadığını, senedin hangi amaçla ve neye karşılık verildiğinin yeterince incelenmediğini, senede karşı senetle ispat kuralının yanlış değerlendirildiğini, tarafların mal varlığının incelenmediğini, davacı tarafından davalı yana teminat olarak boş şekilde verilen senedin sonradan davacının rızası hilafına doldurulduğunu, taraflar arasında belirtilen miktarlarda herhangi bir ticari alım, satım, borçlanma ya da başkaca bir … ve işlem olmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin işçi ve işveren ilişkisi olduğunu beyanla Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı, bononun teminat amaçlı verildiğini, bedelinin yazılı olmadığını, açığa imza atmış olduğunu iddia etmişse de; 6102 sayılı … Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 778 … maddesinin ikinci fıkrasının (f) bendi ve 680 … maddeleri uyarınca açığa bono düzenlenmesi mümkün olmakla birlikte bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu iddia eden davacı keşidecinin, bu iddiasını yazılı delil ile ispatlaması gerektiği, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 07.12.2022 tarihli ve 2021/4610 Esas, 2022/8765 Karar sayılı kararı) işveren lehine bu kuralın istinasının tanık delili olduğunun düşünülmesinin de mümkün olmadığı, davaya konu bononun teminat amaçlı verildiği, muhteviyatından da anlaşılmadığından hâl böyle olunca iddiaların ancak yazılı belge ile ispatı mümkün olup ispata elverişli delil sunulmadığı; diğer taraftan bunun aksi düşünülse dahi davacı tarafça dinletilen tanık F.G. işyeri çalışanı olmadığı gibi dava konusu olayda görgüye dayalı bilgisinin de bulunmadığı, diğer tanık H.S’nin ise incelenen SGK kayıtlarına göre senedin tanzim tarihinde davalı yanında çalışması görünmediği gibi beyanlarında; taraflar arasında hiçbir şekilde senet alışverişinin olmadığını, çalışanlara ileride olabilecek alacaklarına karşılık işyeri sahibi A.K. tarafından boş senet verildiğini görmediğini, ayrıca dava konusu senedin davacı ve davalı arasında verildiğini bizzat kendisinin görmediğini beyan etmesi dikkate alındığında, dava konusu edilen senedin teminat senedi olduğu ispat olunamadığından Mahkemece davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde istinaf başvuru dilekçesinde belirtilen sebepleri ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, işveren tarafından işçiye verilen senedin teminat senedi olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 … maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 … maddesinde yer … sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14…..2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.