Yargıtay Kararı 9. Hukuk Dairesi 2023/6577 E. 2023/7739 K. 25.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 9. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/6577
KARAR NO : 2023/7739
KARAR TARİHİ : 25.05.2023

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı … Boru Hatları İle … Taşıma AŞ (…) vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 30.03.2006 tarihinden itibaren davalı …’a ait ve envanterinde kayıtlı römorkörlerde çalıştığını, dava tarihi itibarıyla çalışmaya devam ettiğini, …’ın bu römorkörleri çalıştırma işini başka firmalara ihale ettiğini, işçilerin aynı yerde çalışmaya devam ettiklerini, asıl işverenin … olduğunu, diğer davalı Naturel Altyapı İnşaat Denizcilik AŞ (Naturel Altyapı Şirketi) ile … … Sendikası arasındaki toplu … sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması üzerine Sendikanın başvurması ile Yüksek Hakem Kurulunun 03.07.2019 tarihli ve 2019/150 Esas, 2019/258 Karar sayılı kararının verildiğini, 01…2018 tarihinde yürürlüğe giren Yüksek Hakem Kurulu kararına göre toplu … sözleşmesinin 38 … maddesinde öngörülen birinci yıl birinci altı ay %6 ve birinci yıl ikinci altı ay %4 ücret zammının yapılmadığını, 39 uncu maddesinde fazla çalışma ücretinin %30 zamlı olarak ödeneceğinin belirtildiği hâlde buna uyulmadığını, 42 nci maddesinde saat 20.00-….00 arası gece çalışmalarında ücretin %10 zamlı ödeneceğinin belirtildiğini, yakacak yardımı, sosyal yardım, … yardımı alacaklarının ödenmediğini, birinci altı ayda 10 … olması gereken ikramiyenin 8 … olarak ödendiğini, ikinci altı ayda hiç ikramiye ödenmediğini, davacı vekili ayrıca müvekkili ile yaptığı avukatlık ücret sözleşmesine göre karar verilecek tutarın %10’u kadar vekâlet ücretinin de davalılardan tahsilini talep ettiklerini ileri sürerek ücret farkı, fazla çalışma ücreti farkı, gece çalışma ücret farkı, çocuk yardımı, öğrenim yardımı, yakacak yardımı, … yardımı, ikramiye alacağı ve takdir edilecek tutarların %10’u kadar vekâlet ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Davalı Naturel Altyapı Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davacı ile devam eden bir … sözleşmesinin mevcut olmadığını, davaya konu … sözleşmesine ilişkin asıl işveren olmadığı gibi son işveren sıfatı da bulunmadığını, husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını, somut davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olmadığını, davacının müvekkili Şirketten hiçbir alacağının olmadığını, davacı vekilinin davacı asıl ile arasındaki akdi vekâlet ücreti bedelinin müvekkil Şirkete yükletilmesi talebinin kabul edilemeyeceğini, davacının faiz talebinin yerinde olmadığını, asıl işveren … tarafından toplu … sözleşmesinden kaynaklanan işçi alacaklarının ödenmesi gerekçesi ile müvekkili Şirketin hak edişlerine bloke konulduğunu, davacılara ödenmeyen veya geciken bir alacak tespit edildiği takdirde Şirketin bu nedenle de sorumlu olmadığı savunarak davanın reddini istemiştir.

2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kuruluş … ile diğer davalı Naturel Altyapı Şirketi arasında davacının iddiasının aksine herhangi bir asıl işveren alt işveren ilişkisinin bulunmadığını müvekkilinin taraf sıfatının olmadığını, davanın …’ın ihale makamı olması ve ayrıca 854 sayılı … … Kanunu’nda (854 sayılı Kanun) asıl işveren alt işveren ilişkisinin düzenlenmemiş olması nedeniyle husumetten reddi gerektiğini, davada talep edilen ücret zammı, fazla çalışma ücreti, gece çalışması ücreti, çocuk yardımı, yakacak yardımı, … yardımı, yıllık sosyal yardım, ikramiye kalemlerinden oluşan alacakların tamamının müvekkilinin tarafı olmadığı toplu … sözleşmesine dayanan alacaklar olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işyerinde dava tarihinde çalışmaya devam ettiği, davacı 01…2018 tarihinde yürürlüğe giren 03.07.2019 tarihli ve 2019/150 Esas, 2019/258 Karar sayılı Yüksek Hakem Kurulu kararı kapsamında ödenmesi gereken ücret ve yardımların tahsilini talep ettiğinden 25.09.2020 olan dava tarihi itibarıyla zamanaşımının gerçekleşmediği, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2020/6133 Esas, 2020/17010 Karar sayılı ilâmı ile 4857 sayılı … Kanunu’nun (4857 sayılı Kanun) 2 nci maddesinde düzenlenen asıl işveren alt işveren ilişkisinin 854 sayılı Kanun kapsamında bulunan … ilişkilerine uygulanamayacağı ve 6098 sayılı … Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 19 uncu maddesi bağlamında muvazaa bulunmadığı takdirde gemiadamının işvereni ile imzalanan … alım sözleşmesinin karşı tarafı olan … veya tüzel kişinin gemiadamının işçilik alacaklarından müteselsilen sorumluluğunun bulunmadığına karar verildiği, somut olayda dava konusunun davacının üyesi olduğu …-… Sendikası ile davalı Naturel Altyapı Şirketi arasında bağıtlanan toplu … sözleşmesine göre yapılması gereken zamların yapılmayarak eksik ücret ödendiği iddiasıyla hesaplanacak ücret farklarının tahsili istemi olduğu, davalılar Naturel Altyapı Şirketi ile … arasında … alım ilişkisi mevcut olduğu, davacının … alım sözleşmesi kapsamında 854 sayılı Kanuna tâbi olarak davalı … envanterindeki römorkörlerde gemiadamı sıfatıyla çalıştığı, asıl uyuşmazlığın 854 sayılı Kanun kapsamında çalışan gemiadamının … sözleşmesinden ve toplu … sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından davalı Naturel Altyapı Şirketinden … alımı yapan davalı …’ın sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı, 17 Nisan 1995 tarihli ve 22261 sayılı Resmî Gazete’de davalı …’ın ana statüsü başlığı altında Şirketin amaç ve faaliyet konularının sıralandığı, 4 üncü maddede Şirketin bu amaca ulaşabilmek için klavuzluk, römorkörcülük, palamarcılık vs. hizmetleri ile her türlü … işletmeciliğini yapabileceğinin düzenlendiği, diğer taraftan davalı …’ın internet sitesinde klavuzluk (pilotaj), römorkaj ve palamar hizmetlerine dair ücret tarifesinin yer aldığı, tüm bu açıklamalar çerçevesinde Devlet tarafından davalı …’a ana statüsü kapsamında ruhsat verilen …, rıhtım ve iskeleler ile diğer kıyı tesislerinde yapılacak klavuzluk, römorkörcülük ve palamarcılık faaliyetlerinin yine davalı …’a ait römorkör ve pilot botlar vasıtasıyla yerine getirilmesi ve tanık anlatımlarından da anlaşılacağı üzere diğer davalı Naturel Altyapı Şirketine ait bordrolu işçilerin çalıştığı bu … araçları ile Opet, Milangaz ve Marmara Depoculuk gibi harici işyerlerine yakıt nakli yapacak gemilere kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin … tarafından satılmak suretiyle sağlanması nedenleriyle davalılar Naturel Altyapı Şirketi ile … arasındaki 18.05.2018 tarihli LNG İşletme Müdürlüğü … Vasıtaları İşletmeciliği ve Palamar Hizmeti Alımına Dair Sözleşme ile esasen …’ın envanterindeki … araçlarıyla, yine …’ın faaliyetine ruhsat verilen bir alanda sürdürülen … kapsamında çalışacak işçilerin temininin ihale edildiği, her ne kadar davalılar arasında 854 sayılı Kanun kapsamında bir … alım sözleşmesi bulunsa da … alım amacı olmaksızın yapılan sözleşmenin işçi temini amacı taşıdığı ve muvazaalı olduğu, gemi adamları tarafından işçilik alacaklarının hem görünüşteki işveren Naturel Altyapı Şirketinden hem de … işveren olan davalı …’… talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili; davacının kendi işçisi olmadığını, müvekkili …’a yöneltilen davanın müvekkilinin ihale makamı olması ve ayrıca 854 sayılı Kanun’da asıl işveren alt … veren ilişkisinin düzenlenmemiş olması nedeniyle husumetten reddi gerektiğini, alacakların zamanaşımına uğradığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalının faaliyet gösterdiği limanlarda bulunan römorkörlerinde çalışan gemiadamı olduğu, davacının yaptığı işin niteliği gereği işyerindeki asıl … olduğu, asıl işin bölünerek yükleniciye verilmesi mümkün olmadığından karar yerinde gösterilen tüm gerekçelerle muvazaa olgusunun tespit edilmesinin yerinde olduğu, hüküm altına alınan alacakların zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili; … Ana statüsü incelendiğinde “klavuzluk, römorkörcülük, palamarcılık vs. hizmetleri”nin ana faaliyet konularından olmadığını, ana faaliyetleri gerçekleştirmek üzere başvurulan bir … olduğunu, bu sebeple müvekkilinin uzmanlığının bulunmadığı faaliyet konularını gerçekleştirmek için dava konusu işi üçüncü kişilere bir … sözleşmesi ile gördürmesinde hukuka aykırı bir taraf bulunmadığını, gerekçeli kararda yer verilen bu hususun muvazaanın varlığını ortaya koymadığını, zira müvekkili Kuruluşun uzmanlık gerektiren bir işi her zaman bölerek uzmanlığı bulunan bir şirkete ihale yoluyla ve personel çalıştırmasına dayalı olarak yaptırma hakkı bulunduğunu, kendi mülkiyetinde olmamasına rağmen ihale yoluyla müvekkili Kuruluş envanterinde kayıtlı römorkörleri işleten Naturel Altyapı Şirketinin davacının … ve … işvereni olduğunu, bu işi sözleşme ile üstlenmesinin müvekkili Kuruluşla arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu anlamına gelmediğini, davacıya yapılan ödemeleri gösterir bordrolar ile banka dekontlarının incelenmesinden davacıya işçilik alacaklarından dolayı eksik ödeme yapılmadığı ortaya çıkmasına ve davacının puantaj kayıtlarından ilgili dönemde fazla çalışma ya da gece çalışmasının da bulunmadığı anlaşılmasına rağmen işçilik alacaklarının kabulünün hatalı olduğunu, hükmedilen alacaklar için yasal faiz dışında, işletme kredilerine uygulanan en yüksek kredi faiz oranı uygulanmasının da hatalı olduğunu, alacaklara dava ve ıslah tarihlerinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, dava konusu tüm alacaklar için Yüksek Hakem Kurulu kararının diğer davalı Şirkete tebliğ edildiği tarihten bir ay sonrası için temerrüdün gerçekleştiğinden hareketle bu tarihten itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığını, kısmen reddedilen davada kendini vekille temsil ettiren müvekkili Kurum lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı ile dava konusu işçilik alacaklarından davalı …’ın sorumluluğu bulunup bulunmadığına, taleplerin hesabı, hükmedilen faiz ve faiz başlangıç tarihi ile vekâlet ücreti noktalarındadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 … maddesi.

2. 854 sayılı Kanunu’nun 2 nci maddesinin (B) bendi, 6098 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun (4734 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) alt bendi.

3. Değerlendirme
1. Somut uyuşmazlıkta davalı Naturel Altyapı Şirketi ile … … Sendikası arasında yapılmak istenen toplu … sözleşmesi görüşmelerinde uyuşmazlık çıkması üzerine, Yüksek Hakem Kuruluna başvurulmuş ve Yüksek Hakem Kurulunun 03.07.2019 tarihli ve 2019/150 Esas, 2019/258 Karar sayılı kararı alınmıştır. Kurul Kararının “Yürürlük Süresi” başlıklı 7 nci maddesi uyarınca karar kapsamında şartları düzenlenen toplu … sözleşmesinin 01…2018 tarihinde yürürlüğe gireceği ve 31.05.2019 tarihinde yürürlüğünün sona ereceği düzenlenmiştir. Dava dilekçesinde de bu dönem aralığının dava konusu yapıldığı anlaşılmaktadır.

2. Davacı vekili; davalı Şirketler arasında yapılan … alımına ilişkin sözleşmenin … bir … alımını içermediğini, bu ilişkinin işçi teminine yönelik olduğunu, bu nedenle taraflar arasında tesis olunan … alım sözleşmesinin muvazaalı olması nedeniyle davalı …’ın diğer davalı Şirket ile birlikte işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunduğunu ileri sürmüştür. Davalı … vekili ise 854 sayılı Kanun’da asıl işveren alt işveren ilişkisinin düzenlenmediğini ve davalılar arasında 4734 sayılı Kanun çerçevesinde tesis edilen usule ve mevzuata uygun bir … alım ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle davalı Naturel Alt Yapı Şirketi çalışanlarının işçilik alacaklarından müvekkili Kurumun sorumlu olmadığını savunmuştur.

3. İlk Derece Mahkemesince; her ne kadar davalılar arasında 854 sayılı Kanun kapsamında bir … alım sözleşmesi bulunsa da … alım amacı olmaksızın yapılan sözleşmenin işçi temini amacı taşıdığı ve muvazaalı olduğu, gemiadamları tarafından işçilik alacaklarının hem görünüşteki işveren Naturel Altyapı Şirketinden hem de … işveren olan davalı …’… talep edilebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi de kararı yerinde bularak davalı …’ın istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Ne var ki varılan bu sonuç eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.

4. Dava konusu işyeri ve çalışma ilişkileri 4857 sayılı Kanun kapsamında değil ise de, davalılar arasındaki ilişkinin 6098 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesi kapsamında muvazaaya dayanıp dayanmadığının değerlendirilmesi açısından verilen işin yardımcı … olup olmadığının tespiti önem taşımaktadır. Nitekim 4734 sayılı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) alt bendinin 20.11.2017 tarihli değişiklikten önceki metninde; idarelerce kanun, tüzük ve yönetmeliklere göre istihdam edilen personelin yeterli nitelik veya sayıda olmaması hâlinde personel çalıştırılmasına dayalı yardımcı işlere ilişkin hizmetler için ihaleye çıkılabileceği düzenlenmiştir. Kanun metninin 20.11.2017 tarihli değişikliğinden sonra “5018 sayılı Kanuna ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde yer … kamu idareleri (MİT Müsteşarlığı hariç) ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlar, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı listede yer … idarelerin merkez ve taşra teşkilatları, il … idareleri, belediyeler ile bağlı kuruluşları ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri, birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası il … idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına ait şirketler; merkezi yönetim, sosyal güvenlik kurumu, fon, kefalet sandığı, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlığı, … hizmetleri ve spor il müdürlüğü, mahalli idare ve şirket bütçelerinden veya döner sermaye bütçelerinden, anılan liste kapsamındaki diğer idareler için ise kendi bütçelerinden personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı veya niteliği itibarıyla bu sonucu doğuracak şekilde alım yapamaz ve buna imkân sağlayan diğer mevzuat hükümleri uygulanmaz” ifadelerine yer verilmiş olup kamu iktisadi teşebbüsleri bu kapsama dâhil edilmemiştir. Davalı …, bir kamu iktisadi teşebbüsü olup değişiklikten önceki uygulama davalı … için geçerlidir.
5. Şu hâlde İlk Derece Mahkemesince belirtilen yönde bir araştırma ve inceleme yapılıp alanında uzman bilirkişilerden oluşan bir heyetten bilirkişi raporu alındıktan ve dosya kapsamı ile tüm deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmelidir. İlk Derece Mahkemesince yapılacak araştırma sonucunda, davacının yaptığı işin yardımcı … kapsamında kaldığının belirlenmesi durumunda davanın … yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, asıl … kapsamında olduğu tespit edilirse davalıların birlikte sorumlu tutulması gerektiği gözetilmelidir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davalı …’a iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.