Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/7853 E. 2023/11863 K. 13.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/7853
KARAR NO : 2023/11863
KARAR TARİHİ : 13.09.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 31. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/966 E., 2023/104 K.
DAVA TARİHİ : 24.08.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Anadolu 16. … Mahkemesi
SAYISI : 2018/229 E., 2021/47 K.

Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davacının borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline işe girerken zorla boş senetler imzalatıldığını, 2014 yılı Nisan ayında işten çıkartıldıktan sonra zorla imzalatılan 30.07.2012 düzenleme ve 31.03.2014 vade tarihli 2.000,00 Euro bedelli ve 30.07.2012 düzenleme ve 31.03.2014 vade tarihli 25.000,00 Euro bedelli senetler gerekçe gösterilerek davalı tarafça müvekkili aleyhinde … 37. İcra Müdürlüğünün 2014/11352 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalıya karşı borçlu olmadığını ileri sürerek müvekkilinin … 37. İcra Müdürlüğünün 2014/11352 Esas sayılı dosyası ile takip dosyasına konu edilen senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının … sözleşmesinin davacı seferde iken Yunanistan sınırları içinde aracın dorsesinde 23 adet kaçak yolcu taşıyarak insan kaçakçılığı yapması sebebiyle haklı nedenlerle sona erdirildiğini, bu olay nedeniyle müvekkili Şirketin ödemek zorunda kaldığı cezalar, pasaporttaki vizelerin Şirketin bilgisi dışında başka işlerde kullanılması dolayısı ile Şirketin uğradığı zararlara ilişkin borcu bulunduğunu, takibe konu senetlerin işbu borçların karşılığında düzenlendiğini, tüm bunların dışında davacının cari hesap borcu da bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu senetlerin davacı işçiden işe girerken veya … ilişkisi devam ederken alınan teminat senetleri olduğu ve davacının senetlerden kaynaklı davalı işveren Şirkete borcunun bulunmadığı, takibin kötüniyetli olması nedeniyle %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; İlk Derece Mahkemesince davacının irade sakatlığına ilişkin iddiasına yönelik zamanaşımı def’inin dikkate alınmadığını, dava konusu senedin teminat senedi olduğuna ilişkin tespitin dayanağının gösterilmediğini, davacının davalı Şirketi zarara uğrattığını ve bu hususta inceleme yapılmadığını, kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için gerekli şartların oluşmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu bonoların davacı işçiden işe girerken veya … ilişkisi devam ederken alınan teminat senedi niteliğinde olduğu ve davacı işçinin anılan senetler nedeniyle davalı işverene borcunun bulunmadığı, bu kapsamda işverence işçi aleyhine başlatılan icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğu, takibin kötüniyetli olması nedeniyle %20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçelerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının … 37. İcra Müdürlüğünün 2014/11352 Esas sayılı dosyasına konu olan 0.07.2012 düzenleme ve 31.03.2014 vade tarihli 2.000,00 Euro bedelli ve 30.07.2012 düzenleme ve 31.03.2014 vade tarihli 25.000,00 Euro bedelli senetler nedeniyle borçlu olup olmadığına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Menfi tesbit ve istirdat davaları” kenar başlıklı 72 nci maddesi şöyledir:
Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.
(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.
(Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.
Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.
Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.
Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur.”

2. 6100 sayılı Kanun’un “İspat yükü” kenar başlıklı 190 ıncı maddesi şu şekildedir:
“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”

3. 6100 sayılı Kanun’un “Karşı ispat” başlıklı 191 inci maddesi şöyledir:
“(1) Diğer taraf, ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir. Karşı ispat faaliyeti için delil sunan taraf, ispat yükünü üzerine almış sayılmaz.”

3. Değerlendirme
1. Taraflar arasındaki uyuşmazlık davaya konu olan senedin teminat senedi olup olmadığı ve ispat yükü noktalarında toplanmaktadır. Menfi tespit davaları borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak amacıyla açılan bir dava türü olup bu dava türünün konularından biri de bedelsiz senetler, hatır senetleri, teminat senetleridir.

2. Somut uyuşmazlıkta davacı işe girerken kendisinden boş senet alındığını ileri sürmüştür. Davalı ise davacının seferde iken kaçak yolcu taşıdığını ve Yunanistan sınırları içinde yakalandığını, bu nedenle müvekkili Şirketin bir takım cezalar ödediğini, aracın bağlı kalması, araçta bulunan malların başka bir araca yüklenmesi gibi nedenlerle zararlarının doğduğunu, zararların davacı tarafından karşılanmadığını, takibe konu senetlerin davacının bu borçlarının karşılığında alındığını belirtmiştir.

3. İşverence işçiden alınan teminat senetlerinde, işveren borç verdiğini iddia ediyorsa borcun kaynağını açıklamak ve miktarını ispat etmek zorundadır. Aksi hâlde teminat niteliğinde alınan senetler, işverenin alacağını veya zararını kanıtlamadığı sürece geçersiz sayılmalıdır.

4. Ne var ki işbu davada davalı zarara uğradığına dair bir kısım belgeler sunmuş olup İlk Derece Mahkemesince belgeler değerlendirilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. Şu hâlde İlk Derece Mahkemesince, davalının sunduğu belgelerin dikkate alınıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre davalının zararını ispatladığı miktar bakımından davacının borçlu olacağı bir diğer ifade ile senedin geçerli olacağı gözetilerek bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.