Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/8140 E. 2023/8780 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/8140
KARAR NO : 2023/8780
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :… Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce … Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı … davalı … Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili asıl dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … Müdürlüğüne ait işlerde sözleşme ile faaliyet gösteren dava dışı Star İnşaat ve Tic. AŞ işyerinde çalışmakta iken … sözleşmesinin feshedildiğini, asıl işveren ve alt işveren arasındaki … ilişkisinin muvazaalı olup müvekkilinin işe giriş tarihinden itibaren asıl işverenin işçisi kabul edilmesini gerektiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı, ücret ve fark ücret alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; davalı Kurum ve dava dışı Şirket arasındaki asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu iddia ederek kömür yardımı, akdi ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini ve asıl dava ile bu davanın birleştirilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; diğer davalı ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (4734 sayılı Kanun) uyarınca yapılan yapım ihalesi sonucu sözleşme imzalandığını, bu sözleşmeye göre diğer davalı yanında çalışan işçilerin hak ve alacaklarından sorumlu olmayacaklarını, alacakların zamanaşımına uğradığını, husumetin yanlış tarafa yöneltildiğini, Kurumun işveren sıfatının bulunmadığını, diğer davalı Şirket ile muvazaa ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.05.2017 tarihli ve 2015/30 Esas, 2017/382 Karar sayılı kararıyla; galeri sürme ve ıslahı işinin davalı Kuruma ait yer altı … ocağı işletmesi işinin bir parçası olduğu, bu suretle … ocağı işletilmesi işiyle birbirinden farklı ve bağımsız işler olarak kabul edilemeyeceği, Yargıtay (Kapatılan) 7. Hukuk Dairesinin 2015/39401 Esas, 2015/23937 Karar sayılı ilâmı ile buna benzer pek çok içtihadı doğrultusunda davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerince süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
… Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 20.03.2018 tarihli ve 2017/2870 Esas, 2018/688 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

2. Dairemizin 03.02.2021 tarihli ve 2020/3694 Esas, 2021/3384 Karar sayılı ilâmı ile; muvazaa araştırması yapılmasına ve asıl ve ek davaların belirsiz alacak davası olarak açıldığı, bu nedenle faiz başlangıç tarihlerinin buna göre belirlenmesi gerektiğine yönelik olarak Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin 27.07.2021 tarihli ve 2021/13327 Esas, 2022/609 Karar sayılı kararıyla; bozma ilâmına uyulmasına karar verildikten sonra yargılamaya devam edilerek, emsal dosyada yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunun belirtildiği, Şirket tarafından kullanılan bir kısım araç gerecin davalı Kuruma ait olduğu, işin niteliğinin Kurumun sahip olduğu teknoloji ve uzmanlık alanını aşacak boyutta olmadığı, galeri açma işinin 150 yıldır davalı Kurum tarafından bizzat kendi işçileri ve araç/gereçleri ile yapılmakta iken üretim hedeflerinin tutturulması amacıyla alt işverene devredildiği, bu nedenle davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulü gerekeceği gerekçesi ile dava ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 19.01.2022 tarihli ve 2021/13327 Esas, 2022/609 Karar sayılı ilâmı ile; taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı, kanunen geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğu kabul edilerek talep konusu alacaklar hakkında bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. İlk Derece Mahkemesince İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; bozma kararı, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre galeri sürme işinin alt işverene gördürülebileceği, salt bu nedenle ilişkinin muvazaalı olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, davalılar arasındaki ilişkinin geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisi olduğunu belirterek bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı … davalı … vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu, daha önce verilen kararlar ile muvazaanın kesinleştiğini, Mahkemece asıl işveren alt işveren ilişkisine göre verilen kararının … yargılanma hakkı ihlal ettiğini, aradaki ilişkinin muvazaalı olmadığının kabulünde dahi Yapım İşleri Şartnamesi gereğince emsal işçiye göre ücretinin belirlenmesi gerektiğini, bu nedenle toplu … sözleşmesinden kaynaklı ikramiye, kömür yardımı ve ilave tediye alacaklarının da verilmesi gerektiğini, alacaklara temerrüt tarihinden faiz hükmedilmesi gerektiğini, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı … vekili temyiz dilekçesinde; emsal Yargıtay kararları gereğince kıdem tazminatından sorumlu olmadıklarını, müvekkili ile diğer Şirket arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi olmadığını, müvekkilinin işveren sıfatı bulunmadığını ve alacaklardan sorumlu olmadığını, verilen işin anahtar teslim … olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyetine ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalı Kurumun işçisi sayılıp sayılmayacağı ve buna göre davalı Kurumun dava konusu alacaklardan sorumlu olup olmadığı, yapım işleri şartnamesine dayalı olarak talepte bulunulup bulunulamayacağı, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 … maddesi, 438 … maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 4857 sayılı … Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 2 nci maddesinin yedinci fıkrası şöyledir:
“Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde … … ve bu … için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile … aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, … sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu … sözleşmesinden … yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. …”

3. Alt İşverenlik Yönetmeliği’nin “Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartları” kenar başlıklı 4 üncü maddesinin ( b) bendi şöyledir:
“Alt işverene verilen …, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen … işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir … olmalıdır.””Alt işverene verilen …, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen … işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir … olmalıdır.”

4. 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun 129 uncu maddesi şöyledir:
“Kendi adına sözleşme yapan kişi, sözleşmeye üçüncü kişi yararına bir edim yükümlülüğü koydurmuşsa, edimin üçüncü kişiye ifa edilmesini isteyebilir.
Üçüncü kişi veya üçüncü kişiye halef olanlar da, tarafların amacına veya örf ve âdete uygun düştüğü takdirde edimin ifasını isteyebilirler. Bu durumda, üçüncü kişi veya ona halef olanlar bu hakkı kullanmak istediklerini borçluya bildirdikten sonra, alacaklı borçluyu ibra edemeyeceği gibi, borcun nitelik ve kapsamını da değiştiremez.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davalı Kurumun asıl işi kapsamındaki işin teknolojik uzmanlık gerektirdiği ve ihale … şirketin bu işi yapabilecek ekonomik bağımsızlığa ve teknolojik kapasiteye sahip olduğu, asıl işverenin araç ve gereçlerini bedelsiz kullanmadığı, aynı işte asıl işverenin işçisinin çalıştığına yönelik dosya kapsamında bilgi bulunmamasına rağmen asıl işverenin işçilerinin de aynı işte çalıştığının Mahkemece kabulünün yerinde olmadığı, tanık beyanlarında asıl işverenin aynı işlerde personel çalıştırılmadığının, kontrol ve denetim görevi dışında çalışan işçisi bulunmadığının anlaşıldığı, … ve talimatın Şirket yetkilileri tarafından verildiğinin açık olduğu, davalı Şirketin asıl işverenden ayrı oluşturduğu … organizasyonu kapsamında işin yürütüldüğü, asıl işverenin denetim dışında söz konusu işe müdahalesinin bulunmadığı anlaşılmakla; Mahkemece taraflar arasındaki ilişkinin muvazaalı olmadığı ve kanunen geçerli asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunduğunun kabulü isabetlidir.

3. Davacı taraf, Yapım İşleri Şartnamesi gereğince kendisi ile aynı işi veya benzer işi yapan davalı … Müdürlüğündeki emsal işçinin haklarıyla eşit haklara sahip olunması gerektiğini, alacaklarının toplu … sözleşmesi hükümlerine göre Kurum işçilerinin ücretinin emsal alınmak suretiyle hesaplanması gerektiğini ayrıca; kanundan … ilave tediye alacağı ile toplu … sözleşmesinden … akdi ikramiye ve kömür yardımı alacaklarına da hükmedilmesi gerektiğini iddia etmiştir.

4. Yapım İşleri Şartnamesi’nin “Yüklenicinin Çalıştırdığı Personel” bölümünün “Çalışanların Hakları ve Çalışma Şartları” başlıklı 35 … maddesi ” Yüklenici çalıştırdığı işçilerin, bu … kolunda veya meslekte aynı veya benzer … için toplu sözleşme veya mevzuatla kabul edilenlerden daha az elverişli olmayan şartlarda çalışmalarını ve ücret almalarını sağlayacaktır. Ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarının toplu sözleşme veya mevzuatla tespit edilmemiş olması halinde yüklenici, en yakın ve uygun bir bölgedeki işkolu veya meslekteki aynı veya benzer bir … için toplu sözleşme veya mevzuatla tespit edilenlerden veya yüklenicinin bulunduğu işkolu ve meslekteki benzer işverenlerin verdiği genel seviyeden daha az elverişli olmayan ücret, yan ödeme ve çalışma şartlarını sağlayacaktır. Yüklenici varsa alt yükleniciler bu çalışma şartlarının sağlanması için gerekli tedbirleri alacaktır.” şeklindedir.

5. Mahkemece Yapım İşleri Şartnamesi gereğince Kamu İşletmeleri İşverenleri Sendikası ile … … Sendikası arasında davalı Kurum için akdedilen toplu … sözleşmesine göre belirlenen işçi ücreti dikkate alınarak kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ve ücret taleplerinin kabulüne, fark ücret alacağı ile toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacakların ise reddine karar verilmiştir.

6. Yapım İşleri Şartnamesi’nde 4734 sayılı Kanun kapsamında ihalesi gerçekleştirilen ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’na (4735 sayılı Kanun) göre sözleşmeye bağlanan yapım işlerinin yürütülmesinde uygulanacak genel esaslar yer almakta olup bu şartname sözleşmenin eki niteliğindedir.

7. 4735 sayılı Kanun’un 36 ncı maddesinde yer … “Bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.” hükmü ile 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasındaki “Bu Kanun kapsamında yapılan kamu sözleşmelerinin tarafları, sözleşme hükümlerinin uygulanmasında eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. İhale dokümanı ve sözleşme hükümlerinde bu prensibe aykırı maddelere yer verilemez. Kanunun yorum ve uygulanmasında bu prensip göz önünde bulundurulur.” şeklindeki hüküm gereğince kamu ihale sözleşmeleri … hukuk sözleşmeleridir.

8. Borçlar hukukunun konusunu … borç ilişkileri oluşturmaktadır. Borç ilişkilerinden … alacak hakkı ise niteliği itibarı ile nispi bir haktır. Nispi hak, sadece hukuki ilişkinin taraflarına karşı ileri sürülebilen ve ancak bu kişiler tarafından ihlal edilebilen haklara denir. Mutlak hak ise, nispi hakların aksine herkese karşı ileri sürülebilen ve herkes tarafından ihlal edilebilen haklardır. Borç ilişkisinden … alacak hakkı nispi bir hak olması sebebi ile sadece borçluya karşı ileri sürülebilir. Üçüncü kişiler hukuki ilişkide borç altına girmedikleri ve bir hak kazanmadıkları için bu hakkın onlara karşı ileri sürülebilmesi söz konusu olamaz.

9. Borç ilişkisinin sadece alacaklı ile borçlu arasında bir bağ teşkil etmesi ve üçüncü kişileri etkilememesi bu ilişkinin nispi olduğunu ifade eder ki bu sebeple alacak hakkının, nispi hak olduğundan bahsedilir. Borçlu, borcunu mutlaka edimi almaya yetkili alacaklının şahsına veya onun yetkili temsilcisine ifa edecek olup alacak hakkının borçlu tarafından yerine getirilmemesi hâlinde, üçüncü kişiler borç ilişkisinin tarafı olmadıklarından, borçluya karşı sözleşmeye dayanarak dava açamazlar.

10. Borçlar hukukuna esas teşkil eden en önemli ilkelerden biri olan borç ilişkilerinin nispiliği ilkesi gereğince, sözleşmenin tarafları, sözleşme ilişkisine katılmayan üçüncü kişiyi herhangi bir borç ilişkisinin borçlusu durumuna getiremezler. Borç ilişkisinden … alacak hakları kural olarak, sadece borç ilişkisinin diğer tarafına karşı ileri sürülebilen haklar olduklarından borç ilişkisinin tarafı olmayan üçüncü kişilere karşı, alacak hakkı ileri sürülemeyeceği gibi borç ilişkisinin tarafı olmayan üçüncü kişiler de borç ilişkisine dayanarak borçluya karşı bir hak talebinde bulunamazlar.

11. Sözleşmenin nispiliği ilkesinin bazı istisnaları bulunmaktadır ki bunları üçüncü kişilerin borç ilişkisine etkili olduğu hâller ve borç ilişkisinin üçüncü kişilere etkili olduğu hâller olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

12. Bir sözleşme ile taraflarca ifanın üçüncü kişiye yapılmasının kararlaştırılması durumunda üçüncü kişi yararına sözleşmeden bahsetmek gerekir. Burada sözleşmede yer … borçlu ve alacaklı, sözleşmenin tarafı olmayan kişi yararına bir edim kararlaştırmaktadır. Üçüncü kişi yararına sözleşmeden … borç üçüncü kişiye ifa edilir. Üçüncü kişi yararına sözleşmenin tarafları alacaklı ve borçludur. Alacaklı, borçluya üçüncü kişi yararına ifada bulunmayı vaat ettiren; borçlu ise, borcu ifa edecek olan kişidir. Sözleşmenin … veya tüzel kişiler tarafından kurulması mümkündür. Lehtar veya yararlanan olarak da ifade edilen üçüncü kişi bu sözleşmenin tarafı değildir. Üçüncü kişinin alacaklı ile arasındaki değer ilişkisinin tarafı olması, karşılık ilişkisini karşılayan üçüncü kişi yararına sözleşmenin tarafı hâline gelmesini sağlamaz. Ancak kendisi yararına tesis edilen bir edimin ifasını kabule ya da ifayı talep etmeye yetkili olan kişidir.

13. Kural olarak üçüncü kişi yararına sözleşmeleri, eksik üçüncü kişi yararına sözleşme ve tam üçüncü kişi yararına sözleşme olarak ikiye ayırmak mümkündür. Aralarındaki … fark ise eksik üçüncü kişi yararına sözleşmelerde üçüncü kişinin, sözleşme ile borç altına giren taraftan talepte bulunamamasına karşın, tam üçüncü kişi yararına sözleşmelerde bunun mümkün olmasıdır.

14. Hem eksik hem de tam üçüncü kişi yararına sözleşmede vaadeden, ifayı lehdara yapmak hususunda vaadettirene karşı borç altına girer. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmede ayrıca lehdar da bu borcun alacaklısıdır. Tam üçüncü kişi yararına sözleşmede vaadedenin lehdara ifasının üçlü borcu sona erdirme etkisi olduğu kabul edilmektedir. Buna göre … bir ifa hareketi ile vaadeden, vaadettirene ve lehdara karşı üstlendiği borçtan kurtulur. Ayrıca bu ifa hareketi vaadedenin ifa yardımcısı olarak hareket ettiği durumlarda, değer ilişkisinde vaadettirenin lehdara karşı üstlendiği borcu da ifa edildiği oranda sona erdirir. Dolayısıyla … bir ifa hareketi ile üç alacak hakkı sona ermektedir.

15. Somut uyuşmazlıkta; kamunun taraf olduğu hizmet alım sözleşmesinin eki niteliğindeki Yapım İşleri Şartnamesi’nde yer … düzenlemeler sözleşmenin tarafları arasındaki iç ilişkiye yönelik olup sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince sadece sözleşmenin taraflarını bağlar. Anılan sözleşmeye dayanarak talepte bulunma yetkisi sadece alacaklı ve borçlu taraflara ait olup üçüncü kişiler hukuki ilişkide borç altına girmedikleri ve bir hak kazanmadıkları için bu hakkı ileri sürülebilmeleri söz konusu olamaz.

16. Sözleşmenin nispiliğinin istinası olan üçüncü kişi yararına sözleşme de yine somut olayda uygulama alanı bulamaz. Zira üçüncü kişi yararına sözleşmede, edimin ifası ile borç sona ermektedir. Ancak dava konusu olayda borç ilişkisini doğuran hizmet alım sözleşmesi ile belirlenen asli edim galeri sürme ve ıslahı işidir. Hâliyle Yapım İşleri Şartnamesi’nde yer … ücrete ilişkin hükmün yerine getirilmesi, sözleşme konusu olan asli borcu sona erdirmez. Bu nedenle anılan şartnameyi üçüncü kişi yararına sözleşme olarak da nitelendirmek mümkün değildir.

17. Yukarıdaki bilgiler ışığında sözleşmenin tarafı olmayan davacı, ihale sözleşmesinin eki mahiyetinde olan Yapım İşleri Şartnamesi’nin 35 … maddesine dayanarak talepte bulunamaz.

18. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücretinin toplu … sözleşmesine göre belirlenen ücretten çok daha fazla olduğu, belirtilmiş; ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince toplu … sözleşmesine dayanılarak ücret belirlenmek suretiyle alacaklar hesaplanmıştır. Ne var ki raporda toplu … sözleşmesine göre davacının çıplak yevmiyesi 84,94 TL olarak belirlenmesine karşın otuz günlük ücretinin karşılığı 89,94 TL ile çarpılarak tespit edilmiştir. Belirlenen ücret kendi içerisinde çelişkilidir. Bu nedenle denetime elverişli olmayan rapora itibar edilerek hüküm kurulması hatalıdır.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgililere iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,

07…..2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.